Bağırmana gerek yok tradutor Inglês
201 parallel translation
Anne, bağırmana gerek yok.
- Mama, you don't have to shout. - Shh.
Sinirlenip bağırmana gerek yok!
Well, it's no use shouting and losing your temper!
Bağırmana gerek yok.
You don't have to shout.
Bağırmana gerek yok, efendim, gerçekten iyi duyuyorum!
No need to holler, sir, I hear very well indeed!
Bağırmana gerek yok.
You needn't shout.
- Bağırmana gerek yok.
- You don't have to yell.
Ona bağırmana gerek yok.
40? There's no need to shout at her.
Bağırmana gerek yok.
There's no need to shout.
- Ralph, bağırmana gerek yok.
- Ralph, you don't have to shout.
Bağırmana gerek yok.
No need to shout.
- Bağırmana gerek yok.
- You don't have to scream that out.
- Bağırmana gerek yok.
- No need to shout.
Bu yüzden bana bağırmana gerek yok!
There is therefore no need to yell at me!
Bağırmana gerek yok tatlım.
No need to shout my dear
Bağırmana gerek yok!
You don't have to shout!
Öyle bağırmana gerek yok.
You don't have to scream!
- Bağırmana gerek yok.
- Don't yell.
Bağırmana gerek yok.
Don't yell at me.
Bağırmana gerek yok, Michael.
Don't have to yell, Michael.
Bağırmana gerek yok patates kızartması.
No need to shout, French fry.
Bana bağırmana gerek yok.
I didn't come here to get anything from you.
Onu bana versene biraz. - Bağırmana gerek yok.
Give her a cold bath like the doctor said.
Bağırmana gerek yok.
You don't have to yell.
Bağırmana gerek yok!
- You don't have to shout. Stop shouting. - No.
Bağırmana gerek yok.
Don't yell, I'm telling you.
- Her şeyde bağırmana gerek yok.
- You don't have to shout everything.
Kapıdan bağırmana gerek yok Oscar.
You don't have to yell through the door.
Bağırmana gerek yok tatlım.
No need to get loud sweetheart.
Sakin ol. Bağırmana gerek yok.
No need to shout, guv'ner.
Bağırmana gerek yok!
No need to shout!
Bağırmana gerek yok!
There is no need to shout!
Bağırmana gerek yok, kulağımın dibinde.
You need not yell, because of my proximity.
- Bağırmana gerek yok.
You don't have to shout.
Bağırmana gerek yok, ilk defa duyuyorum.
YOU DON'T HAVE TO YELL, I HEARD YOU THE FIRST TIME.
Bağırmana gerek yok!
No need to shout.
Benjy, bağırmana gerek yok. Kulaklarım gayet iyi duyuyor.
Benjy, you don't have to shout.
Bağırmana gerek yok. Geldim işte.
YOU DON'T HAVE TO YELL.
Bağırmana gerek yok. Durmak zorunda.
No need to shout. lt has to stop.
Bağırmana gerek yok.
You don't have to shout
- Bağırmana gerek yok Luke!
You don't have to yell, Luke.
- Bana bağırmana gerek yok.
You don't have to yell at me, Straub.
- Bağırmana gerek yok!
- You don't have to shout!
Bağırmana gerek yok!
There's no need to yell!
Tamam, bağırmana gerek yok.
All right, no need to shout.
Bağırmana gerek yok, Minty.
You don't have to yell, Minty.
Hiçbir şey... bağırmana gerek yok.
Nothing... you needn't yell.
Evet, hat gayet net anne. Bağırmana gerek yok.
The line is crystal clear, you don't have to yell.
- Tamam, bağırmana gerek yok.
- Ok, don't get excited.
- Bu kadar bağırmana gerek yok.
It's no use.
Ve uçağımı hemen şimdi uçurmak istiyorum. Bağırmana gerek yok.
You don't have to yell.
Bağırmana da gerek yok.
And you don't need to shout.
gerek yok 917
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37