English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ Б ] / Бросаю

Бросаю tradutor Turco

587 parallel translation
Я беру оливку и бросаю ее в бокал. Но она вот тут.
Bir zeytin alıyorum, şu bardağın içine atıyorum, ama işte burada.
- Теперь бросаю вот эту.
- Bunu da şunun içine atıyorum.
Я бросаю вам вызов!
Sana meydan okuyorum!
Берегись, бросаю!
Dikkat!
Я не бросаю то, что мне важно.
Çok da heveslisi değilim.
Я ухожу, бросаю всё, и не пытайся меня переубедить.
Ben gidiyorum ve fikrimi değiştirmeye çalışma.
Все бросаю.
Hemen geliyorum.
Я сказал ей, что бросаю теннис и всегда буду рядом с ней.
Tenisi bırakmaya ve onunla ilgilenmeye karar verdiğimi söyledim.
- Я бросаю работу.
- İşimi bırakıyorum.
Я, покорная сестра твоя, бросаю эти лепестки в Священный Пруд...
Kutsal Havuz, Çiçekten Çelenk, kim yapar öğlen duasını? Ben, kardeşlerimin talihli hemşiresi.
- Бросаю? - Бросай! - Вон, вон!
İşte gidiyor.
Так, ладно, я бросаю.
Sıra bende..
- Да, бросаю.
- Evet, öyle.
Я сказала, что бросаю его.
Onu terkedeceğimi söyledim.
Я бросаю вызов любой организации.
Yerli ya da yabancı her türlü şirkete karşı savaşabilirim.
Спокойно, свояк. Я сообщников не бросаю.
Üzülme, Kayınbiraderimi hapiste bırakmam ben.
У них нет души. Иногда они мне надоедают, и тогда я бросаю им свои объедки.
Onların ruhu yoktur... fakat bazen sıkılırlar ve ben de onlara artıklarımı atarım...
Я бросаю все дела, лечу сюда, хватаю такси, а он говорит - не хочу.
Onca işi gücü bırakıp uçağa atlayıp geliyorum. Taksi tutuyorum ama bu yapmam diyor!
Я не бросаю друзей в беде.
Dostumu ortada bırakamazdım.
Все выдуманные ею сюжеты кончаются тем, что я бросаю её и возвращаюсь к тебе... потому что зритель не купится на развал счастливой американской семьи.
Bütün göstergeler onu terk edip sana geri döneceğimi söylüyor, çünkü seyirciler mutlu bir Amerikan ailesinin bozulmasını istemez.
Извини меня, милая, но ты говоришь это сейчас, накануне моей поездки с лекциями в Чикаго, что ты можешь воспринять как факт, что я бросаю тебя. Точно так же, как тебя оставил Ричард.
Affedersin tatlım, ama Richard'ın seni terk etmesi gibi senin de kendini terk edişin tam da Chicago'daki konferans öncesine denk geldi.
- Ты бросаешь Райдел? - Я бросаю.
Ayrılmak değil de, hayata atılmanın bir adımı.
Я бросаю школу.
Garsonluk iyi mi?
Это нечестно, ты только что плакал у меня на руках, решив, что я тебя бросаю.
Bir de gelmiş kollarımda ağlıyor seni terk ettiğimi iddia ediyorsun.
Стою в одной пижаме и говорю сам с собой. бросаю сковородки.
Kendi kendime konuşuyordum. "Sabahın altısında hem de." "Kahvaltı da neymiş," gibi. Tavaları sertçe koyuyordum.
Тогда я ей бросаю :
Ben de ona diyorum ki...
Бросаю?
Sizi terk etmek mi?
Бросаю гранату!
Çukurda patlama.
Знаешь, каждый раз.. .. я бросаю женщину.. Что-то происходит..
Biliyorsun, bir kadınla olduğum her sefer... bir şey olur.
Но я не буду расстраиваться из-за того, что бросаю тебя.
Ama sizi terk ettiğim için üzülemiyorum bir türlü.
Так вот, читаю я о ловле марлиня в заливе и бросаю взгляд туда.
Burada okuyorum, Meksiko körfezinde nasıl balık avlanır ve bir göz atıyorum.
Бросаю вызов любому, кто попробует отличить эти пончики от испеченных сегодня.
Biliyor musun, bu tatlılarla, bugün pişirilmiş olanlar... arasındaki farkı söyleyebilecek herkese karşı çıkarım.
Сказать : "Фрэнсис, я тебя бросаю"?
"Francis, ben vazgeçiyorum." mu diyeceğim?
Я чувствовала, что бросаю вызов самим законам физики.
Fizik kurallarıyla mücadele ettiğimi biliyordum.
Я ради своего брака пожертвовал славой и завтраком. Я сражался с ним 6 часов. Одно слово, и я бросаю его в воду.
sahiden yaptım kahvaltımı, evliliğim için terkettim tam 6 saat onunla cebelleştikten sonra, tek bir kelime ve onu attım bana evliliğimizin tehlikede olduğunu mu söylüyorsun?
- Я бросаю тебя.
Ben senden ayrılıyorum.
Я бросаю шар и я кайфую!
Topu yuvarlıyorum. İyi seyret. İşte!
" € бросаю.
Sonra gerilip bir fırlatmışım.
Не знаю, как вы двое, но я бросаю это дело.
Sizi bilmem ama ben bırakıyorum.
Да, я великолепно бросаю начатые дела.
Evet, mükemmel bir bırakıcıyımdır.
Бросаю пас дельфину.
İyi bak, Marino. Topu bir yunusa atıyorum.
К барьеру, герцог! Я бросаю Вам вызов!
Sizi herkesin huzurunda düelloya çağırıyorum.
Я бросаю их обратно.
Geri atıyorum.
Не знаю насколько. Бросаю маму и его.
Kardeşimi ve annemi burada bırakıyorum.
Не могу понять одно : почему я не бросаю тебя?
Neden seni bırakamadığımı anlamıyorum.
- Окей, бросаю.
Pekala çöl sıçanı, söyle bakalım. Beş.
Я бросаю.
- Atıyorum, söyle hadi. - Hayır.
Ещё шаг, и я бросаю гранату.
Bir adım daha atarsan bu bombayı bırakırım.
Я же сам бросаю всех, у кого хватает глупости со мной встречаться. А потом еще жалуюсь, что вокруг меня нет достойных женщин.
Benimle çıkmak için çıldıran kadınları reddediyorum sonra da etrafta kız yok diye kafayı yiyorum.
- Теперь я бросаю, успокойтесь!
- Bekle, sıra bende.
Я бросаю.
Bırakıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]