English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bilmiyordum

Bilmiyordum tradutor Inglês

27,122 parallel translation
Ölmüş müydün yoksa beni ölüme mi terk etmiştin bilmiyordum.
I didn't know if you were dead, or if you had just left me for dead.
Anadan üryan çıplaktım ve çok sarhoştum. O sırada alarm çalıyor. O ve ceketim farklı odadaydı ama bunu bilmiyordum.
So I'm totally naked, super drunk with this alarm blaring and he and my coat are at a different door, but I didn't know that.
Bu kolay oldu çünkü hiç bir şey bilmiyordum. İyi.
which was to say nothing, which was easy because I know nothing.
Çingenelerin gerçek olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know gypsies were real.
Bu kadar eğlendirici olabileceğimi bilmiyordum.
I didn't know I'd be entertaining.
Makaio'nun uyuşturucu kullandığını bilmiyordum bile.
I had no idea Makaio was doing drugs, you know?
Bilmiyordum işte.
I just didn't know.
O kadar kendime odaklanmıştım ki bilmiyordum bile.
I'm so self-involved, I didn't even know.
Misafirin olduğunu bilmiyordum.
I didn't know you had a guest.
Evi aradığınızı bilmiyordum, doktor.
I didn't know you made house calls, doctor.
Merhaba, burada bu kadar çok cahil Cumhuriyetçi olacağını bilmiyordum.
Hi, I didn't know there were gonna be so many ignorant Republicans here.
Hayır, bunu bilmiyordum.
No, I didn't know that.
- Açacağını bilmiyordum ki!
- Well, you should have told me you were gonna open it up, I...
İyi orkinoslar olduğunu bilmiyordum.
I didn't know there was good tuna.
Öf be Han ağız kokunun gizli silahın olduğunu bilmiyordum.
Damn, Han, I didn't realize bad breath was your secret weapon.
Bunu bilmiyordum.
I didn't know that.
Bunu hiç bilmiyordum.
I never knew that.
Of! Bunlardan düşülebildiğini bilmiyordum.
Oh! Whoa. I didn't know you could fall off those things.
Birkaç gün öncesine kadar ona benzediğimi bile bilmiyordum.
I didn't even know I looked like him until a few days ago.
- İkinizin samimi olduğunuzu bilmiyordum.
I didn't realize you two were close.
- Pişirebildiğini bilmiyordum.
- I didn't know you cooked.
Bak dostum, savunmam baban olduğunu bilmiyordum.
Look, man, in my defense, I didn't know he was your dad.
Vampir olarak sonsuza kadar yaşama duygusuyla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum.
I didn't know how I could possibly deal with an eternity of being a vampire.
Onlardan biri olduğunu bilmiyordum.
I didn't know you had one of those.
- Charlotte'la birbirinizi bu kadar iyi tanıdığınızı bilmiyordum.
I didn't realize you and Charlotte knew each other so well.
Öleceklerini bilmiyordum.
I didn't know that it would kill them.
Perry'i Charlotte Richards'ın temsil ettiğini bilmiyordum.
I had no idea Charlotte Richards was defending Perry.
Kralları bilmiyordum.
Didn't know the rules.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
I didn't know what to do.
Biriyle çıktığını bilmiyordum.
I didn't know he was dating.
Bütün gece dışarıdaydınız, nerede olduğunuzu bilmiyordum... Ne olmuş yani?
You were out all night, we didn't know where you were...
Ne ile karşı karşıya olduğumu bilmiyordum artık biliyorum.
I didn't know what I was up against ; I do now.
Hiç bilmiyordum.
I had no idea.
Ülkede olduğunu bilmiyordum.
I didn't know that he was in the country.
Çünkü sana güvenebileceğimi bilmiyordum.
Because I didn't know if I could trust you.
Onun burada olduğunu bilmiyordum.
I did not know she was here.
Sadece benim de burada olacağımı bilmiyordum.
I just didn't know that I would be here.
- Doğrusu, var olduklarını bile bilmiyordum.
Man, look, I just found out they exist,
İçinde olup olmadığını bilmiyordum, ama bunu sen yaptın, Todd.
I didn't know if you had it in you, But you actually did it, todd.
Çok romantik olduğunu bilmiyordum, Hooten.
I had no idea you were such a romatic, Hooten.
Kim olduğumu bilmiyordum.
Didn't know who I was.
- Emma, Piper'ın yaptığını bilmiyordum!
- Emma, I didn't know it was Piper! - Oh, my God!
Beni kullandığını bilmiyordum.
I didn't know she was using me.
Bunu hiç bilmiyordum.
What the hell, Mom. I don't know this story.
Bilmiyordum.
I didn't know.
Bu kadar iyi bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.
I didn't know that you were such a good singer.
Cornwall'da bu kadar çok yakışıklı erkek olduğunu hiç bilmiyordum, Sör Hugh.
I had no idea there were so many handsome men in Cornwall, Sir Hugh.
- Burada olacağını bilmiyordum.
- I didn't realize you'd be here.
Yemin ederim bilmiyordum.
I didn't know, I swear.
Los Pepes'in nasıl bizi her seferinde alt ettiklerini bilmiyordum.
I didn't know how Los Pepes was beating us to the punch.
Bu kadar soğuk olacağını bilmiyordum.
I didn't know it'd be so cold.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]