English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You see that guy

You see that guy tradutor Turco

689 parallel translation
Hey, Rusty, you see that guy?
Rusty, o adamı gördün mü?
You see that guy she's holding on to?
Yanındaki adamı görüyor musun?
Did you see that guy?
O adamı gördün mü?
Do you see that guy?
Şu herifi gördün mü?
You see that guy over there?
Şu adamı görüyor musun?
- Did you see that guy come through? - They're with me.
Şu adamı gördün mü, burayı çok hızlı bir şekilde geçti tıpkı...
You see that guy Harry, he can't keep time.
Bu Harry denen adam, ölçü saymayı beceremiyor.
Yeah, really. Did you see that guy at that poker table in the back giving me the eye?
Poker masasında bana göz süzen şu adamı fark ettin mi?
You see that guy?
Şu adamı görüyor musun?
You want to be free and you see that guy!
Özgür olmak istiyorsun sonra bu adamla görüşüyorsun!
Do you see that guy across the gate?
Kapıda duran şu adamı görüyor musun?
You see that guy had really lived it...
Anladın mı? Bence o herif en azından gerçekten yaşamıştı anlıyor musun?
Do you see that guy?
Şu adamı gördün mü?
Did you see that guy there?
Gördünüz mü? Adamı gördünüz mü?
When I see a good looking guy like you in a fancy car sitting next to an old bag you can tell me'she's your cousin'and that you've been saving up to pay for the gas.
İyi bir arabada, yanında bir morukla oturan yakışıklı bir adam gördüğümde onun kuzenin olduğunu ve benzin parası için tasarruf yaptığını söyleyebilirsin.
You see... I'm the guy that knocked out your pop with a gas bomb and then... carried him off to New York in chains.
Biliyorsun babanı bir gaz bombasıyla bayıltıp sonra zincirler içinde New York'a götüren adam benim.
You see, I used to go around the different newsstands and I'd ask for a paper if the guy'd hand me The Observer, that was okay.
Gazete bayilerini dolaşıyordum ve gazete istiyordum. ... bana "The Observer" i uzatırsa, mesele yok.
You see, it's not just the type of song that a guy would... Pardon me, Father, that a gentleman... would croon to his babe, if you know what I mean.
Yani bir adamın, pardon Peder, bir beyefendinin, bebeğine mırıldanabileceği bir şarkı değil, anlatabiliyorumdur umarım.
It's terrible when you see a guy like you that had to sacrifice himself.
Senin gibi kendini feda etmek zorunda kalan insanları görmek çok kötü.
Did you see the guy shooting his air gun at that pigeon on the statue?
Heykelin üstündeki güvercine ateş eden adamı gördün mü?
Don't you see that one word from him would get Guy out of this dreadful situation?
Söyleyeceği tek bir kelime Guy'ı bu korkunç durumdan kurtarır.
Will you tell Guy that I would like to see him?
Guy'a onu görmek istediğimi söyler misin?
That guy was so in love with you he couldn't see straight.
O adam sana o kadar aşıktı ki gözü hiçbir şey görmüyordu.
Did you see the look on that woman's face? When the guy started to sing...
Adam şarkıya başladığında o kadının yüzünü gördün mü?
You're a pretty straight guy, I can see that.
Görebildiğim kadarıyla sağlam bir adamsın.
Alright, didn't you see that traffic light? Oh, do you want a ticket, wise guy?
Ceza almak ister misin ukala?
That guy, you see, is called Zatoichi, and his head is worth 100-ryo.
Gördüğün bu adama Zatoichi deniyor ve kellesine 100-ryo ödül var.
Wenlie, if you don't want to see that guy...
Wenlie, onu görmek istemiyorsan...
You see, I found out that almost nobody liked this guy Jerry Parks.
Görüyorsunuz, öğrendim ki bu adamı, yani Jerry Parks'ı neredeyse kimse sevmiyormuş.
You see, I found out that almost nobody liked this guy Jerry Parks.
Kimsenin Jerry Parks'ı sevmediğini öğrendim.
You see, I know that a mugger can take a guy's money without taking off his coat.
Görüyorsunuz ya, bir soyguncunun birinin parasını ceketini çıkarmadan alabileceğini biliyorum.
See what they did to that guy you promised a job to?
Senin iş vaat ettiğin adama ne yaptıklarını gördün mü?
Hey did you see where that guy went?
Hey, eleman ne tarafa gitti?
The truth is this guy over here comes to me and he says, he thought that I was that little girl, the other one got lost, and he says, he has got to bring me to England to see you.
Gerçek şu ki, bu beyefendi bana geldi ve küçükken kaybolduğumu düşündüğünü söyledi, ve beni sizi görmeğe İngiltere'ye götüreceğini söyledi.
Huh. It's not often you see a guy that green have the blues that bad.
Bu kadar hüzünlü bir kurbağayı sık sık görmezsin.
You see what they did with that guy there.
Şu adama ne yaptıklarını gördünüz.
- That guy. The one you came to see me about last week that died after the car wreck.
Sen beni görmeye geldikten sonra araba kazasında ölen adam...
If I see this guy and he tells me that I'm happy and well-adjusted, which he will, if the quack has a brain, would you all please leave me alone?
Eğer bu adamı görürsem, benim mutlu ve iyi olduğumu söylerse şarlatanın beyni varsa söyleyecektir de, hepiniz beni rahat bırakacak mısınız?
Now that I see you, I'm the wrong guy to be the beard.
Aslında bu gece seninle çıkacak kişi ben olamam.
You see Judge when someone is temporarily insane like Jack here is... And he's a wonderful guy, but... You see, when someone is like that, they don't want to see the people that they really love.
Gördüğünüz gibi Yargıç insan bazı sebeplerden geçici olarak aklını yitirirse örneğin, Jack gibi aslında o harika bir adamdır ama insan böyle olduğunda gerçekten sevdiği insanları görmek istemez.
And if this guy can't see in you all the beautiful and wonderful things that I see, then he's got the problem.
Eğer bu çocuk benim sende gördüğüm güzellikleri göremiyorsa demek ki onda bir sorun var.
You see, Cody, I do things for her. Things that a guy like you could never do.
Anlarsın ya Cody, benim onun için yaptıklarımı senin gibiler asla yapamaz.
Did you see that cute guy in the softball field?
Softbol sahasındaki yakışıklıyı gördünüz mü?
You see, the guy that was moaning and screaming and groaning in agony was the parking attendant.
İnleyen, çığlık atan ve acı içinde kıvranan o adam otopark görevlisiymiş.
I see you across the pool and I say, "No way that guy's a cop. No way."
Seni havuzun karşısından gördüm ve "bu kesinlikle polis değildir" dedim.
Did you see where that guy went?
O adamın nereye gittiğini gördün mü?
Unless you welsh on a bet in a tough neighborhood then if you see a guy with a pool cue sticking out of his ass you know that might be a sports related injury.
Tabii belalı bir muhitte iddia kaybedip sözünüzü tutmazsanız o ayrı. Götünde ıstakayla gezen bir adam görürseniz işte o spor kaynaklı bir sakatlanma olabilir.
Did you see what that guy did to me?
O adamın bana ne yaptığını gördünüz mü?
Did you see the look on that guy's face?
Adamın bakışlarını görmedin mi?
See, she has to understand that you don't always have to do what the guy says, especially if Betty... is my little girl.
Yani Betty. Kısacası, hep erkeğin dediğini yapması gerekmiyor. Hele bu Betty benim minicik kızımsa.
I don't see what you see in that guy.
Bu adamda ne bulduğunu anlamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]