English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ A ] / Asağıda

Asağıda tradutor Inglês

14,166 parallel translation
Başçavuş, kabin 15 metre kadar aşağıda.
Lieutenant, car's about 50 feet down.
Hesapladığımızdan biraz daha fazla çuval var aşağıda.
We've got a few more bags down here than we counted on.
Hesapladığımızdan biraz daha fazla çuval var aşağıda.
We got a few more bags down here than we counted on.
Aşağıda bir iğneyle halledebilirdim.
I could've relieved it with a needle downstairs.
- Aşağıda sana ihtiyaç var.
- You're needed on the floor.
Aşağıda bir beden var.
Body on the ramp.
Yani, aşağıda bir yerde, hayatta olduklarını mı söylüyorsunuz?
You mean they're alive down there?
Burayı halledince seni aşağıda bekliyorum.
I'll meet you downstairs when you're done.
Bak, Charlie. Dirsklerini aşağıda tut.
Look, Charlie, keep your elbows down.
Anne, ben aşağıda olacağım.
Mom, I'll be downstairs.
- Aşağıda iki kahve fincanı var.
There were two cups of coffee downstairs.
Patronu aşağılamak gibi olmasın da ben onun hep daha şey...
I mean, not to sell the boss short - I just kind of thought she...
Aşağıda bir ev dolusu aç cerrah var!
We have a house full of starving surgeons!
Aşağıda olacağını beklemiyordum.
I didn't know that you were down here.
- Beş dakika sonra aşağıda buluşuruz.
- I'll meet you down there in five.
Aşağıda sorun mu var?
Something going on down there?
Aşağıda 50 en sevilen teknoloji muhabiri varken, nasıl olur böyle bir şey?
How does this happen with 50 of the top tech reporters downstairs?
Aşağıda işler karışmış.
I forgot his radio. Music always soothes him.
Aşağıda dikkatlice yürümeye devam ediyorlar.
Carefully, they move in beneath.
Ah, bak, aşağıda olup biteni kontrol etmem lazım.
Uh, look, I have to check in on things downstairs.
Boynuma aşağıdan bakmanı istemiyorum da ondan.
Because I don't like you looking up at my neck like that.
Aşağıda, bu karanlığın içinde, bu yemek ender rastlanan bir bolluk.
Down here in the darkness this meal is a rare bonanza.
Aşağıda pişen domuz butları ve budanan ağaçlar var ne kadar tehlikede olduklarına dair en ufak bir fikirleri yok.
Down there cooking hams and trimming trees, they have no idea how much danger they're in.
Aşağıda öyle sallanıp durması gerekli mi?
Is it necessary for him to be swinging around down there?
Tamam, aşağıda görüşürüz.
Oh. Okay, you see that down there?
Neredeyse 200 metre aşağıda, üçüncü yolun orada ama...
About 200 yards down in the number-three Lane. But...
Aşağıda ciddi bir kanama var.
Significant bleed down here.
Aşağıda beni duyan var mı? !
Can anybody down there hear me?
Kimse aşağıda olduğumuzu bilmiyor, değil mi?
Nobody knows we're down here, do they?
Aşağıda, orman zemininde birileri de dikkatlice onları gözlüyor.
Down below on the forest floor, others are also keeping a close watch.
Aşağıda bir yırtıcı, onların her hareketini izliyor.
Below, a predator tracks their every move.
Aşağıda limanda bolca ambalaj kağıdı bulabilirsin.
You'll find plenty of packing down at the docks.
Aşağıda çok kayıt yapıyor musun?
Do you do a lot of recording down here?
Aşağıda.
He's down there.
Aşağıda görüşürüz.
See you at the bottom.
Aşağıda kal.
Stay low.
Aşağıda.
Low.
Tamam, gidelim. Aşağıda kal.
All right, let's go.
Ayrıca burada aşağıda yaşamak senin için kolay değil.
And it isn't easy for you living down here.
Binbaşı Fawcett, sizi aşağıda gördüm.
Major Fawcett, I see you down there.
Aşağıda yolcu kalmasın!
All aboard!
Aşağıda bir şey var!
There's something down there!
Sipariş bekliyorsanız, aşağıda beklemeniz gerekiyor.
Hi, ma'am. If you're waiting for takeout, you should really wait downstairs.
Bak. Horoz aşağıda değil mi?
See... the firing pin is filed down, right?
İşte, aşağıda.
Here. Lower.
Tamam, o zaman buradaysan mesela bir binanın tepesindeysen ve aşağıda, sokaktaki adamı vurmaya çalışıyorsan kurşunun gittiği yol burası mı?
Okay. So, if you're up here... like an a building... And you shoot a man down here an the street...
Bir inç ileri, altı feet aşağıda.
One inch forward, six feet down.
Sizin binanın merdiven boşluğundayım iki kat aşağıda.
I'm in the stairwell of your building, two flights down.
- Merdiven boşluğunda, iki kat aşağıda!
- He's in the stairwell, two flights down!
Aşağıda bir tane daha varmış.
Yup, there's one more down there.
Aslında ofislerimizden birkaç kat aşağıda.
It's actually a few floors down from our offices.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]