Я не верю ему tradutor Turco

- Что ж, хорошо. Я не верю ему.

Ufak at da, yutabilelim.

Я не верю ему, Гордон.

Gordon, ona inanmayı çok isterdim.

Так что... теплу другого, теплому отношению вроде этого... я не верю ему.

Yani başka birinin sıcaklığı, öyle bir sıcaklık ki ; buna güvenmiyorum.

Я не верю ему и никогда не поверю.

Ona güvenmiyorum. Asla da güvenmeyeceğim.

- Я не верю ему! - Почему?

Ona inanmıyorum.

Я не верю ему, и не думаю, что вы доверяете ему... И я должен знать, что у меня есть союзник в лице Вас и церкви... перед тем как мы начнем эту операцию.

Ona güvenmiyorum, ve senin de güvendiğini sanmıyorum... ve eğer bu operasyon elimizde patlarsa seninle birlikte kilisede... bir müttefiğim olduğunu bilmek hoşuma gider.

Я не верю ему, Майя.

Ona güvenmiyorum, Maya.

Я не верю ему по отношению к Лоис.

Her an Lois'e bir şey yapabilir.

- А я не верю ему, посмотри на его футболку.

Ben de ona güvenmiyorum, şu tişörte baksanıza.

Я ему не верю.

- Ama parayı aldı.

Я ему не верю.

Güvenmiyorum.

Есть ещё Беррути, но я ему не верю.

Bir de Berruti var, ama ona güvenmiyorum.

Я ему не верю.

Ona inanmıyorum. Açıklayamıyorum ama, onun üzerinde çalıştıkça...

Ну нет, Вы знаете, всё это время он искусно маскировался под порядочного человека! Я ему не верю!

On yıl kendisini bize çok zekice saygın biri gibi göstermiş.

Я верю его истории, ведь она о том, как он не умел плавать, а ему пришлось, иначе его сестра утонула бы.

Clarence'ın hikayesine yaptığı şey yüzünden inanıyorum. Yüzme bilmiyordu ama yüzmek zorundaydı! Yoksa kız kardeşi boğulacaktı!

Я ему не верю.

ınanmıyorum.

- Я ему ни хрена не верю.

- Söylediklerine inanmıyorum!

Да... я ему не верю, и я не хочу, чтобы ты попала в опасную переделку. "Вунг Ву"?

Ona güvenmiyorum ve tehlikeli bir şeye girmeni istemiyorum.

Он сказал, что ничего им не сказал, и я верю ему.

Onlara hiçbir şey söylemediğini söyledi, ben de inandım. - Onu görmeliyim.

Энни, я ему не верю.

Bu adama inanamıyorum Annie.

- Я ему не верю.

- Ona güvenmiyorum.

Я парню не верю, но мне хочется ему доверять, потому что, товар был из Таиланда, отличного качества

Ot alırken yakalandım. Adama güvenmedim ama ona inanmak istedim. Çünkü yalan söylemiyorsa ve gerçek bir Tay çubuğuysa harikadır ama asla değil.

Я ему не верю.

Ona güvenmiyorum.

Я ему не очень верю, но... я верю ему больше, чем Дукату.

Ona tam olarak güvenmiyorum ama... Dukat'tan daha fazla güveniyorum.

Он верит в то, что сделал то, что должен был, чтобы спасти ее. Он не верит в то, что я верю ему.

Onun hayatını kurtarmak için yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yaptığına inanıyorum.

Я просто сказал, что не верю ему.

Biraz önce inanmıyorum diyen de bendim.

Я ему не верю.

Ona inanamıyorum.

- И почему я ему не верю?

Neden ona inanmıyorum?

Что-то в нем такое... Я ему не верю.

Onda güvenmediğim bir şeyler var.

- Я ему не верю.

- Hayır, ona güvenmiyorum.

Если я не верю в него, как я могу служить ему?

Ona inanmıyorsam, nasıl hizmet edebilirim?

Ловко он. - Я не сказал, что верю ему.

İnandığımı söylemiyorum.

- Да я ему всё равно не верю.

Bu çocuğa hiç güvenmiyorum.

Кил - адвокат, он говорит, что ничего не знает, и я ему верю.

Avukatı Keel birşey bilmediğini söylüyor.

Я говорил ему с первого дня, что не верю в любовь, я верю только в трах, я знаю.

Ona da ilk günden söylediğim gibi, ben aşka inanmam. - Ben... -... becermeye inanırsın.

Не верю я ему.

Ona günahım kadar güvenmiyorum.

Я ему не верю!

O bir yalancı!

Он не подведет меня, я ему верю.

Beni utandırmayacaktır. Bunu hiç yapmadı.

Я ничему не верю, только хочу помочь ему.

Ben hiçbir şeyi kabul etmiyorum. Sadece ona yardım ediyorum.

Я не видел его с той ночи, но я ему верю, Паркман.

O geceden beri onu görmedim ama ona hayatım pahasına güvenirim, Parkman.

Я ему не верю!

Buna inanmıyorum

Он бы ни за что не стал! Он обещал, и я ему верю!

Bana anlattı ve ben de inandım.

Ну, лично я это себе не представляю, честно говоря Но я действительно верю, что Билли точно знает, что ему нужно.

Aslında ben öyle görmedim, ama Billy'nin ne istediğini tam olarak bildiğine inandım.

Но я ему не верю.

Buna inanmıyorum.

Если детектив Ласситер утверждает, что стрелял не он, то я ему верю.

Dedektif Lassiter onu vurmadığını söyledi, ben de ona inanıyorum.

Я ему ни капельки не верю.

Ona bir dakika olsun inanmadım.

Он сказал, что не делал этого, и я верю ему.

Yapmadığını söyledi ben de ona inanıyorum.

Да, ну, прости меня, если я ему не верю.

Evet, onun dediklerine inanmazsam beni bağışla.

Даже моя рука такая, "Я ему не верю."

sağ elim bile buna, "ona inanmıyorum."

- Я ему не верю.

- Ona inanmıyorum!

Я ему не верю

Ona inanmıyorum.