Bir arkadaşım var tradutor Inglês
3,542 parallel translation
Orada yakın bir arkadaşım var. Analist.
I got a buddy over there, he's an analyst.
Aranızda bir arkadaşım var çok özel ve yetenekli bir arkadaşım, sahneye gelip bizimle bir şarkı söylemesini istiyorum.
I got a friend out there, uh, tonight in the audience... a really special and talented friend, and I'd like to ask her to come up here and... and do a number with us.
Kore'de dedektif bir arkadaşım var.
I have a detective friend in Korea.
Dönebilir yönlendirmesi ve geri tepme koruyuculu sondaj kulesi olan bir arkadaşım var.
I got a friend with a drilling rig with rotary steerable and kick pads.
İstersen bize iki bilet ayarlayabilecek bir arkadaşım var.
I got a friend who can hook us up with tickets if you're down.
Liseden bir arkadaşım var.
I've got a friend from high school.
İngiltere'de gazetecilik yapan bir arkadaşım var.
I have a reporter friend.
Aranızda bir arkadaşım var sahneye gelip bizimle bir şarkı söylemesini istiyorum.
I got a friend out there tonight, and I'd like to ask her to come up here and do a number with us.
Londra'da bir arkadaşım var, bu tür şeyleri alıyor.
My man in London'll take anything like that.
Yeni bir arkadaşım var.
A friend.
Blue Note'da çalışan Linda adında bir arkadaşım var.
I got a friend, Linda, works over at The Blue Note.
Hayır, yardım edeceğim senin gibi bir arkadaşım var.
No, so I can help out a friend who's a lot like you.
Gemi seyahatinde olan Boca'lı bir arkadaşım var.
Look, I've got a friend in Boca who's on a cruise.
Bir binada tutulan bir arkadaşım var.
I have a friend who's trapped in a building.
Sadece tek bir arkadaşım var. Ayrıca dün gece Wade ile yaptığım seksten bahsetmiş miydim?
I only have one friend, and did I mention that I had sex with Wade last night?
Bir arkadaşım var.
I have a friend.
Artık bir arkadaşım var!
I have a friend!
Eşcinsel bir arkadaşım var. Adı da Russell.
I have a gay friend.
Şimdi, o neşe suyuna senden daha muhtaç bir arkadaşım var.
Now I got a friend that needs that joy juice more than you do.
Bir arkadaşınızı veya sevdiğiniz birini nefis ufak çöreklerden, çikolata kaplı keklerden karamel tereyağlı krakerlerden, leziz kurabiyelerden oluşan üzerinde selafondan yapılmış fiyonk olan ve ağzına kadar dolup taşan bir teselli sepetinden daha iyi hatırlatacak bir şey var mıdır?
"What better way to remember a friend or loved one " than this thoughtful bereavement basket overflowing with scrumptious mini muffins, " decadent chocolate brownies, butter toffee pretzels and snickerdoodle cookies,
Bir okul arkadaşımın bir sorunu var.
A friend at school's just going through some stuff.
Sam Dolan'ın annesinin bu isimde bir arkadaşı veya akrabası var mı?
Did Sam Dolan's mom have any friends or relatives with that name?
Ben diğer işleri hallederken sana göz kulak olacak bir iş arkadaşım var.
I have a colleague who will watch over you while I take care of things.
Yakın arkadaşım Dick Cheney'de bir tane var.
My good friend Dick Cheney got one.
Ne bir hayatım var ne de bir erkek arkadaşım!
Neither I've a life nor my life has a boy!
Bir erkek arkadaşı var mı?
Does she have a boyfriend?
Girdirici bir arkadaşımız var.
We have a gateway friend.
- Bir adın var mı, arkadaş?
You got a name, pal?
Şimdi yanımızda Lisa Lambert var Casey Anthony'nin liseden bir arkadaşı.
I'm joined now by Lisa Lambert, a friend of Casey Anthony's from high school.
Karımla, Kyle'ın bir arkadaş bulmasına çok ihtiyacımız var.
My wife and I need Kyle to have a friend.
Selam tatlım, sana soracağım bir şey var. Annen ve erkek arkadaşı nasıllar bu günlerde?
Hey, honey, I've been meaning to ask you - - how's your mom and her boyfriend doing these days?
Bir beyefendi arkadaşın mı var?
You have a... gentleman friend?
Acaba emlakçi bir arkadaşın var mı diye merak ediyordum.
I, uh, was wondering if you had any friends who were realtors.
Eski okullarımdan birçok arkadaşım var bir kere.
Uh, I have a lot of friends from preschool.
Daha önce bir arkadaşımı soğukkanlılıkla boğmamıştım ; ama hala vakit var.
I've never strangled a friend in cold blood before, but it's early.
Bayağı şanslısın çünkü benim de bir oda arkadaşına ihtiyacım var.
Well, you know, you're in luck because I actually need a roommate.
Erkek arkadaşı ya da geceyi başka bir yerde geçirebileceği bir yer var mı?
Does she have a boyfriend? Or anywhere else she might spend the night?
O benim arkadaşım ve dışarıda onu öldürmeye çalışan bir kadın var.
He is my friend, and there's a woman out there who's trying to kill him.
Biliyor musun, aslında eski bir arkadaşımı arıyorum ve gerçek şu ki biraz nakit sıkıntım var.
You know, the thing is, uh, I'm actually looking for an old friend of mine. And, uh, truth be told, I'm a little low on funds.
Biliyorsunuz, sizin yeryüzündeki deliği, Motor Şehri dediğiniz yeri bende ziyaret ettim ama kötü gecekondulara karşı bende bir şey var onun için kendim yerine bir arkadaşımı gönderiyorum.
You know, I'd visit the hole in the ground you call Motorcity myself, but I got a thing against gutter slums, so I'm sending a friend instead.
Bir kız arkadaşı mı var?
Does he already have a girlfriend?
14 ayımı iş aramakla geçirdim ve sonunda bir arkadaşım bana... Eagle Cove'un oralarda bir iş ayarladı ve... yine karşımda bu adam var.
I spent 14 months looking for a job, and, finally, a buddy of mine sets me up over here at Eagle Cove, and... boom... there he is.
Baksana. İlla bir şeye vurmak istiyorsan Bucktown'da bir arkadaşımın boks salonu var.
Look, man, you wanna hit somebody, my buddy has a boxing gym over in bucktown.
Bir ailesi ya da erkek arkadaşı var mıydı?
Did she live with family, a boyfriend?
Halihazırda bir işim var ama sana arkadaş olarak yardım edebilirim.
Well, I already have a job, but I'll help as a friend.
Benim bir erkek arkadaşım var.
I sort of have a boyfriend. - A boyfriend?
Şu an bir arkadaşı arıyormuş gibi bile yapmayacağım çünkü baya açıkça arkadaşım olmadığını söyledin, ama elimde ikimizin de yararlanabileceği bir iş fırsatı var.
I'm not even going to pretend to be calling you as a friend right now because you have made it quite clear that you are not mine, but I do have a mutually beneficial business opportunity.
Dedektif bürosu olan bir arkadaşın var mı?
Do you have any friends that run a detective agency?
Arkadaşımın çok sevdiği birşey var ve ben bir nedenden dolayı onu kıskanıyorum.
There's something that my friend really likes, and for some reason, I feel jealous of it.
Seninle çıkmak için ölüp bitecek bir dolu arkadaşım var.
I have a ton of friends who would die to go out with you.
Benim bir erkek arkadaşım var.
I sort of have a boyfriend.
bir arkadaşım vardı 16
bir arkadaşım 117
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
bir arkadaşım 117
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20