Bir an önce tradutor Inglês
15,994 parallel translation
Lütfen bir an önce kontrol noktasına ilerleyin.
Please proceed to the checkpoint immediately.
Bölge'de ikamet eden tüm insanlar bir an önce çıkışa ilerlemeli.
All human inhabitants of the Zone should proceed to the exit immediately.
Kimberlina ile bir an önce evlenmem gerek.
I must marry Kimberlina as soon as possible.
Bir an önce işinin başına geç.
Let's get you back to work.
Bir an önce buradan gitmemiz gerekiyor.
We need to get the hell out of here.
Bir an önce oraya gitmelisiniz.
You need to get there fast.
Max'i bir an önce istasyondan uzaklaştırmam gerekiyor.
I need to get Max out of the station fast.
Ve bir an önce buradan çıkmalıyız.
guns, ammo, cash... and get the hell out fast.
Bence bir an önce işe dönmeliyim.
I think I should go back to work sooner rather than later.
Neden bir an önce tatlımızı yiyip... bu geceyi burada sonlandırmıyoruz?
Why don't we just jump straight to dessert and call it a fucking night, huh?
Ona yardım edebilirim ama ona bir an önce ulaşmam gerek.
I can help her, but I need to get to her right now.
Bu belge sadece benim yönetimim altında geçerli. Yani kullanmak istiyorsan bir an önce gitsen iyi edersin.
That Transit Pass was authorized under my authority, so if you're gonna use it, I suggest you go now.
Seni zorlayacak tek şey para kazanmak. Bir an önce başlasan iyi olur.
So, the only thing you're open to is making some money, which would make a nice change.
Bir an önce başlamak istiyorum.
I'd like to start building it as soon as possible.
Bir an önce işlerini bitirsinler.
Sooner started, sooner finished.
Bir an önce göndereceğim.
As soon as possible.
Bir an önce beni ara.
And fucking call me back.
Ne yapacaksanız bir an önce halledip gidin burada bütün gün oturmaya niyetim yok.
I wish you'd get on with whatever you're going to do because I don't want to sit here all day.
Bir an önce şu Parçacık Bulucusu'nu alalım. Bu çizmeler canıma okuyor.
Let's just hurry up and get that particle tracker so I can get the hell out of these go-go boots.
Bir an önce bu gemiden ayrılman gerekiyor.
You are to get off this ship, post-haste.
Gizliliği ihlâl edemem ama onu bir an önce bulsanız iyi olur.
Well, I can't break confidentiality, but I-I think it'd be good if you found him soon.
Onu bir an önce bulsanız iyi olacak.
I think it'd be good if you found him, soon.
Lisenin ilk senesindeydim ve oradan bir an önce çıkıp gideyim diye elime geçen her kuruşu biriktirdim.
I was a freshman in high school, saving every dime that I had so that I could just get out of there.
Bir an önce şu yemine geçebilir miyiz acaba?
Can we vow this up, please?
Bir an önce gel.
Come soon.
Bir an önce dön.
Come back soon.
Bir keresinde biri bana yağmurlu bir günde şemsiyesini vermişti
Someone gave me an umbrella, once on a rainy day.
Bir an önce işe dönmemiz gerekiyor.
We need to get back to work.
Sizin için aylar önce erişim yetkisi olan bir gizli kimlik yaratmıştım.
I didn't. I created an alias with security clearance for you months ago.
Onu da kaybetmeden önce bir an evvel bir ipucu bulmalıyız.
We need a lead fast before we lose him too.
- Bir an önce oradan çıkmalısın.
You need to get the hell out, fast.
Bu sefer sizi vurmadan önce bir saat daha bekledi.
Good news- - she waited an extra hour before she shot you.
3 ay önce asgari ücret karşılığında ev boyuyordun. Kimsenin işe almadığı eski bir mahkumdun.
Three months ago, you were painting houses for minimum wage, an ex-con no one would hire.
Ama bir kerecik yetişkin gibi davranmanı beklemek delilikmiş.
- But it's crazy to expect you to act like an adult for once.
Demek çocuklara önce şiir, sonra da şiirdeki zamirleri açıklayan bir deneme yazdırdın.
So, you had the kids write a poem and then an essay explaining the literary antecedents of the poem.
Bay Decker yaklaşık 2,5 saat önce şu an oturduğunuz sandalyede başka birisi vardı. Adını zikredemeyeceğim bir fondan genç bir delikanlıydı ve pek bir konuşkandı.
Mr. Decker, approximately two and a half hours ago, we had someone sitting where you are now... a young man from a fund that I'm not at liberty to name, and he was downright chatty.
Daha önce bir atomik teste tanık olduğunu farz ediyorum.
I-I assume you've seen an atomic test before.
- Bir saat önce istemişti onu benden.
She wanted it over an hour ago.
Sen 5 yıl önce Windfield laboratuarlarında çalışmaya başladı 3 yıl önce Özel Projeler Direktörü terfi ve tek bir anı beri kaybetmedik
You started working at Windfield Laboratories 5 years ago Promoted to Director of Special Projects 3 years ago And you have not lost a single moment since
20 yıl önce yaşlı bir adamın ölüp ölmemesi umurunuzda olur muydu?
Assassinate an old man ousted 20 years ago?
Daha önce olmayan bir aksanın var.
You have an accent that you didn't have before.
Şimdiye kadar bir düzine ajanınızdan aynı şeyi duyduk biri hariç... daha önce parlak bir yıldız olarak tarif ettiğiniz Alex Parrish, neden sizinle aynı fikirde değil?
Now, we've heard from over a dozen of your agents, and they all say the same thing, except for one. Why does Alex Parrish, an agent that you once described as a bright star, disagree with you?
Zamanda yolculuk ederek, onu avlamak ve güç sahibi olmadan önce durdurmak için özel bir ekip kurdum.
I have assembled an elite team to hunt him throughout time and stop his rise to power.
Çağlar önce yok olmuş antik bir dil.
An ancient language lost to the ages.
Bir saat önce falan geldi.
- He came out here over an hour ago.
Daha önce bir uyuşturucu takasının bu şekilde sonuçlandığını görmemiştim.
I've never seen an angel-dust - for-guns swap go so wrong.
Bir ay önce adamlarını anında hakladık.
A month ago, we took his guys out PDQ.
Martin bir saat önce burada olduğunu söyledi.
Martin said that she was here an hour ago.
Finansal geçmişini ayrıntılı şekilde araştırdım ve yedi sene önce, bir yatırım grubuna katıldığını öğrendim.
Well, I did a deep dive on his financial history, and seven years ago, he joined an investment group.
Binlerce yıl önce, bu gezegende, kaderinde dünyaya hükmetmek olan bir nainsan doğmuş.
Thousands of years ago, an Inhuman was born on this planet that was destined to rule it,
Hey, şu anı bozmak için değil. Ama bir kere durduğumuzda ne yapacağımızı bilen var mı?
Hey, yo, not to spoil the moment or anything, but does anyone know what the fuck we're gonna do once we stop?
bir anda 56
bir an 49
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir an için 64
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir an 49
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir an için 64
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir anlığına 20
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir ay sonra 33
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir ay sonra 33
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26