English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We are not alone

We are not alone tradutor Turco

185 parallel translation
We are not alone in this, Livius.
Bu işte yalnız değiliz, Levius.
We are not alone.
Yalnız değiliz.
we are not alone, there are several that show trust, and the en tire time, they are like us,
Yalnız değiliz Güven gösteren başkaları da var Ve onlar da her zaman bizim gibi
And as long as we do, we know we are not alone in our fight.
Bunu yaptığımız sürece kavgamızda yalnız olmadığımızı bileceğiz.
Before proceeding with the vote, may I remind the jurors that here we are not alone in deciding a man's fate.
Oylamaya geçmeden önce, bir insanın kaderini belirlerken yalnız olmadığımızı jüri üyelerine hatırlatmak isterim.
Now we know we are not alone.
- Artık yalnız olmadığımızı biliyoruz.
Agent Mulder believes we are not alone.
Ajan Mulder yalnız olmadığımıza inanıyor.
We are not alone.
Burada yalnız değiliz.
We must realize we are not alone.
Yalnız olmadığımızın farkına varmalıyız.
And so from this simple man came the proof that we are not alone in the universe.
İşte bu adam, bizim evrende yalnız olmadığımızı kanıtladı.
We're in school. We are not alone.
Okuldayız ve yalnız değiliz.
We are not alone in this universe.
Bu evrende yalnız değiliz. - Evet.
- We are not alone.
- Yalnız değiliz.
Ladies and gentlemen, we are not alone.
Bayanlar baylar, yalnız değiliz.
And they made it perfectly clear that we are not alone in this universe.
Evrende yalnız olmadığımızı bize açıkça söylemişlerdi.
And they made it perfectly clear that we are not alone in this universe.
Belki de bu evrende yalnız olmadığımızı anlatmak istiyorlardı.
We are not alone!
Yalnız değiliz.
We are not alone.
Biz yalnız değiliz.
- Each one of that is we, we are not alone - l know, look I agree, I am not your enemy?
Yalnız değiliz. Biliyorum. Burada hemfikiriz.
It appears we are not alone.
Görünüşe bakılırsa yalnız değiliz.
We are not alone.
Yalnız değiliz..
Please, Lord. You have to let us know that we are not alone.
Lütfen Tanrım bize yalnız olmadığımızı göstermelisin.
This is not a trial, but a tribunal convened expressly by the Praesidium... and it is to the Praesidium alone that we are responsible.
Bu duruşma değil, Başkanlık tarafından açıkça toplanan mahkeme. Ve sadece Başkanlığa karşı sorumluyuz.
Fortunately, we are not as alone as we once were.
Neyseki bir zamanlar olduğu kadar yalnız değiliz.
We know you are not alone in this.
Bu işte yalnız olmadığını biliyoruz.
I said, we know you are not alone.
Yalnız olmadığını biliyoruz dedim.
We are not speaking about a house alone, Mr. Caine, but of the whole world.
Yalnızca bir ev hakında konuşmuyoruz, Bay Caine, bütün dünyadan bahsediyoruz.
Faith, that we are not totally alone
Yalnız olmadığımıza dair en büyük inanç.
We alone are not fooled!
Sadece biz kandırılmıyoruz!
As you see, we are alone, noting you say will be taken down.
Gördüğünüz gibi burada yalnızız söylediğiniz şeyler kesinlikle not edilmeyecek.
For although we may not be alone in the universe, in our own separate ways on this planet, we are all... alone.
Evrende belki yalnız olmayabiliriz ama bu gezegende kendi aramızda hepimiz yalnızız.
We humans are not alone.
Biz insanlar yalnız değiliz
We are, in fact, becoming a land where people do not prejudge on looks alone.
Hatta git gide, insanların sırf görünüşleri yüzünden önyargılanmadığı bir ülke oluyoruz.
We are definitely... ... not alone.
Kesinlikle yalnız değiliz.
- We are not staying alone.
- Burada yalnız kalamayız.
We are not going down alone.
Tek başımıza değil.
Magda's convinced these creatures are capable of subtleties... we've not yet noticed, let alone understood.
Magda bu yaratıkların zeki olduklarına ikna olmuş fakat biz henüz bunu fark etmiş değiliz.
Not to be alone We believe in fairy tales Are fond of memories
Yalnız kalmamak için korkunç hikayelere inanırız anılardan zevk alırız bir gölge ya da herhangi bir şey işimizi görür.
We are definitely not alone.
Kesinlikle yalnız değiliz.
" We must not continue longer on a course in which we alone are growing weaker...
Tek başımıza büyüdüğümüz gibi şimdi yeniden akmaya ve esmeye devam etmeliyiz.
There are very few of us among the ranks, but we assure you that you are not alone.
Mevkilerde bizden çok az var, ama yalnız olmadığınızı garanti ederiz.
And yet there might be those believers who might say, yes, admittedly there are other celestial bodies which are not good stage sets for life, let alone for the human drama, but here we are on Earth, which is, as they would say,
Hala da, diğer gök cisimlerinin yerlerinin inkar edilemez bir şekilde. yaşam için uygun olmadığına inananlar olabilir.
That was some compelling evidence, proving further, that we, are not alone.
İzlediklerimiz uzayda yalnız olmadığımız konusunda iknâ ediciydi.
Or are we not alone?
Veya yalnız değil miyiz?
But these stars alone are not enough to explain why WE'RE here.
Sadece bu ilk yıldızlar bizim varlığımızı açıklayamazlar.
So I tell her, artifact or not, in the grand scheme of things, we are all alone out here.
Ona söylüyorum, yapıt veya değil genel olarak baktığımızda burada yalnızız.
Do not worry, Miranda, we are alone now.
Endişelenme, Miranda, artık yalnızız.
You think that if we are united and tell this Prior we will not heed his word, he will merely go away and leave us alone?
Birlik olup rahibe ona boyun eğmeyeceğimizi söylersek bizi rahat bırakacağına mı inanıyorsun?
We face a terrible enemy and an uncertain future, but if we are never heard from again, know that your loved ones did not face that uncertainty alone.
Korkunç bir düşman ve belirsiz bir gelecekle karşı karşıyayız. Ama eğer bizden bir daha haber alınamazsa, sevdiklerinizin belirsizlikle tek başlarına karşı karşıya kalmadığını bilin.
And we are not leaving her alone.
Ve biz onu bırakmayacağız.
Thou seest we are not all alone unhappy.
Görüyorsunuz ya, mutsuz olan sadece biz değiliz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]