You found something tradutor Turco
1,091 parallel translation
What do you mean, you found something?
Ne demek bir şey buldunuz?
And you found something they didn't. Ooh.
Ve sen onların bulamadığı bir şeyler buldun değil mi?
You found something.
Bir şey mi buldun?
You found something.
Bir şey buldunuz.
Your behavior leads me to conclude that either you've given up your investigation in which case, it's my duty to take over or... you found something- - something so disturbing that you're hesitant to inform Captain Sisko.
Davranışlarından çıkarsamam ya araştırmaktan vazgeçtin bu durumda görevi ben devralmalıyım ya da, bir şey öğrendin öyle rahatsız edici bir şey ki, Kaptan Sisko'ya söylemekte tereddüt ediyorsun.
So, have you found something for your lady friend?
Kız arkadaşın için bir şey buldun mu?
- You said you found something?
- Bir şey buldum demiştim?
Something happened to me at the airport before you found me there.
Sen beni bulmadan önce havalimanında bana bir şey oldu.
You know, this may be just a hunchback but I think Daddy found something.
Sadece bir "bön-sezi" olabilir. Ama bence babam bir şey buldu.
She's found a vulnerability in you, something I've looked for for years.
Sende savunmasız bir yer buldu, benim yıllardır aradığım bir şeyi.
[Boy] Karp, you finally found something for once in your life.
Karp, hayatında ilk defa birşey buldun.
After all these years of experimenting you've finally found something to do with your pelvic area.
Bunca yıl denedikten sonra kalça bölgenle yapabileceğin bir şey buldun.
Nobody wanted to go home, because God forbid, you were the first one to go home and then found out the next day that you missed something.
Hiç kimse eve gitmek istemiyordu. Çünkü Tanrı korusun ilk eve giden olup ertesi gün bir şey kaçırdığını öğrenmek vardı.
Finally found something you're into?
Sonunda bir şey ilgini çekti.
Couldn't you have found something a little more official?
- Daha resmi bir yer bulamadın mı?
I found something after you left the last time.
Geçen sefer sen gittikten sonra bir şey buldum.
Commander, when you've got a moment I've found something I'd like to show you.
Kumandan, zamanınız olduğunda bulduğum bir şeyi size göstermek istiyorum.
I've found something I think you should see.
Buraya gelmek isteyebilirsiniz, görmeniz gerektiğini düşündüğüm bir şey buldum.
You think the article you found was something?
Bulduğun gazete yazısının birşey olduğunu sanıyordun.
The boy I told you about, the one that called me... said he found something important in the briefcase. Yeah.
Sana bahsettiğim şu çocuk, bana telefon eden çantada önemli bir şey bulduğunu söylemişti.
The truth is, you came here looking for something and you found it It's right in back of you You're trightened
Bir şey bulmaya geldin ve buldun.
If you can spare a few seconds we'd like to talk about something else we found out.
Eğer birkaç saniye ayırabilirseniz bulduğumuz bir şey hakkında konuşmak istiyoruz.
but if they found something, we got to pay up, you know?
Eğer bir sorun bulurlarsa ödemek zorundayız?
- You've found something?
- Bir şey mi buldun?
- You found someone or something?
- Birini ya da bir şeyleri mi buldun?
But here, among you, - - I have found something that I want more than freedom.
Ama burada sizlerin arasında. özgürlükten daha çok istediğim birşey buldum.
I looked long and hard and I found you something for your first day.
- Baya aradım ettim ve sonunda ilk günün için birşey buldum.
- Hey you guys, I think I found something
Kızlar, sanırım bir şey buldum. Okusana.
You wouldn't believe how excited I would get if we actually found something living even if it was just moss under a rock.
Canlı bir şey bulduğumuzda, bu kaya altındaki yosun bile olsa ne kadar heyecanlandığıma inanamazsın.
I've found something and you're not going to like it.
Bir şey buldum, ve bu hiç hoşunuza gitmeyecek.
Di-did the Doctor tell you he found something growing on my back?
Doktor, sırtımda büyüyen bir şey bulduğunu söyledi mi?
Putting together my report for Skinner, I found something you'll appreciate.
Skinner için raporumu hazırlarken, çok seveceğin bir şey buldum.
Mulder... when they found me... after the doctors and even my family had given up... I experienced something that I never told you about.
Mulder,... beni bulduklarında hatta ailem bile ümidi kestiğinde sana daha önce bahsetmediğim bir deneyim yaşadım.
I was reading and I found something I thought you guys might be into.
Okurken ilgini çekebilecek birşey buldum.
You know, I've always found it amazing how... how much easier it is to really share something with a perfect stranger... stuff that you couldn't even talk to with your friends or family.
Biliyor musun ailenle ya da ardaşlarınla bile konuşamadığın şeyleri yabancı biriyle paylaşmanın bu kadar kolay olması beni hep şaşırtmıştır.
And in this case I fear... something different... may be found... from what you or I expect.
Bu durumda korkarım ki umduğumuzdan farklı bir durum ortaya çıkabilir.
I found you something to keep you company.
Sana arkadaş olacak birşey buldum.
I found something you lost.
Sizin kaybettiğiniz bir şeyi buldum.
I needed something simple to set me right, and you found it :
Hayatımda yanlış olan ve düzeltmem gereken bir şey vardı. Sende onu buldun.
Don't you worry about that. I found something else for you to do.
Sonra yerden yediğim için şikâyet geldi.
Oh, and captain, while I was in his computer system... I found something else you're gonna find very interesting.
Bir de kaptan, bilgisayar sistemine bağlıyken ilginç bulacağınız bir şey yakaladım.
- You found him something to munch on.
- Ona yiyecek bir şeyler bulmuşsun.
This whole writing thing, Dad, I'm glad you found it...'cause it's good to have something.
Baba, bu yazma hevesine gerçekten seviniyorum.. çünkü bir şeyler yapmak önemlidir.
Kate, this afternoon I wanted to say something to you but when I found out you were leaving I held back.
Bu öğleden sonra sana bir şey söylemek istemiştim ama ayrılacağını duyunca vazgeçtim.
I finally found something I know you're gonna like.
Sonunda beğeneceğini bildiğim birşey buldum.
I think I've found something that will help you.
Sanırım, size yardımcı olabilecek bir şey buldum.
We found something I knew you'd wanna see. - On the shooter?
A.S.A.P. sonuçlarında görmek isteyeceğin bir şey bulduk.
I feel kind of strange saying this, but I found something during my postmortem exam that I think you should see.
- Neden? Bunu söylemesi tuhaf ama otopsim sırasında sanırım senin de görmen gereken bir şeyler bulmuştum.
We found something I think you should see.
Sanırım görmeniz gereken bir şey bulduk.
- Mulder. - We got something off that tape you found in Scully's room.
Mulder, Scully'nin odasındaki kasetten bir şeyler çıkardık.
You just copied something you found in the Antarctic.
Sadece Antarktika da bulunan şeyi kopyaladın
you found me 135
you found it 223
you found us 32
you found out 26
you found her 91
you found him 147
you found them 39
you found the body 27
found something 80
something went wrong 81
you found it 223
you found us 32
you found out 26
you found her 91
you found him 147
you found them 39
you found the body 27
found something 80
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881