Bilmiyorum ki tradutor Inglês
2,890 parallel translation
- Bilmiyorum ki.
- Who knows?
Bakın, salak kardeşim ne söyledi bilmiyorum ki gerçekten salaktır ama Debbie artık kumar oynamayacağına yemin etti.
Look, I don't know what my idiot brother told you- - and he is an idiot- - but Debbie swore off gambling, all right?
- Bilmiyorum ki.
- I don't know.
- Kendin yap! - Yapmasını bilmiyorum ki!
- Make it yourself!
Bilmiyorum ki!
I don't know!
- Bilmiyorum ki. Sanki...
I don't know, it's like he just...
Bilmiyorum ki.
I don't know.
Bilmiyorum ki.
I-I don't know.
Ne yaptığımızı bilmiyorum ki.
I don't know what we're doing.
Ah, yapma, Nancy, bilmiyorum ki.
Oh, jeez, Nancy, I don't know.
Ee, bilmiyorum ki, sanırım, kontak anahtarında mı ne sorun var?
Um, I don't know, like, the ignition switch or something?
- Bilmiyorum ki.
- I do not know.
Açmayı bilmiyorum ki.
I don't know...
Bilmiyorum ki- - Şimdiye kadar çok tanıdık geldi.
I don't know if you've- - Well, so far, it looks very familiar.
- Bilmiyorum ki. - Neyi?
- I don't know.
Bilmiyorum ki yani, adam- -
I don't know. I mean, I'm just- - he's...
Bilmiyorum ki.
Uh, I don't know.
Bilmiyorum ki.
Ooh, I don't know.
- Bugün günlerden ne bilmiyorum ki?
Who knows what day it is down here?
- Sağ ne taraf bilmiyorum ki. Burası mı?
I don't know where your right is.
Bilmiyorum ki bence...
I don't know, I feel like...
Bilmiyorum ki.
Um, I don't know.
Ben de bilmiyorum ki.
One thing at a time.
- Bilmiyorum ki.
Shit, I don't know.
- Neler olduğunu bilmiyorum ki.
I don't know what happened.
Tabii ki nasıl koktuğunu bilmiyorum.
Of course I don't know.
Ve hiçbir şey yapamadım çünkü o kadar çabuk kayboldu ki ve ben yüzme bilmiyorum.
And I couldn't... do anything about it, because... she disappeared so fast, and I... I can't swim!
- Bilmiyorum ki, birisi kesmiş sanki.
What? ! What?
Bir araba çaldık, ve onu temizlemek zaruriyetindeyiz, yani bu aileye katılmak istiyorsan, ki neden isteyesin bilmiyorum, bir çuval kap.
We stole a car, and it's imperative that we clean it, so if you want to join this family, which I don't know why you would, grab a rag.
Doğrusu şu ki ne kadar kalacağım bilmiyorum.
Truth is, I don't know how long I'll stay.
- Hiç bilmiyorum ki.
I don't think I would know.
Farz edelim ki bilmiyorum.
Let's assume that I don't.
Ve sonra düşündüm ki "kimse ne olduğunu bilmek zorunda değil çünkü ne olduğunu ben bile bilmiyorum,"
And then I thought "nobody needs to know what happened" because I don't even know what happened, "
Bilmiyorum, sadece bunu yapmamam için o kadar çok sebep var ki.
I don't know, there's just so many reasons not to go there, you know?
Aklımda ki böyle değil, neden bilmiyorum...
I don't know why I'm so in my head.
Gerçek şu ki babanız tekrar gidecek mi bilmiyorum.
Look, here's the truth. I don't know if your daddy is gonna leave again.
Bilmiyorum. Tanrı'ya yemin ederim ki bilmiyorum.
I swear to God I don't.
Daha ne yalanlar çıkar bilmiyorum ama sana söz veriyorum ki, asla unutulmayacaksın.
I don't know what lies ahead, but I promise you won't be blindsided.
Bilmiyorum, göremiyorum ki.
I don't know. I can't get close enough to see.
Ve yeterince eminim ki, son dakikada, yönlendirme sisteminin olmadığı yedek paraşütü açtım ve macera ölü atların olduğu bir alanda bitti. Bunun neye alamet olduğunu bilmiyorum.
And sure enough, at the last minute, I pulled the reserve chute, which you can't steer, and I ended up landing in a field which contained only a dead horse.
Dallas kızını görmek istedi ve neden bilmiyorum bu benim duygularımı incitti ne var ki incitti.
Dallas wanted to see her daughter, and I don't know why that hurt my feelings, but it did.
- Bilmiyorum ki.
I don't know.
Ama gerçek şu ki, dün gece neler olduğunu bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum.
But the truth is, I don't know what happened last night ;
Bak, kaçışımızın nasıl ayarlandığına dair bütün detayları bilmiyorum ama bildiğim şey var ki, gardiyanlar onun içindeydi.
Look, I don't know all the details about how our escape was arranged, but I do know that the guards were in on it.
- Doğru, efendim. Sorun şu ki, senin hakkında fazla şey bilmiyorum evlât ama tanıdık geliyorsun.
Thing is, I don't know much about you, kid, but you look familiar.
Buraya nasıl geldiğini bilmiyorum ve o kıyafeti nereden bulduğunu. Ki bu arada sana çok yakışmış...
I don't know how you got here, or into that outfit, which you look great in, by the way, but...
- Bilmiyorum, adam bizim sevgili dostumuz değil ki.
I don't know, he's not our good friend. No.
Prova oldukça garipti, çünkü insanlarla ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyorum. Şükürler olsun ki Ali halletti bu işi de.
Rehearsal is crazy'cause I don't really know what to do with people, so thankfully, Ali is kind of taking charge with this.
Ona baktım ve dedim ki "hey adamım, düz vites kullanmayı bilmiyorum"
I looked at him, and I was like, "hey, man. Uh, so, I don't know how to drive stick."
- Bilmiyorum, nerede ki?
- No, I don't, where is it?
Bilmiyorum ki ya.
Uh, gee, I, I don't know.