You will be sorry tradutor Turco
211 parallel translation
Now remember, Ayah, if you give any trouble, you will be sorry.
Aklında tut, Ayah, Eğer sorun çıkarırsan, pişman olursun.
You will be sorry.
Çok üzüleceksin.
Be quiet or you will be sorry!
Çeneni kapatmazsan pişman olacaksın!
You will be sorry for that.
Bunun için pişman olacaksınız.
P.S. You will be sorry to see the tone of this short note, but my dearest husband is not quite so well as usual, but I hope he will improve.
Not : Bu kısa yazının içeriğinden dolayı üzüleceksin ancak sevgili eşim her zamanki gibi pek iyi durumda değil fakat umarım kendine gelecektir.
- You will be sorry, Jack.
- Üzgün olacaksın Jack.
If you say that again, you will be sorry.
Bir daha bunları söylersen pişman olursun.
You will be sorry for this.
- Buna çok pişman olacaksın.
You will be sorry, Kevin, if you even think of coming after me.
Peşime düşmeyi aklından geçirirsen sen de pişman olursun Kevin.
. Rile me more, and you will be sorry.
Bir kez daha kızdır da, seni pişman edeyim.
You will be sorry. Soon enough.
Yakında üzgün olacaksın.
Miss O'Hara, will you be sorry?
Bayan O'Hara, üzülür müydünüz?
So I'm sorry to inform you that this dictation will be very, very long.
Bu yazımın çok uzun süreceğini bildirmekten üzüntü duyarım.
Monsieur Vincent will be sorry he couldn't be here to welcome you.
Mösyö Vincent, sizi karşılamak için burada bulunamadağına üzülecektir.
Will You be sorry about me, if I'll die?
ölürsem üzülür müsün?
Well, I'm sorry that it will be so long for you.
Üzgünüm bu senin için çok uzun olacak.
Many of us will be sorry to see you hang.
Senin asıldığını görmek pek çoğumuzu üzecek.
There. Now may I say on behalf of all of us how sorry we will be to see you leaving in the morning.
Hepimiz adına konuşuyorum, sabah gittiğinizi görmek bizi çok üzecek.
In exactly three minutes I shall be back on stage on cue, but you, I'm sorry to say, will not be answering yours.
3 dakika sonra çağrı geldiğinde sahnede olacağım, ama siz ne yazık ki çağrıya yanıt veremeyeceksiniz.
" You'll be sorry But your tears will be too late
" çok göz yaşı dökcen Zevkin kalıcak yarım
" You'll be sorry But your tears will be too late
" çok göz yaşı dökücen Zevkin kalıcak yarım
Mrs Rumson will be sorry you're not coming for dinner.
Bayan Rumson yemeğe gelmeyişinize çok üzülecek.
I tell you, you will not be sorry.
Beni dinle, pişman olmazsın.
You two will be sorry.
İkiniz hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
- Will you be sorry if we leave?
- Gitsek sorun olur mu?
I'm sorry to know that Kenya will be losing you.
Kenya'nın sizi yitirecek olduğunu üzülerek öğrendim.
- Will you be sorry if I get killed?
- Öldürülürsem üzülür müsün?
Oh, I'm sorry to hear that you will not... Be not here.
Burada olmayacağını duyduğum için üzüldüm.
Sorry. I think you are it only of its kind that will be never.
Üzgünüm ama böyle olacak tek kişi sen olacaksın.
I'm sorry to inform you... that Krusty will not be joining Bart for dinner.
Size bildirmekten üzüntü duyarım ama... Krusty yemekte Bart`a katılamayacak.
You have to grow up and forget the adolescent fantasies about how exciting life will be. I'm sorry, but I love this pattern.
Büyümek ve her şeyin ne kadar güzel olduğu hakkındaki... gençlik düşlerinden kurtulmak zorundasın.
And I'm sorry that none of us will be with you tomorrow.
Yarın hiçbirimiz yanında olmayacağımız için de.
Yes. Sorry So, you will be in deep shit from now on!
evet. üzgünüm öyleyse, bok çukurunda olmalısın şimdi!
And you will see you are wrong, and then you will be sorry.
Ve yanıldığınızı göreceksiniz, asıl o zaman üzüleceksiniz.
Don't ever try to go past'em without an escort. You will be very sorry. - Hello!
Yanınızda bir refakatçi olmadan asla geçmeye kalkışmayın yoksa pişman olabilirsiniz.
I'm sorry you have been imprisoned in India and hope this dreadful war will soon be over, for everyone's sake.
Hindistan'da tutsak olmana üzüldüm. Umarım, herkesin iyiliği için bu korkunç savaş çok yakında sona erer.
Mr. Palmieri, you will not be sorry, sir.
Bay Palmieri, pişman olmayacaksınız efendim.
You will not be sorry.
Güven bana.
Next month my hair will grow back and you'll still be sorry.
Gelecek ay saçım uzamış olacak ama sen hala üzgün olacaksın.
I know they will be sorry to see you return home so soon.
Eve bu kadar çabuk dönmenize üzüleceklerdir.
Ladies and gentlemen, I'm... I'm so terribly sorry... for this slight inconvenience, but you know how children will be sometimes.
Bayanlar baylar, bu küçük aksaklık için özür dilerim ama çocukları bilirsiniz işte.
I'm sorry to tell you this now, but if I tell you later, it will be... even more...
Şu an söylediğim için üzgünüm ama daha sonra söylersem durum çok daha çok...
I hope you will never be sorry that I came.
- Umarım geldiğim için asla üzülmezsiniz.
You'd better change it back or you will both be sorry
# Değiştirirsen daha iyi olur # # Ya da her ikimiz de üzülürüz #
The other prisoners will be sorry to see you leave too.
Diğer mahkumlar ayrıldığın için üzülecekler.
I'm not gonna feel sorry for you, Alex. Yeah, then after 1 0 years of sampling onion ring batter I will become 400 pounds overweight and not be able to fit through the front door of my one-room home.
Evet. 10 yıl boyunca soğan halkalarını tattıktan sonra 200 kilo olacağım ve kendi odamın kapısından bile geçemeyeceğim.
But you might, at a later point in your life, when you're not so angry and you make up with your dad, as we both know you will, you might be sorry you missed it.
Ama gidebilirsin. Hayatının sonraki zamanların, bu kadar kızgın olmadığında ve babanla barıştığında, ikimiz de biliyoruz ki bunu kaçırdığın için üzülebilirsin.
I'm sorry the last couple of nights I haven't given you the Turkey-Jerky, but rest assured your man will be back in action before you know it.
Gecenin son çifti olduğumuz için üzgünüm Turkey-Jerky'yi veremedim fakat senin adamın dinlendikten sonra aksiyona devam edecek ve sen bunu biliyorsun.
You tell NikoIai... that Yuri says he is sorry... and hopes he will be better very soon.
Nikolai'a deyin ki... Yuri çok üzgün... ve geçmiş olsun diyor.
I'm sorry that I'm inconveniencing you or the teachers, but I will not allow a network computerized system to be placed on this ship while I'm in command.
Sizin veya öğretmenlerin işini zorlaştırdığım için üzgünüm ama komuta bende olduğu müddetçe bu gemiye entegre bilgisayar ağı kurulmasına izin vermeyeceğim.
As for my little helper, I'm sorry to have to tell you that him and his prune-faced mail-order wife will be exploring mountains with your dad.
Küçük yardımcıma gelince, üzgünüm ama o ve erik suratlı ısmarlama karısı babanla birlikte dağları keşfedecek.
you will be 199
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will never 26
you will lose 34
you will do as i say 21
you will regret this 18
you will do it 20
you will obey me 20
you will stay here 27
you will 1671
you will pay 32
you will pay for this 26
you will lose 34
you will do as i say 21
you will regret this 18
you will do it 20
you will obey me 20
you will stay here 27
you will 1671
you will pay 32
you will pay for this 26