Говорить правду tradutor Turco

... говорить правду, и ничего кроме правды.

Gerçeği, tüm gerçeği yalnızca gerçeği söyleyeceğime yemin ediyorum.

Разве репортер не должен говорить правду? у зрителей появится больше доверия я уверена в этом который не лжет и говорит только правду

Bir muhabirin sadece gerçekleri konuşması gerekmez mi? Sadece gerçekleri söyleyebilen bir muhabir, sunduğu haberlerle halkın güvenini kazanabilir. Ben buna içten inanıyorum.

Клянетесь ли вы говорить правду, только правду и ничего кроме правды?

Vereceğiniz ifadenin tamamen ve sadece gerçeği yansıtacağına yemin eder misiniz?

Клянетесь ли Вы говорить правду, только правду и ничего, кроме правды?

Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?

Если уж говорить правду, то тогда это я.

Gerçek şu ki, evet, bendim.

Вы перестанете распространять ложь обо мне, а я перестану говорить правду о вас.

Siz benimle ilgili yalan söylemeye son verecektiniz.. ben de sizinle ilgili gerçekleri artık anlatmayacaktım.

Вы клянетесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды?

Gerçeği ve yalnız gerçeği söyleyeceğinize... -... yemin eder misiniz?

Для них это - стучать, для вас - говорить правду, разве нет?

Yanlış olana karşı doğru olanı savunmak. Onlar için muhbirlik olan şey, sizin için doğruyu söylemek, anlamıyor musunuz?

Обещаете говорить правду и только правду?

Yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?

Клянусь перед лицом господа, говорить правду, всю правду и ничего кроме правды. Картер!

Yüce Tanrı'nın önünde vereceğim ifadenin gerçekler ama sadece gerçekler olacağına yemin ederim.

Лучше говорить правду.

Doğruyu söylemek daha iyidir.

Клянусь всемогущим и всезнающим Богом, что я буду говорить правду, только правду и ничего, кроме правды.

Doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize....... Tanrı ve mahkeme önünde yemin eder misiniz?

Клянусь всемогущим и всевидящим Богом, что буду говорить правду, только правду и ничего, кроме правды.

Doğruyu yalnızca doğruyu söyleyeceğinize Tanrı ve yüce mahkeme önünde yemin eder misiniz?

Клянусь всемогущим и всезнающим Богом, что буду говорить правду, только правду и ничего, кроме правды.

Doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize Tanrı ve yüce mahkeme önünde yemin eder misiniz?

Клянусь всемогущим и всезнающим Богом, что буду говорить правду, только правду и ничего, кроме правды.

Doğruyu ve yalnızca doğruyu söyleyeceğinize....... Tanrı ve yüce mahkeme önünde yemin eder misiniz?

Тяжело говорить правду, но если Германия и может рассчитывать хоть на какое-то прощение, единственный способ для тех, кто знает, в чем именно их вина, - признать ее несмотря на неизбежные боль и унижение.

Gerçeği söylemek kolay değil. Ama Almanya'nın selameti için acısı ve utancı ne kadar büyük olursa olsun..... biz suçlu olduğumuzu bilenler itirafta bulunmalıyız.

Если говорить правду, то нет.

Gerçeği söylemem gerekirse... Evet, pek istemiyordum.

Вы торжественно клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды, да поможет вам Бог? - Я клянусь.

Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı önünde yemin eder misiniz?

Вы торжественно клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды, да поможет вам Бог?

Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı önünde yemin eder misiniz?

Вы торжественно клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды, да поможет вам Бог?

Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğine Tanrı önünde yemin eder misin?

Я больше не боюсь говорить правду о том, что мне неведомо, о том, что я искал, но так и не нашел.

Doğruyu söylemekten, bilmediğim şeylerden... aradığım bulamadığım şeylerden korkmuyorum.

Клянусь говорить правду, но...

Gerçeği söylemek için yemin ederim ama...

Тогда клянусь говорить правду...

Ben, gerçeği söylemek için yemin ederrim,

Очень важно не лгать, говорить правду говорить своим истинным тоном голоса?

Yalan söylememek, doğruyu söylemek, doğru ses tonunu bulmak gerçekten önemli mi?

Вы говорите, что лжете. Но если все, что вы говорите - ложь, значит, вы говорите правду. Но вы не можете говорить правду, потому что всегда лжете.

Ama söylediğin her şey yalansa, o zaman doğruyu söylüyorsun, ama doğruyu söyleyemezsin, çünkü tüm söylediklerin yalan.

Давай, будем говорить правду.

En azından bu seferlik dürüst olalım.

Клянетесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды?

Doğruyu, sadece doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?

Мы не можем согласиться с тем, что люди должны говорить правду только как специалисты.

İnsanların uzmanların mevkilerine bakarak bir şeyler söylemesine müsaade edemeyiz.

Ему даны были инструкции говорить правду всегда, насколько это было возможно.

Mümkün olduğu ölçüde... doğruyu söyleme talimatı almıştı.

Однако свидетель обязан говорить правду.

Ancak kendisi hala gerçekleri anlatmakta zorlanmaktadır.

Мой долг перед вами в том, чтобы говорить правду.

Ne düşündüğümü açıkça söylemek benim görevim.

- Он может говорить правду.

- O doğru söyleyen olsaydı.

И еще, не всегда нужно говорить правду.

Bir şey daha, her zaman doğruyu söylemen gerekmez.

- Почему бы тебе не начать говорить правду?

Neden gerçeği söylemiyorsun Barry?

Клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды? Да поможет вам господь.

Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğinize, Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?

Я здесь, чтобы говорить правду.

Buraya gerçeği söylemeye geldim.

Есть ли у вас поклясться говорить правду и ничего кроме правды?

Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?

Фрэнк свободен и я могу говорить правду.

Frank kurtuldu, artık gerçeği açıklayabilirim.

Моя жена не обязана отвечать на эти вопросы, она не клялась говорить правду.

Yeminli ifade vermiyor.

Теперь вы должны говорить только правду об убитом человеке и о том, что было вчера.

Ama şu andan itibaren, bu adam hakkında bildiğiniz her şeyi ve dün gece tam olarak neler olduğunu söyleyin.

Клянусь перед лицом господа говорить правду, всю правду и ничего кроме правды.

Yüce Tanrı'nın önünde vereceğim ifadenin sadece ve sadece gerçekler olacağına yemin ederim.

Мне позволено хотя бы это : после 30 лет, в течение которых я никому не говорил правду, говорить ее хотя бы своей дочери.

En azından izin ver de gerçeklerin söylenmediği 30 yıldan sonra kendi öz kızımla adilane konuşabileyim.

Вы поклялись говорить всю правду.

Tüm gerçeği anlatacağına yemin etmiştin.

Черт умеет правду говорить?

Şeytan doğruyu söyleyebilir mi?

Помните, вы в детстве учили нас говорить только правду?

- Vera teyzenden telgraf var. Bize hep doğruyu söyleyin dediğini unuttun mu?

В течении двух минут, я буду говорить только правду.

İki dakika boyunca sadece gerçekleri söyleyeceğim.

- Я могу говорить и правду.

- Doğruyu söyleyen ben olabilirim.

Убеждён, потому что, видите ли, люди любят говорить и, делая это, они говорят правду.

Çok eminim çünkü insanlar konuşmayı sever. Konuşurken, gerçeği söylerler.

Я могу говорить только правду, чистую правду и ничего, кроме правды.

Yani sadece gerçeği, tüm gerçeği ve yalnızca gerçeği söylerim.

Теперь я стараюсь изо всех сил говорить только правду.

Artık sadece doğruyu söylemeye gayret ediyorum.

Клянетесь ли вы, что будете говорить только правду и ничего, кроме правды.

Gerçeği ama sadece gerçeği söyleyeceğinize şerefiniz üstüne... - yemin eder misiniz?