Where are they tradutor Turco
8,879 parallel translation
Where are they now, Ava?
- Şimdi nerede Ava?
- Where are they?
- Neredeler?
Where are they?
Neredeler?
Spare cartridges? Where are they?
Fişekler nerede?
If that's true, then where are they?
Bu dediğin doğruysa, neredeler o zaman?
Army of the 12 Monkeys, where are they?
- 12 Maymun Ordusu, neredeler?
Where-where-where are they taking us?
Bizi-bizi-bizi nereye götürüyorsunuz?
The Ottoman army, where are they?
Osmanlı ordusu nerede?
Where are they taking us?
Bizi nereye götürüyorlar?
Where are they headed, Lucy?
- Nereye gidiyorlar Lucy?
Where are they taking us?
Nereye götürüyorlar bizi?
- Where are they?
- neredeler?
Where are they?
- Neredeler?
Where are they?
Nerede bunlar? Burası olduğuna emin misin?
- Where are they?
Neredeler?
- I know not what I saw. - Where are they?
- Ne gördüğümü bilmiyorum.
And where are they now?
- Şu anda neredeler peki?
Where are they going?
Nereye gidiyorlar?
This is where they are.
Cevaplar burada.
For high treason and threats to the public good, these prisoners are hereby brought to this place of execution where they shall be exposed to the elements until dead, by order of the Company, serving the Quad.
Kamu malına ihanet ettikleri ve zarar verdikleri için bu mahkumlar Dörtlü'ye hizmet eden şirketin emriyle ölene kadar işkence görecekleri ceza infaz kurumuna götürülecekler.
Where the hell are they?
Neredeler lan?
Where else are they jamming?
Başka nereyi engelliyorlar?
If these are Mark's followers, then they might have left a clue as to where they're hiding.
Eğer bunlar Mark'ın takipçileriyse, nerede saklandıklarına dair bir ipucu bırakmış olabilirler.
Do they know where they are?
Nerede olduklarını biliyorlar mı?
If they don't know where they are,
Nerede olduklarını bilmiyorlarsa Efendi de bilemez.
Man : Leave those files where they are.
- Dosyaları olduğu yere bırakın.
Your pretense may well be indulged in the cozy clubs in London, but where I'm from, we call things for what they are.
Numaranız Londra'nın rahat kulüplerinde hoş görülebilir ama geldiğim yerde, biz bir şeye neyse onu deriz.
Dearing knows where they are.
Dearing yerlerini biliyor.
I can leave you here and let your men tear you apart, or... you take me where they are.
Seni burada kendi adamların tarafından parçalanman için bırakabilirim. Veya beni onların yanına götürürsün.
We don't know where they are.
Nerede olduklarını bilmiyoruz.
And when you do, remember, scars only show us where we've been, they do not dictate where we are going.
İyileştiğinde şunu unutma, yaralar sadece nerede olduğumuzu gösterir, nereye gideceğimize karar vermezler.
- Why don't you tell me where they are?
- Neden bana nerede olduklarını söylemiyorsun?
This is where they've been staying, but I don't know where they are.
- Burada kalıyorlardı ama nereye gittiklerinden bihaberim.
I have no idea where they are.
Nerede olduklarını bilmiyorum.
I may not be able to tell you where they are, Governor, but I do know they didn't escape with the corpse.
Yerlerini bilmiyor olabilirim, Vali ama cesetle birlikte kaçmadıklarını biliyorum.
You know where they are.
Nerede olduklarını biliyorsun.
Ah... ah... ah. Leave your weapons right where they are.
Silahlarınıza davranmayın.
Where the hell are they?
Nereye kayboldu bunlar?
Where are they now?
Şimdi neredeler?
Mm-hm. Where are they?
- Neredeler?
Where the hell are they all coming from?
Hangi cehennemden geliyor bunlar?
Get what they can down to where the horses are.
Atların olduğu yere ne getirebiliyorlarsa getirsinler.
The heretic sect, I need to know where they are.
Kâfirler tarikatı. - Yerlerini öğrenmem lazım.
I know exactly where they are.
Yerlerini kesin olarak biliyorum.
Can you find out where they are?
- Nerede olduklarini bulabilir misin?
The bodies are dropped off in the back where they get a toe tag.
Cesetler, ayaklarına kimlik kartı takılması için arka tarafa bırakılırlar.
Where are these from? From Indian Tom and old Slater, when last they past through.
Son geçtiklerinde Yerli Thom ve ihtiyar arduvaz döşeyicisinden.
Alright, we gotta figure out where these soldiers are and what they're planning.
Pekâlâ, bu askerlerin yerini ve ne planladıklarını öğrenmeliyiz.
Why hasn't he told you where they are?
Neden nerede olduklarını bize söylemiyor?
Can you tell where they are?
- Nerede olduklarını söyleyebilir misin?
Trust me, I-I know how many bodies are here and precisely where they're all placed.
Burada tam olarak kaç ceset olduğunu, ve yerlerinin tam olarak nerede olduğunu biliyorum.
where are they from 41
where are they going 162
where are they now 131
where are they coming from 25
where are they taking us 23
where are they taking him 34
where are you going 8373
where are you 7883
where are you from 827
where are you now 254
where are they going 162
where are they now 131
where are they coming from 25
where are they taking us 23
where are they taking him 34
where are you going 8373
where are you 7883
where are you from 827
where are you now 254
where are you going to go 37
where are you right now 98
where are you staying 132
where are we going 2102
where are your parents 143
where are you heading 35
where are you coming from 57
where are you at 37
where are you going now 92
where are you from originally 16
where are you right now 98
where are you staying 132
where are we going 2102
where are your parents 143
where are you heading 35
where are you coming from 57
where are you at 37
where are you going now 92
where are you from originally 16