Bir avukat tradutor Inglês
8,423 parallel translation
Ben bir avukat değilim.
I'm not a lawyer.
32 yaşında, Thomas E. Dewey adında Michiganlı bir avukat.
A 32-year-old lawyer from Michigan named Thomas E. Dewey.
Eskiden çeteden birinin başı derde girerse çete hemen bir avukat edasıyla duruma el atardı.
In the old days, when a member of a group got into trouble, the group took care of them as far as a lawyer was concerned.
İyi bir avukat bulmana yardım edebilirim.
I can help you find a great lawyer.
Avukat tutma hakkım var, eğer avukat tutacak param yoksa mahkeme bana bir avukat tayin edecektir.
I have a right to an attorney, and since I can definitely afford one, one will not have to be provided for me...
İyi yürekli bir avukatım.
A lawyer with a heart of gold.
Hâlâ avukatım ve Robert'ın da bir avukata ihtiyacı var.
I am still a lawyer. And Robert needs a lawyer.
Bir avukat olduğundan, takdir etmelidir
As you're a lawyer, you should appreciate that
Frank bir avukat değilse ne o zaman?
If Frank's not a lawyer, then what is he?
Sayın Yargıç, bu saatten sonra yapılacak bir avukat değişikliği hükümsüz bir davaya yol açabilir.
Your Honor, any change to counsel this late could result in a mistrial.
Yeni bir avukatınız var.
You've got yourself a new lawyer.
Yaşlı bir avukatın alışkanlığı.
An old lawyer's habit.
Onu temsil eden bir avukatı yoktu.
He had no representation.
Bir avukat istememiş.
He never asked for an attorney.
Bir avukatınız olabileceğini kimse size söyledi mi?
Did anyone tell you that you could have an attorney?
Çünkü onlar çoktan müvekkilimizin gözaltına alındığını sanıyorlardı ve bu nedenle de müvekkilimize haklarının okunması ve bir avukat hizmeti sunulması gerekiyordu.
Because they believe that our client was already under arrest, and therefore he should have been Mirandized and offered the services of a lawyer.
Ben bir avukatım, ABD'nin eski bir savcısı.
I'm a lawyer, a former U.S. attorney.
Bir avukat tutup hemen bugün ifade vermeniz ve apartmanınızı genç bir çocuğu barındırmak için kullandığınızı ve onu biriyle ilişkisi var diye otopark binasından itip öldürdüğünüzü dahil etmek kaydıyla size ikinci derece cinayet anlaşması teklif- -
If you hire a lawyer and write out your statement right now, today, and include how you used your building to house a boy you were keeping and that you pushed him to his death from a parking structure because he was having an affair, I promise you a plea agreement for second-degree murder with a parole...
- İstedikleri iyi bir avukat. Tek başına devam etmen için yeterince müvekkilin var.
And you have enough clients to go on your own.
Ben ucuz bir avukatım, ucuz bir fahişe değil.
Hey, I'm a two-bit lawyer, not a two-bit whore.
Şu an benimle gelmesine izin verirsen sana bir avukat garanti ederim.
If you let him come with me now I guarantee you a solicitor.
James Timmons, ben bir avukatım.
James Timmons, I'm an attorney.
O bir avukat.
He's an attorney.
Ona bir avukat tuttum ve kefaletini ödedim.
I hired him a lawyer and paid his bail.
Görünüşe göre hapishanede seminer veren Jeff Harper adında bir avukat varmış.
Turns out there's an attorney named Jeff Harper who gives seminars at the prison.
Baban bir avukat ve manyaklık derecesinde korumacı.
You're dad's a lawyer and psychotically overprotective.
Üstelik dinlenme odasında bekleyen bir avukatı var.
And a lawyer waiting in the break room.
Bizim de bir avukatımız var.
Well, we have a lawyer, too.
Şu an bir avukatı var zaten.
! She already has an attorney.
Eminim görevi ihmalden dava açmak için firmanızdaki bir avukata gitmişsinizdir. Eminim o avukat size "İhmal kaynaklı olmayabilir." falan demiştir.
I bet you went to see a malpractice lawyer at your firm, and I bet that lawyer told you something like
İyi bir avukat buluruz. Bir süre sakin zamanın olur.
We'll get you a good lawyer, shoot for soft time.
Senin harika bir avukat olacağını.
You're gonna be a great lawyer.
Thomas Dewey, olayın sonucunu değiştirmiş olabilirdi ama Luciano, geri dönüş yapmaya kararlıydı. Ve Luciano, avukatının tavsiyesine rağmen inanılmaz bir şey yapar.
Thomas Dewey may have tipped the scales in his favor... but Luciano is determined to make a comeback... and against his lawyer's advice, Luciano does the unthinkable.
Thomas Dewey, siyasi emelleri olan bir Amerikan avukat yardımcısıydı.
Thomas Dewey is an assistant U.S. attorney with political aspirations.
Avukat olmakla ilgili birçok dersi büyük avukatları okuyarak öğrendim. Tom Dewey de tam bir ilham kaynağıydı.
I learned a lot of lessons about being a lawyer from reading about great lawyers, and Tom Dewey was an inspiration.
Amerika avukatı William Dodge'dan gelen bu onay sonrası Thomas Dewey, mafyada bir savaş başlatmak üzere.
With approval from U.S. attorney William Dodge, Thomas Dewey is about to declare war on the Mob.
Avukatın birinden Rebecca'ya yazılmış bir mektup var.
Got a letter here for Rebecca from a lawyer.
Ve bu bir savunma avukatına ne gibi zorluklar çıkarabilir?
And what challenges does that present a defense attorney?
- ve size iyi bir haberim var.Bayan Florrick, avukatıyla görüşmeye başladı bile.
And good news, Mrs. Florrick, he's already meeting with his lawyer.
- Üzgünüm, Bayan Florrick, ama avukatıyla ile bir toplantıda.
- I'm sorry, Mrs. Florrick, but he is in a meeting with his lawyer.
NasıI eski bir ABD savcısı Yusuf'un avukatı olur?
How does a former U.S. attorney become Yusuf's lawyer?
Bir yıldan az bir zamandır mı kamu avukatısınız, Bay Bollinger?
You have been a public defender For less than a year, mr. Bollinger?
Avukatım gelmeden size bir şey söylemeyeceğim.
I'll not say any more without my lawyer present.
Buraya gelmeni o söylemiş olabilir. Bir nevi resmi görevli sayılırsın. Ama şu anda benim için iki bit değerinde bir otobüs durağı boşanma avukatından fazla değilsin.
He may have told you to come here in some sort of official capacity, but right now, you are no better than some two-bit bus-stop divorce attorney.
Avukatı ile bir görüşme ayarladı ölmeden bir gün önce. Vasiyetini değiştirmek için.
He made an appointment with his lawyer to change his will the day before he died.
Gerçekten bir boşanma avukatı gibi hissediyorum.
I really do feel like a divorce lawyer.
Avukatınızı aradığınızda ona Jersey'de iki ve New York'da bir cinayetinizin olduğunu hatırlatın.
When you call your lawyer, remind him you got two murders in Jersey and one in New York.
Bir kaç görüşme yaptım, avukatın gibi davrandım.
I made a few calls, pretended to be your attorney.
Ve annenin avukatı bir çanta dolusu parayla oradaydı.
And your mother's lawyer was there with a briefcase full of scri.
Gerçekte olan şey, annenin avukatını ayağından vurmadan önce getirdiği çantaya bir delik açmamdı.
What really happened was, I shot a hole in the briefcase, and then I shot your mother's lawyer in the foot.
Janice'le anlaşırsak avukatının eline mükemmel bir koz vermiş oluruz.
If we make a deal with Janice, we could be handing her lawyer the perfect defense!
avukat 255
avukat bey 59
avukatlar 52
avukat istiyorum 18
avukatım 69
avukat mı 20
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir alman 26
avukat bey 59
avukatlar 52
avukat istiyorum 18
avukatım 69
avukat mı 20
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir ay önce 34
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir ay önce 34
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40