Başka bir gün tradutor Inglês
1,827 parallel translation
Belki başka bir gün. Kim bilir?
You know, another day, who knows?
Her zaman başka bir gün yapabiliriz.
We can always live to try another day.
Başka bir gün.
But, you know, someday.
Başka bir gün konuşabilir miyiz?
Can I talk to you this sunday?
Yarın başka bir gün.
Tomorrow's another day.
Bir gün... Başka bir gün, kavga edemezlermiydi yani!
One day, one more day you cant bare your wife lalwani
başka bir gün gelirsiniz çoçuklar şuanda elimizdeki pozisyon dolu stella kabiri görüş ve onlara randevu ver görüşürüz dev görüşürüz amca
You'll come next time. Now we are going of party. Stella talk to kabir and give him appointment.
Şimdi değil tamam, başka bir gün?
Not today, but some other day?
Başka bir gün.
Another day.
- Başka bir gün gelirim.
I'll come back another day.
Başka bir gün.
Another first day.
Başka bir gün görüşebiliriz.
We can do this another day.
Özür dilerim, Bunu başka bir gün yapabilir miyiz?
I'm sorry, can we do this another day?
"Başka bir gün"
Another day
"Başka bir gün"
And another day
Ofiste başka bir gün
- No, just another day at the office
Bugün olmak zorunda değil. Başka bir gün de olabilir.
Well, it doesn't have to be today, it could be another day.
Esasen Sığınak kriterlerine göre bu sadece işte başka bir gün daha.
Actually, by Sanctuary standards, this is just another day at the office.
Başka bir gün elleyeceksin.
And you just lived to feel me up another day.
Hayır, bunu hazırlayıp başka bir gün taşımamız gerek.
No, we'll have to prepare this and move it another day.
Başka bir gün, başka bir müşteri!
Another day, another customer!
Pekala, bunu başka bir gün yapabiliriz.
All right, yo, we can do this another day.
Bu sadece başka bir gün!
It's just another day.
Pontypool'da başka bir gün daha!
Another day in Pontypool.
Bunu başka bir gün konuşuruz.
That's a conversation for another day.
Ben de onlara, başka bir gün geleceğiz demiştim.
I told them we'd come back another day.
Ciddi bir çabaya ihtiyacın var ama başka bir gün savaşmak için yaşayacaksın.
You need some serious work but you should... you know, live to fight another day and all that.
Onun eski bir dostunu öldürdüm ve şimdi, eski dostunu yakalayabilmek için her gün başka bir dostunu öldürüyorum.
I've killed a man who used to be his friend, and now I'm out there every day slowly killing another man... who used to be his friend, in order to catch another guy... who used to be his friend.
Başka yere gitmek için iyi bir gün değil.
It is not a good day to lead.
Üç gün sonra geri döndüğümde kemikleri ve artıklarından başka bir şey kalmamıştı.
It got to raining, then three days later, ain't nothing left but possum sludge and bones.
Her gün bir başka.
Every day is different.
Jack bir gün bir şey diyorsun, ertesi gün başka bir şey.
Jack... one day you say one thing, the next day, something else.
5 gün içinde evleneceğini söyledin başka bir kadınla daha şimdiden...
And you're saying he's going to get married in 5 days.
Sizi başka bir gün de şaşırtmak için yaşıyorum!
I live to amaze another day!
Ama bundan başka bir gün yoktu.
But not another day after that.
Ve yarışmadan birkaç gün önce başka bir steroid skandalına bulaşmıştı.
And a few days before this competition he was implicated in another steroid scandal.
Eğer barınak ya da başka bir şey için bir irtibata ihtiyacın varsa ben burada bütün gün ellerim ceplerimde dikiliyorum.
You know, if you need a contact for the pound or anything... I'm just standing here with my hands in my pockets all day.
Baska bir gün bir toplantindan önce bana tam olarak sunu dedi : "Hakla onlari!"
The other day, before a meeting, he actually said to me, "Go get'em!"
Başka bir şeye ihtiyacın olursa, bütün gün arenada olacağım.
Listen, if you need anything else, I'll be at the arena all day.
Elbette, başlarda reddettim, ama sonra, bir gün, hücreme başka bir tutsak getirdi.
Of course, I refused at first, but then, one day, he brought another prisoner into my cell.
O gün savaşta başka bir Yüzbaşı Beauclere vardı.
But legal murder.
Her gün genç insanlar ölüyor ve başka bir hikaye doğuyor.
Every day young people die, and another story is born.
Bir başka gün, bir başka moral ikilemi daha.
Another day, another moral quandary.
Üzülme, yine bir gün başka bir fırsat yakalarsın.
Well, don't worry. You'll have another opportunity someday.
"Sanırım yarın Highland Life için can alıcı bir gün olabilir." "Başka finansal skandallar da varsa bankacılık sistemi çökebilir."
'I think tomorrow could be a crucial day for Highland Life. The banking system may collapse'if there are any other financial scandals.'
İki gün önce bazı çocuklar başka bir fahişenin vücudunu buldu,
Well, two days ago, some kids found the body of another prostitute.
Bir gün başka bir adam bulursam senden onun kafasının içine bakıp oradakileri bana anlatmanı istiyorum.
Someday, if I ever find another man. I want you to look inside his head and tell me everything that's in there.
Onu bir iki gün tutabiliriz. Başka bir milyonluk dava daha mı istiyorsun?
Add another million to his lawsuit?
Elimizdeki imkanlara göre, yarın başka bir mahalleye devriyeye gideceğiz. Öbür gün de, bir başkasına.
Chances are we'll patrol another neighborhood tomorrow and then another one the next day.
Başka bir vücutta bir gün tekrar geri dönecek.
It will find another vessel and return someday.
Garip bir gün oldu,... ve başka kimle konuşayım, bilemedim.
It's been kind of a weird day, And I didn't know who else I could talk to about it.
başka bir isteğiniz var mı 22
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir zaman 98
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir zaman 98