English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Where'd you find that

Where'd you find that tradutor Turco

119 parallel translation
Where'd you find out about that?
Bunu nereden çıkartıyorsunuz?
Where'd you find that rookie?
Bu acemiyi nerede buldun? Kuvözde.
She left a message that you'd know where to find her.
Onu nerede bulacağınızı bildiğinizi söyleyen bir mesaj bırakmış.
So you see to it that nothing happens to her,'cause no matter where I am, I'd find out.
Ona bir şey olmamasına dikkat edin. Nerede olursam olayım, bunu öğrenirim.
- Where'd you find that music?
- Bu müziği nereden buldunuz?
Where'd you find that?
Bunu nereden buldun?
- Where'd you find that article?
- Bunu nereden buldu?
Where'd you find that bitch?
Bu kaltağı nerede buldun?
Gee, where'd you find time to do that?
Yazacak vakti nereden buldun?
If you could find a solution to homelessness where the corporate swine, and the politicians could steal a couple of million dollars each, you'd see the streets of America begin to clear up pretty goddamn quick, I'll guarantee you that!
Evsizliğe çözüm bulduğunuz zaman, ki kodumun şirketleri ve siyasetçiler bundan kişi başı milyon dolar cepleyebiliyor, size garanti veriyorum, Amerika sokakları büyük bir hızla temizlenir!
Now then, about that collection of bearer bonds you're supposed to transport if you'll just tell me where I can find them you might get out of here alive.
Şöyle olacak ; taşıdığınız şu hamiline yazılı tahvilleri nerede bulacağımı söylerseniz buradan canlı çıkacaksınız.
Where'd you find that?
Onu nereden buldun?
- Charlie, where'd you find that bomb?
Bu bombayı nerede buldun? Çin Mahallesi'nde.
How'd you know where to find the boy in that orchard?
Meyve bahçesindeki çocuğunu yerini nasıl buldun peki?
You'd go to the library, go through public records find out where that architectural office is and break in.
Kütüphaneye gidip, halk kayıtlarına bakıp bu mimarlık bürosunun nerede olduğunu bulup ve içeriye girersin.
Where'd you find that girl with that stunning gown?
Bu çekici elbiseli kızı da nereden buldun?
Where'd you find that girl in that stunning gown?
Bu çekici elbiseli kızı da nereden buldun?
So, where'd you find all that stuff, Verena?
Başka bir zaman artık.
That is, if you'd bothered to find out where he was.
Nerede olduğunu öğrenme zahmetine katlansaydın yani.
" The attempt to find a compromise with the Soviets was where we began to get into serious trouble, because any concessions that you made to the Soviets from the Western side would be an an erosion of the Western position there
" Sovyetlerle uzlaşmaya varma girişimimiz, ciddi sorunlarla karşılaşmaya başladığımız noktaydı. Çünkü Batı tarafından Sovyetlere tanıdığınız her imtiyaz,... Batının oradaki pozisyonunun altını kazmak sayılırdı.
That's where you'd go to find girls -
Orası kız bulmak için gidilen yerdir.
- OK. Hey. Where'd you find that girl Debbie?
O kızı nereden buldun?
- Where'd you find that?
- Nereden buldunuz bunu?
Where'd you find that boot?
O çizmeyi nerede buldun?
Where'd you find that top?
Bu kazağı nereden buldun?
The new cyclotron can measure isotope ratios, so if cadmium-x is extraterrestrial, that's where you would go to find it out.
Yeni kiklotron, izotop oranını ölçebilir. Eğer Kadmium-x dünya dışıysa, orası bunu bulabileceğin yer.
In the event that you should maybe happen to come again... if you are not welcome... and I find out that you are not welcome... you will be exactly where Kevin is... and then you'd be defeating your purpose.
Eğer aynı şekilde davranmaya devam ederseniz yine hoş karşılanmayacaksınız ve gerekeni yaparak kendinizi arkadaşınız.... Kevin'in yanında bulursunuz ve amacınızı ulaşamamış olursunuz.
Where'd you find that?
- Onu nerede buldun?
Hey, where'd you find that cat?
Hey, kediyi nerede buldun?
- Where'd you find that?
- Nerede buldun onu?
That's where, generally speaking, you'd go to find the bad guy.
Genele bakarsak oraya kötü adamı bulmaya gidiyorsunuz.
Where'd you find that though?
Bunu nereden buldunuz?
I knew that if anyone would find out where I was it'd be you, my dearest friend, my best friend.
Biliyordum, eğer biri öğrenecek olsa bu sen olurdun benim gözde arkadaşım. benim dostum.
Where'd you find that hottie?
Bu ateşli kızı nereden buldun?
Hey, where'd you find that kid?
Bu çocuğu nereden buldun?
Boy. Where'd you find that?
Onu nereden buldun?
Where'd you find that?
Nereden buldun?
Where'd you find that heap?
Bu hurdayı da nereden buldun?
Where'd you find that?
Bunu nerde buldun?
Where'd you find that?
Nerde buldun onu?
The Creator, in His infinite wisdom, Mrs Garret, salted His works... so that where gold was there also you'd find rumour.
Tanrı ve O'nun ebedi hikmeti, Bayan Garret... öyle bir düzen koymuştur ki, altın neredeyse rezalet de oradadır.
Call me old-fashioned, but if you want to revisit old cases, I'd certainly prefer that you find one that's unsolved and where the guilty party isn't already behind bars.
Eski davalara tekrar bakacaksan, suçlunun henüz tutuklanmadığı, çözülmemiş davalara bakmanı tercih ederim.
Not that I'm impressed or anything but how'd you know where to find the vent controls?
Etkilenmiş falan değilim ama havalandırma düğmelerinin yerini nereden biliyorsun?
I'm talking about the fact that if I stripped off all those doll clothes you're wearing I'd find a smooth little nub where your boy parts are supposed to be.
Söylemeye çalıştığım, giydiğiniz kıyafetleri çıkardığımda teninizin olması gerektiği yerde küçük pürüzsüz gerçeği bulacağım.
Where'd you find that?
Aferin. Nereden buldun?
Well, I got a feeling the body we find is gonna give you anything but closure. And where do you get that idea?
Bulacağımız cesedin sana "Kapanış" dışında her şeyi verebileceği gibi bir hisse kapıldım.
Where'd you find that?
Onu nerden buldun?
where'd you find that?
Onu nereden buldun?
If there's something you left out that you'd like to share, You know where to find me.
Eğer paylaşmak istediğin bir şey olursa beni nerede bulacağını biliyorsun.
And that'd be where you find stored such things as empathy, compassion, an aversion to disemboweling puppies.
Empati, merhamet, bağırsakları çıkmış bir yavru köpekten iğrenmek gibi duygular orada toplanır.
Where'd you find that?
- Nereden buldun onu? - Savaş ganimeti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]