With this one tradutor Turco
5,687 parallel translation
Okay, well, with this one, you don't.
Bu sefer kurcalama.
I CAN'T HELP YOU WITH THIS ONE.
Bu konuda yardımcı olamam.
What's wrong with this one?
Bunun nesi var ki?
Oh, yeah, well, I've already given this some thought, and... I'm willing to let Penny live with us one day a week for a trial period.
Evet, bu konuya bir miktar kafa yordum ve Penny'nin bizimle yaşamasına izin veriyorum deneme süresince haftada 1 gün olmak kaydıyla.
So about this dead fish, here's what you do : don't tell Hope and just replace it with one that looks exactly the same.
Hope'a söylemeyin, ve aynı görünen başka bir balık ile değiştirin.
Our Castithan forefathers grappled with this very same problem, and they... they had a wise solution... the one bears the shame of the many.
Castili atalarımız aynı sorunla karşılaşmışlar ve çok akıllıca bir çözüm bulmuşlar. Herkesin utancını tek bir kişi üstlenir.
No one will want you like this, a hysterical virgin with cobwebs on her pussy.
Hiç kimse seni bu halinle istemez. Amı örümcek ağı tutmuş isterik karının tekisin.
This guy's the one with OCD. Go ahead, Garcia.
- Obsesif kompulsif bozukluğu olan bu.
Except you didn't kill this one, because she's laying up in a hospital room with torture wounds all over her body.
Tabii onu öldürmemiştin çünkü vücudunun dört bir yanında işkence yaralarıyla hastanede yatıyor şu an.
They blew up his boat, with him still on it, And left no evidence except this one charred finger And nate's melted torso.
Onlarda Nate'in teknesini o üzerindeyken batırdılar ama bu kömürleşmiş parmak ve Nate'in erimiş gövdesi dışında hiçbir delil bırakmadılar.
This is the one you bought with Claire?
Claire ile birlikte aldığınız ev mi?
I don't know how to say this, so just bear with me for one second.
Nasıl söylenir bilmiyorum ama sabırlı olman gerekli.
Just let me do this one last thing as a human being and I'll come with you.
İnsan olarak son kez bir şey yapmama izin ver sonra seninle geleceğim. Lütfen.
Oh, honey, one teensy problem with this plan.
Ah canım bu planda küçük bir sorun var.
But one thing, this precludes you from representing any other plaintiffs with the same action.
Yalnız şöyle bir şey var, bu seni aynı hareket için başka davacıları temsil etmekten alıkoyar.
All we can do is fix one thing at a time, - starting with this servo drive.
Tek yapabileceğimiz her seferinde bir şeyi onarmak şu servo tahrikle başlayarak.
Ladies and gentlemen, this prototype can replace the severed limb of a soldier in minutes with one 10 times stronger, fully networked to the soldier's biometrics and to his optical targeting system.
Hanımlar ve beyler, bu ilk örnek, dakikalar içinde bir askerin yarılmış uzvunun yerine geçebilir hem de 10 kat daha güçlü askerin biyometriğine ve optik hedef sistemine tamamen bağlanmış olarak.
There's no one else I trust with this.
Bunu vermeye güvendiğim başka kimse yok.
A-Am I the only one struggling with this here?
Bununla mücadele eden birtek ben miyim?
How did this one get in here to begin with?
Bu arada şu oraya naslı girdi ki?
TH-TH-THERE'S ON- - THERE'S ONLY ONE PERSON IN THIS BLOATED BUREAUCRACY THAT I'M WILLING TO WORK WITH,
Bu aşırı bürokraside çalışmak isteyeceğim tek bir kişi var ve siz o değilsiniz...
If you're not shot by one of three former force recon scout snipers, you'll be grabbed by some lummox named Zachary in an SUV with bogus Ohio plates- - a fate far worse than the lies told to protect you in this room.
3 keskin nişancıdan biri tarafından vurulmazsan Zachary adında biri seni yakalayacak ve Ohio plakalı bir araca koyacak. Seni burada güvende tutmak için söylenen yalanlardan çok daha kötüsü olacak.
I wouldn't have bothered you with this, but he's one of Will's...
Seni bununla rahatsız etmek istemezdim, ama kendisi Will'in üst düzey...
Pulpo and his men cost us one of our own, nearly cost us a family member, but if you got into this profession expecting not to deal with scumbags, you got into the wrong line of work.
Pulpo ve adamları içimizden birine mal oldu. Ailemizin çok yakın bir üyesiydi. O aşağılık heriften profesyonel bir anlaşma bekliyorsanız yanlış yoldasınız demektir.
With this major accomplishment... we can now start to rebuild our world one city at a time.
FLAŞ HABER İKİ BOYNUZ ÖLDÜ Bu büyük başarının ardından artık dünyamızı şehir şehir yeniden inşa edebiliriz.
If I bet our winnings with the three-to-one odds on this horse tomorrow, Do you know how much I can make us?
Eğer bu attan yarınki yarışta 1e3 oranda tutturursak ne kadar kazanacağımızı biliyor musun?
I don't have dinners with men like you in houses like this, and no one cooks me filet mignon. - I got to go.
Senin gibi adamlarla böyle evlerde yemek yemem ve kimse bana fileminyon yapmaz.
Am I the only one in this bed with something to forget?
Bu yatakta bir şeyleri unutması gereken tek kişi ben miyim?
Ah, yeah, well, I think I'm with the public on this one because I've heard a rumor that I've been targeted by the NSA.
Evet, bu konuda ben de halktan yanayım,... çünkü NSA tarafından hedef alındığıma dair bir dedikodu duydum. - Ne? - Evet.
This might be one of those situations where you're better served speaking with an adult.
Yetişkin birisiyle konuşman gereken durumlardan biri olabilir.
I will take this one with the weird pipe.
Ben şu garip pipoluyu alacağım.
Well, Nolan, I'm afraid this is one of those occasions that cannot be solved with weed.
Nolan maalesef ot çekerek çözülemeyecek sorunlardan biri bu.
Tell you what. I'll go to this seminar and you go to the one for people with delusions.
Ben bu seminere gideyim sen de hayalperestler seminerine git.
One more time, and I'll bash your head in with this.
- Bir kere daha yaparsan kafanı bununla ezerim.
I just talked to one of the paramedics, and he said this guy came in with a "do not treat" bracelet on his wrist,
ATT'cilerden birisiyle konuştum ve dediğine göre bu adam "tedavi etmeyin" bilekliğiyle gelmiş.
For one thing, this has nothing to do with the war.
Bir şey daha var. Bunun savaşla da alakası yok.
This kid- - Brian Miller, he was with Son on every single one of his flights to and from Yemen.
Bu çocuğun adı Brian Miller Yemen'e iki gidişinde de Son'la berabermiş.
But with a permanent record like this, no one's going to hire you.
Ama böyle bir sicil kaydıyla, kimse sizi işe almayacaktır.
You have kept a lot of secrets from me, but this one is right up there with The Manhattan Project.
Benden birçok sır sakladın ama bu Manhattan Projesiyle gayet apaçık.
Because I haven't felt this at one with nature since I was in the Navy.
Çünkü bu dediğine donanma günlerimden beri hiç şahit olmadım.
This is your valet, your gardener, your cook, your gamekeeper, your butler, your housekeeper, your parlor maid, your housemaid, your scullery maid, your shoe de-graveler and one superfluous employee who I am not in a gay relationship with.
Bunlar ; uşağın, bahçıvanın, aşçın, avcın, kâhyan, temizlikçin sofra hizmetçin, oda hizmetçin, bulaşıkçı kadının, ayakkabı giydiricin. Ve kendisiyle eşcinsel bir ilişkimin bulunmadığı gereksiz çalışanımız.
Something was obviously a fish at one end, something that was obviously an animal with legs and walking around at the other end and in the middle was this very peculiar thing called Ichthyostega.
Bir uçta bariz şekilde balık olanlar diğer uçta da bacakları olan, yürüyen hayvanlar vardı. Arada ise çok garip bir canlı olan Ichtyostega vardı.
Well prepare for the shaming of your life, because I am in love with Paul and I'm gonna go live with him and his kind and I'm gonna tell anybody that will listen to me who I am and who my daddy is and that I chose to be one of the outcasts, because anything is better than living with the evil that lives in this house.
O halde hayatının en büyük utancına hazır ol, zira Paul'a aşığım ve o ve onun türüyle yaşamaya karar verdim ve beni dinlemeye hazır herkese benim ve babamın kim olduğunu ve dışlanmışlarla yaşamaya karar verdiğimi söyleyeceğim çünkü bu dünyadaki her şey bu evde yaşayan şeytanla yaşamaktan daha iyidir.
It reminds me of this one winter in Jamaica, fraught with problems.
Bu bana, Jamaika'da sorunlarla dolu bir kışı hatırlatıyor.
- Like, do what I used to do. Um... Could you start with this one?
- Bununla başlayabilir misin?
I'm in love with a robot in this one.
Bir robota aşık rolündeyim.
This one spot I always have trouble with.
Hep aynı yer sorun oluyor.
Because I remember this one time when someone in this apartment Slept with someone she worked with in this apartment, And it was super awkward and it was us.
Çünkü bir keresinde, ne zaman birisi bu apartmanda çalışan birisiyle yatsa, işin bizim açımızdan çok garipleştiğini hatırlıyorum.
'cause after you do this, I'm not gonna be the same person anymore, and... I wanted to be this person with you one more time.
- Çünkü sen bunu yaptıktan sonra artık aynı insan olmayacağım ve seninle bir kez daha bu insan olmak istedim.
My hope - and if there's this opportunity to talk about one's vision going forward with the trustees in June - my hope is that we can make that dialogue more central to what we're doing at exec and in some of our exhibition meetings.
Umarım... Haziran ayındaki yönetim kurulu toplantısında fırsat olursa bu tür bir diyalogu arttırmayı konuşabiliriz. Diyalogun karar alma süreçlerimizi ve sergilerle ilgili toplantıları nasıl besleyebileceğini konuşabiliriz..
One problem with this is also, you know, the whole question of a charity - erm, which we are - using its facilities and everything, for another charity.
Buradaki sorunlardan biri şu : Biz de bir hayır kuruluşuyuz. Tesislerin ve diğer şeylerin başka bir hayır kuruluşu tarafından kullanılmasına Yönetim Kurulu itiraz edecektir.
with this ring 42
with this 305
with this guy 22
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
with this 305
with this guy 22
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's special 17
this one too 30
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's good 21
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's special 17
this one too 30
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's good 21
this one's 37
this one does 25
this one says 29
this one is 58
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
this one does 25
this one says 29
this one is 58
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516