Bizim tradutor Inglês
132,488 parallel translation
Adı Goren, rakibimiz yıllardır bizim müşterilerimizi avlar ama daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı.
His name's Goren. He's a business rival. He's been poaching our clients for years, but he's never done anything like this before.
İnsanları kurtarmak için galaksiyi dolaşıp kıçımızı riske atmak bizim işimiz değil.
It's not our job to run around the galaxy risking our asses - to rescue people.
İmparator burada yok, bu bizim tek şansımız.
The Emperor isn't here. This could be our best chance!
- Bu onların da bizim de yükümlülüğümüz.
It is their duty and ours.
En azından bizim uzay-zamanımızda değil.
At least not in our spacetime.
Buraya bizim gideceğimizi söylemeye geldim.
I came here to tell you we're heading out... All of us.
Onu yok etmeyi bizim kadar isteyemezsin.
You don't want to destroy it any more than we do.
Bu bizim savaşımız değil.
- This is not our fight.
Bizim yaptığımızı mı düşündüler?
And they think we did it?
Eğer bizim yaptığımızdan eminlerse, sence öylece çekip gitmemize izin verirler mi?
If they're convinced we did it, you think they're just gonna let us walk?
Konuşmacı olan Altı şimdiye kadar onları ikna edemediyse bizim söyleyeceklerimiz hiç işe yaramaz.
Six is the talker. If he hasn't convinced them by now, nothing we say is gonna change anything.
Burada, bizim gemimizde mi kalacaksınız?
You wanna stay here on our ship?
Bizim halkımız nesillerdir... kraliyet meclisinde hizmette bulundu.
Our people have proudly served the royal court for generations.
Bizim için yok.
Not for us.
Bak, ne olduğunu bilmiyorum. Ama bizim bir alakamız olmadığından sizi temin ederim.
Look, I don't know what's going on, but I assure you we had nothing to do with it.
Bizim yüzümüzden neredeyse... o Traugott kolonisinde öldürüleceklerdi, bir zaman döngüsüne hapsolup... sonsuza dek boşa kürek çekmiş olacaklardı.
Because of us, they almost got killed on that Traugott colony, got trapped in a time loop, got sent off on a wild-goose chase...
Bizim mesajlarımıza cevap vermemeye başlayınca biraz araştırdık ve..
When you didn't respond to comm attempts, we investigated, and...
Zihnin, bizim ne olduğumuzu anlamak için oldukça ilkel gerçek olandan çok korkuyor bu yüzden tanıdık yüzlerin rahatlatması gerekiyor.
Your mind is too primitive to grasp what we are, too frightened of the truth... so it seeks the comfort of familiar images.
- Bizim evrenimiz ölüyor.
Our universe is dying.
Bombayı kapatmazsanız, bunu bizim yapmamızdan başka seçenek kalmıyor.
If you don't disarm the nuke, we'll have no choice but to take it out ourselves.
Bizim noel versiyonumuz gibi,... ama hediye almak yerine,... eğer iyi davranmazsan, canlı olarak parçalarına ayrılırsın.
It's like our version of Santa, but instead of not getting gifts, if you don't behave, you'll be torn apart alive.
Bizim gördüğümüzü görmedin.
You didn't see what we saw.
Bizim sadece...
It's just we've...
- Bizim yardımımıza ihtiyacı var.
- He needs our help.
Bizim için gaz bulmaya çalıştım.
I, uh, tried to find gas for us.
Şimdilik gözden uzak olmamız bizim için iyi olacak.
Best we stay out of sight for now.
Bizim ondan bol yok, değil mi?
We don't have much of that left now, do we?
Sonra bizim zamanımızda uyanıyor ve tanıştığı ilk kişi kızkardeşin. Onun büyük-büyük-büyük torunu?
Then he wakes up in our time and the first person he met was your sister, her great-great-great granddaughter?
- Bizim için başka bir yol yoktu.
There was no other way for us.
- Bizim gibi erkeklerin burada kardeş olduklarını söylemiştin.
I thought you said out here, men like us were brothers. I did, yes.
Bizim açımızdan duymak ister misin?
Want to hear ours?
Ama senin yalanın şimdi bizim yalanımız oldu.
But your lie is now ours.
Hayır, bu bizim kaderimiz.
No, it's our fate.
Travis, o bizim yol göstericimizdi, ve o...
Travis, he was our compass, and he...
Christ Rizen bizim grubumuz.
Christ Rizen is our band.
Troy ve askeriye bizim yapamadığımızı yapıyorlar.
Troy and the militia do what we can't.
Ameliyathaneyi aradım, bizim için hazırlıyorlar.
I called up to surgery. They've got a room prepping for us.
Bunlar bizim kurbanlarımıza uymuyor. Kurbanlar mı?
- None of which fit our victims.
Burası bizim evimiz.
But this place, it's protected.
Avlanmak bizim doğamızda var, Estrella!
It's in our nature to hunt, Estrella.
Bunu bizim için yaptım, Estrella.
I did this for us, Estrella.
Bizim üstümüzde, kendi askerlerinizin üzerinde silah mı denediniz?
Were you testing a weapon on us? On your own soldiers?
Bizim aradığımız şeyi arayıp aramadıklarını anlamak için Roci ve ben yani biz...
So, we got to figuring, maybe they're looking for the exact same thing that we are, so then the Roci and I, we... We?
Chrisjen, bu bizim tek şansımız olabilir Oyunda kalmak
Chrisjen, this may be our only chance to stay in the game.
O bir hikaye uydurdu bizim anlattığımız.
He made up a story and that's the one we tell.
Acaba bu bizim DNA'mızda mı var?
I wonder if we have that in our DNA.
Atalarımız bizim gökyüzüyle bağımız olduğunu söylerdi.
Our ancestors said that we have ties to the sky.
Bizim için burası yuva demektir.
[in English] For us, it means home.
Bizim yuvamızdır.
It's a home for us.
Toprağın bizim için anlamı budur. Her şeydir.
So this is what the land means to us, it's everything.
O bizim anamız ve onun rüyalarından biri buydu.
That's our ancestor, and that was one of his dreams.
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizimle misin 23
bizim de 22
bizimle mi 20
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizimle misin 23
bizim de 22
bizimle mi 20