English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / What'd you see

What'd you see tradutor Turco

1,050 parallel translation
You know what I'd like? To see you in a fur coat, nude, in the sunshine.
- Seni nasıl arzuluyorum, biliyor musun?
You mean that's what we'll see when we go outside?
Dışarı çıktığımızda bunu mu göreceğiz yani?
You see, what keeps water out, keeps air in.
Suyu dışarıda tutan şey, havayı da içeride tutuyor.
I hadn't seen you for some considerable time so I thought I'd come and see what you had been doing.
Uzun süredir seni göremedim ve sonra gelip neler yaptığına bir bakayım dedim.
What d'you see?
Ne görüyorsun?
I'd like to see what you got.
Arabanı görmek isterim.
Later on, we'll see what you'd be willing to do and give.
Daha sonra ne yapmak ve vermek isteyebileceğinize bakacağız.
Because what you see out there is an undefended town.
Çünkü dışarıda gördüğünüz savunmasız bir kent.
- What'd you see?
- Eee? - Ne gördün?
I came down to see what you are doing.
Ne yaptığınıza bakmak için dışarı çıktım.
What'd you see, sergeant?
Çavuş, ne gördün?
What'd you see?
Ne görüyorsun?
How are you gonna see or d what you're gonna do?
Nasıl göreceksin, yapmak istediğin şeyi nasıl yapacaksın?
If you want to know what I think... he'd love to see you wind up inside...
Eğer ne düşündüğümü bilmek istersen... senin işinin bir şeyin midesinde bittiğini görmeye bayılacak...
You know, most of what you see here on the windward side is the wild part.
Bakın, rüzgâr tarafında gördüğünüzün çoğu yaban kısmıdır.
I know it was D'Amato's field, but see what you can find out.
D'Amato'nun sahası olduğunu biliyorum ama ne bulabilirsiniz bir bakın.
You see, Bookbinder, what'd I tell you?
Görüyorsun, Bookbinder, ben sana ne dedim?
Oh, I see. You know what I was wondering was... the night of the shooting- - why'd you drive over there so late?
- Oh, evet anlıyorum. aslında merak ediyordum ateş edildiği gece... neden o kadar geç saate gittiniz?
- I'd just like to see what you're eating.
- Ne yediğini görmek istiyorum.
I just wanted to see what you'd do.
Sadece ne yapacağını görmek istemiştim.
I see. I thought you'd want to know what they found.
Orada buldukları şeyi görmek istersiniz diye düşünmüştüm.
What's the last thing you'd like to see... before you die?
Ölmeden önce görmeyi istediğin en son şey ne olurdu?
What'd you see?
Ne gördün?
What'd you see?
Ne gördün?
O say, can you see By the dawn's early light What so proudly we hail'd
" Söyle, görebiliyor musun seherin ilk ışıklarında alacakaranlıkta gururla selamladığımız bayrağımızı?
He said "I'd rather be a junkie than be nothing." You see what this tells us?
Bunun anlamını biliyor musunuz?
And naturally, you knew I'd see you slip away, that I'd be curious, wondering what my opponent was up to on the night before our match.
Ve doğal olarak, seni sıvışırken görüp, merak edeceğimi biliyordun, maçımızdan önceki gece rakibimin neyin peşinde olduğunu merak ettiğimi biliyordun.
What you see are fragments of cloth found under the fingernails of one of your classmates who was barbarously murdered just one week ago, Flo Nicholson.
Gördüğünüz bez parçalarıdır... Sınıf arkadaşlarınızdan birinin tırnaklarının altında bulundu... Bir hafta önce barbarca öldürülen Flo Nicholson un....
I'd really prefer doing something along the lines we were discussing, but you read it and see what you think.
Ama öncelikle konuştuğumuz makaleyi yazmayı istiyorum. Bunu okuyun, çok ilginç bulacaksınız, bir düşünün.
In casting you out, the other gulls have only hurt themselves, and one day they will know this, and one day they will see what you see.
Seni dışlamakla onlar yalnızca kendilerini yıprattılar ve bunu bir gün anlayacaklar. Bir gün gelecek, onlar da senin gözünle görecek.
I'd like you to see what goes on.
Ne olduğunu görmeni istiyorum.
I just wanted to see what you'd do.
Ne yapacağınızı görmek istedim.
'Cause if you did, you'd sure see... what a beautiful piece of work this here thing is.
Bu kadar güzel bir parçanın... neyden yapıldığını görmek isterdim.
I don't see anything. What'd he hit you with?
Hiç bir şey görmüyorum sana ne ile vurdu?
Jesus Christ, what'd you all see?
Yüce Tanrım, ne gördünüz ki?
I'd like to see what you think.
Düşünceni bilmek isterim.
Duc, one of these days... you're gonna have to get up from this table... and gonna out and see what's gonna on out there.
Duc, şu günlerde... masadan kalmak zorunda olacaksın... dışarda neler olduğunu göreceksin.
I'd like everybody on the case there to see what you're against.
Olayla ilgili herkesin orada olmasını istiyorum.
IF YOU DID A GYNECOLOGICAL ON HER RIGHT NOW, I'D WAGER YOU'D SEE WHAT I SAW.
Tuvaletini yapamıyordu.
Fire! ( IN GERMAN ) What else can you see besides smoke?
Ateş! Duman dışında ne görebiliyorsunuz?
We'd like to see what you look like.
Neye benzediğini görelim!
I'd like to see what a creep like you looks like.
Nasıl bir pislik olduğunu görmek istiyorum.
What'd you see, Tanya?
Ne gördün, Tanya?
You'd be sad to see what they've done to the Place Clichy.
Clichy Meydanı'na ne yaptıklarını görünce üzüleceksiniz.
You'd be blind not to see what they're up to and the strange goings-on
Tüm bu olup biten tuhaf şeyleri görmemek için kör olmak lazım.
First I'd like to see what you brought.
Önce ne getirdiğinize bakayım.
If you gave me a gun, I'd shoot you just to see what it looked like.
Silah verseniz, sırf nasıl olduğunu görmek için sizi vururdum. - Vurur muydun?
You'd go see that woman after what she did to us?
Bize yaptıklarından sonra gidip onu görecek misin?
Look, I don't exactly expect thanks for arranging this party... but I'd like to see what you could do for $ 5 a man.
Bakın, bu partiyi düzenledim diye teşekkür beklemiyorum... ama kişi başı 5 dolara ne yapılabilir görmek istiyorum.
And what you would see would be a kind of tumbling snowball spending most of my time out here in the outer solar system.
Göreceğiniz şey zamanının çoğunu burada, dış güneş sisteminde geçiren bir tür yuvarlanan kar topu olurdu.
This is what you'd see if you traveled at ordinary speeds through this red and white lattice.
Standart bir hızla hareket ederken, çevrenin kırmızı ve beyazla temsil edilen örgüsü bu şekilde görülüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]