Bu ne kadar tradutor Inglês
22,124 parallel translation
Bu ne kadar da tatlı. Biz artık kalkalım.
Well, we should quit while I'm ahead.
Her şeyi göz önünde bulundurursak, sence bu ne kadar eder?
What do you think that's worth, end of the day?
Bu ne kadar?
How much is this one?
Bu sana ne kadar kazandırıyor yolda?
And that brings in how much in a year?
Bu gece ne kadar ileriye gitmek istiyorsun?
Hey, how much further you want go to tonight?
Bu sözler ne kadar gerçek görelim!
Those words... Let's see you try to make them a reality!
Bu kadar komik olan ne?
What's so funny! ?
Dedektif, bu adam ne kadar tehlikeli?
Detective, how dangerous is this guy?
Bu dava olayları daha ne kadar sürecek?
How long am I going to be on the hook for this?
Bu meseleleri konuşmadan önce hizmetin için sana ne kadar müteşekkir olduğumuzu
Well, before we discuss any of that, I'd like you to know how grateful we all are to you.
- Bu sefer ne kadar ciddi?
- How serious is it this time?
Bu çocuğun biraz bal getirmesi ne kadar sürebilir ki?
How long does it take that boy to fetch some honey?
Ne zamandan beri hayatlarımızı didik didik inceleyip ilişkilerimizle ilgili her şeyi konuşmak bu kadar önemli hale geldi bilmem.
My opinion. I don't know when it became so important to overanalyze everything in our lives, to talk about everything in our relationships, okay?
Bu isyanı bitirip, tek kalemde sorun çıkaranların kökünü kurutmanın ne kadar elzem olduğunu anlardı.
He'd understand how essential it is to end this rebellion and weed out the troublemakers once and for all.
Dostum bu imkânsiz, dostum... Normal bir insan için, ne kadar boktan biri bile olsa... Siradan kaya yiginindan bir evi hayal etmek...
Man, it's impossible, man, for a regular human, however... however fucked up, to imagine what a regular-pile-of-rocks house, dig-with-a-stick, booger-eater in Afghanistan actually wants, man.
Bu bebek onun ne kadar özel biri olduğunu asla bilmeyecek.
That baby will never know how special she was.
Her ne kadar Cooperman'ı sikmek istesem de bu davaya bundan dolayı bakmıyorum.
As much as I'd like to fuck Cooperman, that's not the reason I'm in this one.
Aldığım kararlar ne kadar önemli ya da önemsiz olsun bu yoldaşlarımın onurunu, şanını ve vazifelerine çağrıda bulunmaktır.
No matter how big or small, all my decisions... include my comrades'honour, glory and their call to duty.
Bu kadar büyüklükte elmaslar vardı. Bu kadar büyüklükte elmas ne kadardır?
The diamond... if it's this big, how much would it be?
Bu ne kadar eder?
How much would it be?
Söyle bakalım, kızlarını bulmak için bu kadar uğraşan bir adamı ne diye öldürsünler ki?
And why, pray tell, would they murder the man who worked so hard to find their daughter?
Bu kadar uzun yolu gelmen ne büyük incelik.
So kind of you to come such a long way.
Bu, senin için ne kadar acı verici umurumda değil.
And I don't care how painful it is for you.
Bu hızda, iki destroyerimizin, Nathan James'e... ulaşması ne kadar sürer?
At this rate, how long would it take for our two destroyers to reach the Nathan James?
Ve işimi kaybettiğim için de bu çöplüğe daha ne kadar param yeter bilmiyorum.
And who knows how long I can even afford this dump now that I lost my job.
Şu anda bu habere ne kadar ihtiyacımız olduğunu anlatamam.
I can't tell you how badly we needed this news right now.
Sizi tanıştırmanın bu kadar uzun sürmesi ne kadar tuhaf.
How weird that it took this long for you to finally meet?
Bu sadece... Yani kadın adamın ne kadar vereceğini nasıl bilebilir ki?
I mean, how does she even know how much he gave her?
Tamam ama bu her şey muhteşem beyninin etkisi geçince sana ne kadar üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
Okay, but when this everything-is-awesome brain wears off, I want you to know how sorry I am.
Konunun zorluğunu biliyorum ama tüm bu olanlardan öğrendiğim bir şey varsa o da Amerikan halkının ne kadar dirayetli olduğudur.
I know it's an adjustment, but if you've learned one thing from all this, it's that the American people are resilient. They are resilient.
- Bu avukat sana ne kadar veriyor?
- This lawyer, - he's paying you how much?
Bu keçi başlarını ne kadar daha tutabileceğimi bilmiyorum.
Don't know how long I can hold these goat heads.
Bu bilgi sizin tespit ettiğiniz kanıtlara ne kadar uyar bilemem.
I-I don't know how this information fits in with your established pattern of facts.
Yani illa da bir şey diyeceksek bu hikaye Winston'ın ne kadar kararsız olabileceğiyle ilgilidir.
I mean, if anything, it's kind of a story about how indecisive Winston can be.
Bu Reagan kişisini ne kadar tanıyoruz ki?
How well do we know this Reagan character?
Ve biz acı çekenler için bu durumun ne kadar ciddi olduğunu size anlatmam gerekiyor.
And I just have to impress upon you how serious this is for those of us that are suffering.
Elinde beliren mühür, seni Alice'e götürdü- - topun dönmesini için çabalayan Jane'di hepinizin beraber daha hızlı ilerlemeniz için uğraşıyordu ve hepimiz bu çok özel fikrin ne kadar da işe yaradığını gördük, değil mi?
The sigil that appeared on your hand, brought you to Alice- - that was Jane trying to get the ball rolling, trying to get you all together, working fast, and we all know how well that particular great idea worked out, don't we?
Bu davanın nelere yol açabileceğini ve ne kadarına katlanabileceğini, daha kaç kişinin incinmesini göze alabileceğini düşün.
Think about what's gone down in this case and ask yourself how much more of it you can take, how many more people are going to get hurt.
Korktuğunuzu biliyorum ama tam da bu nedenden diğer mağdurlar ve anneleri için hikâyelerimizi paylaşmalıyız. Paylaşalım ki yalnız olmadıklarını ve bunun ne kadar sık yaşandığını bilsinler.
I know that this is scary, but that's why we need to get our stories and our experiences out there for other moms and other high school survivors, so they know that they're not alone and that this happens a lot.
Bu çekimlerde ne oluyor ve neden bu kadar agresif?
What goes on at these shoots, and why is she so aggressive?
Ne zamandan bu kadar yumuşadın?
Since when did you get so soft?
Şimdi, o çeyrekliğin bu kadar kötü ne yaptığını bilmiyorum,
Now, I never found out what the penny did that was so bad,
Bayan İnsani Duygular'nın bu vakada robot Walter'ı desteklemesine ne kadar şaşırdım.
What a shock that Miss Human Feelings would finally agree with robot Walter on this one issue.
Bu parça ne kadar?
- How much for this piece?
Saygılarımla, patron... Onu bu işe sokmakta ne kadar eminsin?
With respect, Boss... how certain are you in bringing him to this?
Bu ne demek oluyor? Söylediğin gibi, artık onun için çalışmayana kadar Milan için çalışacağız.
- Well, like you said we work for Milan, till we don't.
Zarar görmeni istemiyorum, Keisha ve ne kadar zamanımız kaldığını da bimiyorum. O yüzden bu çantayı almalısın.
I don't want you to get hurt, Keisha, and I don't know how much time we have, so you got to take this bag.
Onları bu kadar duyarlı yapan ne?
What makes them so sensitive?
Ve ne olduğunu bulana kadar bu seni öldürecek.
And until you find out what really happened, it will kill you.
Ve yüzleşene kadar ne olduğunu öğrenene kadar bu seni öldürecek.
And until you face it, find out what really happened, it will kill you.
Pentillion harcayacağımdan fazlasını ödüyor bu yüzden ne kadar istersen verebilirim.
I have lots of it. Pentillion pays me more than I spend, so I can give you whatever you need.
bu ne kadar sürecek 28
bu ne kadar sürer 33
bu ne 1749
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne kadar sürer 33
bu ne 1749
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne biliyor musun 41
bu ne anlama geliyor 246
bu ne demek biliyor musun 70
bu ne peki 35
bu ne demek şimdi 65
bu neydi 149
bu ne cesaret 35
bu ne şimdi 51
bu ne tesadüf 30
bu ne cüret 298
bu ne anlama geliyor 246
bu ne demek biliyor musun 70
bu ne peki 35
bu ne demek şimdi 65
bu neydi 149
bu ne cesaret 35
bu ne şimdi 51
bu ne tesadüf 30
bu ne cüret 298