English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ О ] / Они бегут

Они бегут tradutor Turco

178 parallel translation
Эй, вон они бегут, пролазы недомерочные.
Hey, işte oradalar, küçük gammazlar.
Видишь, как только эти трусы чуют поблизости синюю форму, они бегут.
Bu ödlekler mavi üniforma lafını duydular mı kaçıyorlar.
Они бегут за мной!
Hemen arkamdalar.
Я видел бельгийцев, они бегут. Нужно уходить?
Biz ayrıImak zorunda mıyız?
Мне нравится смотреть как они бегут. Обожаю момент их смерти, В момент единения с Зардозом.
Zardoz'la bütünleştiğimde onlarin kaçişini görmek, onlarin ölüm ani hoşuma gidiyor.
Они бегут.
Kaçıyorlar.
Если они бегут, мы заплатим за это.
Eğer kaçacak olurlarsa, bedelini de öderler.
Они бегут в гостиную к занавеске.
Hemen oturma odası perdesine koşarlar.
И они бегут к нему.
Böylece hemen oraya koşarlar.
" бегаю - они бегут следом.
Ben belaya davetiye çıkarmıyorum. Hep gelip beni buluyor ama.
Они бегут сюда.
Buraya doğru geliyorlar.
Ребята, они бегут!
Tüyüyorlar çocuklar!
Они бегут.
Koşarlar.
Они бегут к морю!
Denize koşuyorlar!
Эй, они бегут.
Hey, koşuyorlar.
Они бегут.
Koşuyorlar.
Их сенсоры засекли нас. Они бегут.
Algılayıcıları bizi tespit etti.
Они бегут его имя, получил удар.
Kayıtlarda ismini buldular. Daha önce de hapse girmiş.
Тараканы чувствительны к свету, они бегут от него.
bir hamamböceği gibi mi? hamamböcekleri fototatik açıdan hassasdırlar... yani ışıktan kaçarlar.
Куда они бегут?
Kızlar nereye koşarlardı?
А твоя информация говорила, что они бегут под напором русских.
Rus saldırısı karşısında geri çekildiklerini söylemiştin.
Они бегут на лодках, велосипедах, кроликах, кенгуру, "кузнечиках".
Teknelerle, bisikletlerle, tavşanla, kanguruyla, pogoyla kaçıyorlar.
Они здесь, они бегут вверх по лестнице.
Yukarı geliyorlar!
Они бегут, словно хозяева подгоняют их бичами!
Çok hızlı kaçıyorlar, sanki sahiplerinin kırbacı sırtlarında şaklamakta.
Они бегут в горы, когда нужно сражаться.
Kalıp harp etmeleri gereken yerde dağlara kaçıyorlar.
Круг за кругом они бегут, но когда остановится песня, никто не знает!
Şarkı bittiğinde, kırmızı çizginin arkasında kalan beş çift elenecek.
Куда они бегут?
Beni endişelendiren bu değil.
- Мне важнее, от чего они бегут.
Onemli olan neden kaçtıkları.
Они бегут.
- Koşuyorlar. - Ben koşuyorum.
Сначала они бегут, потом бьются, потом пытаются договориться.
Kaçamayınca dövüşür, sonra pazarlığa girişirler.
Они бегут по кругу!
Ha? Sürekli çember içinde dönüyorlar.
Они бегут и спят на ходу!
Uykularında koşuyorlar!
Но они же бегут.
Ama kaçıyorlar!
Теперь они бегут туда, откуда пришли, бегут по землям, которые сами и разорили.
"Saldır" kelimesi sürekli ağzınızda.
Они делаютто, чего так желали русские, бегут с нашей земли.
Şimdi de geldikleri gibi gidiyorlar, yıkıntıların arasından.
Дети поднимаются с колен, но бегут они в противоположном направлении.
Çocukların kalktığını görüyorum. Ama bu kez ters yönde koşuyorlar.
А теперь они опять сменили направление и бегут в другое место.
Bir kez daha yön değiştirdiler. Başka yöne gidiyorlar!
Они просто бегут от жизни. Дотянись.
Sadece hayattan uzak dururlar.
Они и от крестного знамения бегут!
Haç işareti görünce de...
Слушай, Винсент,... ты видел в кино,... как актёры целуются? Думаешь, они после съёмок бегут домой трахаться?
Hey, bak, Vincent sinemaya gittiğinde ve insanların öpüştüklerini gördüğünde onların eve birlikte mi gittiklerini zannediyorsun?
Черт! Они когда-нибудь упоминали, что бегут от закона?
Kanundan kaçıyor olabileceklerini hiç belli etmediler mi?
Я никогда не мог понять, бегут ли они к чему-то или от чего-то.
Bir şeye doğru mu koşuyorlar yoksa bir şeyden mi kaçıyorlar hiç anlayamadım.
Если они так медленно бегут, почему При не захватит лидерство?
- Hiç iyi değil. - Eğer bu kadar yavaşsa neden Pre başa geçmiyor?
Они все бегут из всех сил.
Hepsi son viteste koşuyor.
Они направляются на юг, бегут от газа.
Güneyden gaz bombası yollayın.
За окнами бегут люди, не замечая меня. Они спешат, они садятся на поезда или берут такси.
Dışarıdaki kalabalık insan topluluğu, beni görmeksizin geçip gidiyor.
Они все бегут в страхе.
Herkes korkup kaçıyor.
Люди готовы съесть таблетку, если им скажут, что это круто, но из-за какого-то убийства они собирают вещи и бегут.
Normalde bir yabancının ölümüyle ilgilenmezlerdi. Ama alt katlarında işlenen esrarengiz bir cinayet bomba etkisi yaratırdı.
- Помнишь сцену, когда они втроем бегут по Лувру? - Смутно.
Üçünün Louvre boyunca yarıştıkları sahneyi hatırlıyor musun?
А они всё бегут!
Bunca zamandır koşuyorlar.
Они стадом бегут на бойню, если их заверят, что она из золота.
Onlara kesimevinin altından yapıldığı söylense, koşarak giderler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]