Your check tradutor Turco
5,103 parallel translation
You. You ran out on your check at breakfast.
Sen. Kahvaltı adisyonunu bırakmışsın.
You mind closing out your check now?
Hesabı şimdi ödeyebilir misiniz?
If all that's true, why did Colin tear up your check?
Eğer bunların hepsi doğruysa neden Colin çeki yırttı?
Oh, hey, how was your check-up?
Kontrolün nasıl geçti?
- We're going to have to check your house.
- Sizin evinizi de kontrol etmemiz gerek.
We'll check out your ticker when we get to the hotel.
Otele dönünce kalbine bir bakarız.
Check your panties.
Donunu kontrol et.
Check your e-mail.
E-mail'lerine bak.
Check your mags!
Şarjörlerinizi kontrol edin!
I'll check your individual reports for your assessment.
Bireysel değerlendirme raporlarıma bakın.
Your wife asked me to check on you.
Eşiniz, size göz kulak olmamızı rica etti.
Also, I'm gonna want to check out your dog-related work in that movie.
- Söylediğiniz köpek ile ilgili filmi de görmek istiyorum.
I didn't check your texts, your emails.
Mesajlarını, e-postalarını kontrol etmedim.
Check your pockets!
Cebine bir bak!
Check your character.
Karakterini kontrol etmek isteyebilirsin.
Your mom's alibi, it doesn't check out.
Annenin mazereti doğrulanamıyor.
Maybe you should check your thyroid.
Belki de tiroidlerine baktırmalısın.
You should check your thyroid.
Sen tiroidlerine bakmalısın.
Okay, let me check your arm.
Tamam, kolunuzu kontrol edelim.
Oh, check out little ole a-bomb kicking your butt!
Bak minik kardeş A-Bomb kıçını tekmeliyor.
Yeah, I'm just going to... check on your mom.
Evet, ben de gidip annene bir bakayım.
I just wanted to check in and see how your first day is going.
Sadece arayıp ilk günün nasıl gidiyor sormak istedim.
But before you do something to satisfy your ego, I'd check with my client first.
Kendi egonuzu tatmin etmek için bir şey yapmadan önce, müvekkilime danışacağım.
Get your guns and go check.
Silahları alıp, gidip bir bakın bakalım.
May I check your bag?
Bagajınıza bakabilir miyim?
Everybody, check your sources, meet back at the brig in an hour.
Millet, muhbirlerinizle konuşun, bir saate birimde buluşalım.
No, but maybe you need to check your coat again.
Hayır ama montunu bir daha kontrol edebilirsin.
Check your math, Doc,'cause by my count, there are three.
Matematiğin zayıfmış doktor çünkü benim hesabıma göre üç kişi var.
Do you do a background check on your clients?
Müşterilerinin geçmişlerini kontrol etmen lazım.
So how about I go check your story out?
Ben gidip seni bir araştırayım o zaman.
I need to check your bags.
- Çantalarınızı kontrol etmem gerek.
I'm gonna check on something for your captain. I don't know.
Başkomiseriniz için bir şeyi kontrol edeceğim.
Have your friends at, uh, F.I.D. Come down and take my after-action report, and I'll, uh, check in with my Union Rep.
Güç Araştırma Birimi'ndeki dostlarınız, uğrayıp çatışma-sonrası raporumu alsın.
I'm not driving you, but check your phone.
Seni ben götürmem, ama telefonuna bir bak
Oh, check your phone.
Telefonuna bak.
- Check your computer.
- Bilgisayarına bak.
Last I looked, your new job came with all the zeroes on that check my husband wrote.
Son baktığımda, yeni işini kocamın yazdığı o sıfırlar sayesinde almıştın.
I simply asked him to check because I was concerned about your safety.
Ondan bir bakmasını istedim çünkü senin güvenliğin için endişeleniyordum.
Yes, we'll have to check with Ms Braddock and Mrs Alexander, and you'll both promise me that you'll do your homework on the plane.
Evet, Bayan Braddock ve Bayan Alexander'dan izin alacağız. Ve ikiniz de bana uçakta ödevinizi yapacağınıza dair söz vereceksiniz.
Please check the number or try your call- -
Lütfen numarayı kontrol edin ya da tekrar deneyin...
Check your phone, motherfucker!
Telefonuna bir baksana lan sen.
Just check your rooms.
Kontrol etmediğimiz bir yukarısı kaldı.
Then go check with your new roomie, roomie.
Git de yeni oda arkadaşına bir bak. Oda arkadaşı...
Well, let's check those right away, make sure your levels are in range.
Değerlerinin normal seviyelerde olduğundan emin olmak için ufak bir kontrol yapalım.
We're just gonna check how the baby's doing, check your vitals as well, okay?
Senin ve bebeğin durumunu kontrol edeceğiz sadece, tamam mı?
Let's check if there might be any police activity reported at your address.
Adresinizde herhangi bir polis aktivitesi olmuş mu bir kontrol edelim.
Well, first, you have to check your inbox, your trash folder, and your sent folder.
Önce gelenler kutundan sonra çöp kutundan sonra da gönderilenlerden sileceksin.
Let's check your vitals.
Nabzına bir bakalım.
You're old enough to check your own nuts.
Kendi cevizlerini kontrol edebilecek yaştasın.
Uh, check your spectral scorecard, Ghost Lily. I had you on the ropes.
Spektral skor kartını bir kontrol et bakalım, hayalet Lily.
Let me check your pockets.
- Dur da ceplerine bir bakayım.
check 1743
checked 90
checking 99
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
check in 65
checked 90
checking 99
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
check in 65
check it out 2343
check that 66
checking in 81
check again 75
check your phone 26
check it 331
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
check your e 33
check that 66
checking in 81
check again 75
check your phone 26
check it 331
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
check your e 33