Büyük baba tradutor Inglês
987 parallel translation
Büyük baba!
Grandpa! Grandpa!
Büyük baba!
The window!
Paltonu alayım. Cary, bu büyük baba Adams.
Cary, this is Grandpa Adams.
- Gelsene, büyük baba.
- Come on in, Grandpa!
Kutlarım! Büyük baba oluyorsun!
Congratulations, grandpa.
Büyük baba oluyorsun! Sen de anneanne oluyorsun!
And you're going to be a grandmother!
Aferin sana, büyük baba!
Attaboy, grandpa.
Büyük baba seni istiyor, hemen gelsin dedi.
Granddad wants you and he said right now.
- Bana ihtiyacın var mıydı, Büyük baba?
- Did you need me, Granddad?
Büyük baba.
Granddad.
Büyük baba, onları vermeyelim.
Granddad, let's turn'em loose.
- Büyük baba.
- Granddad.
Günaydın, Büyük baba.
Morning, Granddad.
Hey, Büyük baba.
Hey, Granddad.
Neden Hud'la uğraşıyorsun, Büyük baba?
Why pick on Hud, Granddad?
Büyük baba'ya şimdi ne yapmayı planlıyorsun?
What are you pulling on Granddad now?
Büyük baba, ne oldu?
Granddad, what happened?
- Buradayım, Büyük baba.
- I'm right here, Granddad.
Büyük Baba!
Big Father!
Ben olsam o madalyaları takmazdım, büyük baba.
Don't show off your medals, Grandad.
Annemin babası, Büyük baba Lessep o yıl öldü. Doğduğu aynı yatakta ve aynı evde.
My mothers father, Grandfather Lessep, died that year, at home, in the same room and in the same bed hed been born in.
Merhaba büyük baba.
Hi, Grandpa!
Para burda büyük baba.
Here's the money, grandpa.
Ve elli yıIdır evli olan ve birbirlerini hala ilk günkü gibi seven büyük anne ve büyük baba vardı.
God, he was repulsive! Then there was Grandpa and Grandma, who'd been married for 50 years and still felt as deeply about one another as the day they met.
Sadece dört yıllığına "Büyük Baba" olduğuma dikkatinizi çekerim.
Remember that I'm only "Great Father" four years at a time.
Oturan Boğa, Büyük Baba'yla burada buluşacağını rüyasında gördü.
Sitting Bull dreamed he would meet the Great Father here.
Ve Büyük Baba'nın ricasını yerine getireceğini umdu.
He hoped the Great Father would honor his request.
Bir baba edasıyla bizi idare ettiğiniz büyük bir aileyiz.
We are just one big family.... which you manage like a father.
Baba, annem büyük bir kilise düğünü planlıyor.
Dad, Mother's planning on a big church wedding.
Ama baba, bunun altı aydır eline geçen en büyük haber olduğunu kabul etmelisin.
But, Papa, you've got to admit... this is the biggest scoop you've had in six months.
Şef, büyük beyaz baba.
War chief, great white father.
Büyük beyaz baba kardeşimin halkına söz verirse Uzun Saç ve onun uzun bıçakları Kara Tepeleri kirletmeye gelen beyazlara karşı koruyacak.
If the great white father gives word to my brother's people then Long Hair and his long knives will defend Black Hills against all white men who seek to profane them.
Ona şarkı söyleyen telden konuşan Büyük Beyaz Baba'nın Kızılderili oğlunun yaralanmasından dolayı çok üzgün olduğunu söyle, ama bu ışıklı konuşma güçlü bir ilaçtır ve buradan geçmek zorundadır.
Tell him the Great White Father who speaks over the singing wire is... sorry for the wounding of his indian son... but that the lightning talk is strong medicine and it must go through.
Ona Büyük Beyaz Baba'nın şimşeğinin şimdiye kadar gördükleri en güçlü ilaç olduğunu... ve şarkı söyleyen telin onları barış ve huzur içinde tutacağını söyle.
He says the Great White Father's lightning... is the strongest medicine they've ever seen... that the singing wire can go through his nation in peace.
Büyük çapta baba.
Parent in a big way.
Sevgili Noel Baba, oyuncak bebek ve büyük kırmızı bir top istemiyorum.
"Dear Father Christmas, I don't want a doll, " and I don't want a big red ball.
Umarım büyük servetim canını sıkmıyordur, Baba.
I hope my good fortune doesn't distress you too much.
Baba, bugün bir büyük kova dolusu suyu dereden taşıdım.
Pa, a big old buck watered down at the glen today.
Baba olmak büyük sorumluluk gerektiriyor.
Being a father makes a man responsible.
Baba. Domenico anne her geçen gün daha büyük ve iyi görünüyorsun.
Mama Domanico... you're looking bigger and better every day.
Hey, büyük baba!
Well, Grandpa! How are ya?
Noel Baba.Büyük Şans.
Santa Claus. Big shot.
Timuçin'e hissettiğim öfke en az sizinki kadar büyük, baba.
My eagerness is no less than your own to know the whereabouts of Temüjin.
Baba, şu büyük kale ne kalesi?
Father, what's that big castle?
- Kızım seni eve götüremiyorum. - Baba, büyük Meanie!
Oh, Daddy, you big meany!
Bırak gideyim, baba! Bu dövüş yaşamımın en büyük şansı!
This battle is the chance of a lifetime!
Hayır, bizim için büyük bir zevk. Öyle değil mi baba?
No, it will be a pleasure, am I right, Dad?
Baba, büyük boy aldım.
Pop, they're the giant size.
St. John Lord Merridew, büyük dedektif krallar gibi gülümsedi kocaman bir Noel baba ifadesi yüzünde aydınlandı.
St. John Lord Merridew, the great detective, rose majestically, his huge Father Christmas face glowing with mischievous delight.
Büyük bir kediydi, baba.
That's a big pussy-cat, Dad.
Büyük bela, baba.
That was a chore, papa.
baba 14978
babam 1009
babacım 78
baban 353
babana 27
babama 39
babam gibi 16
babacığım 512
babalar 23
babamın 68
babam 1009
babacım 78
baban 353
babana 27
babama 39
babam gibi 16
babacığım 512
babalar 23
babamın 68
babası 140
babamı 46
babam nerede 162
babam geldi 53
babacık 57
baban geldi 26
babamla 21
babam dedi ki 23
babalık 276
babamız 55
babamı 46
babam nerede 162
babam geldi 53
babacık 57
baban geldi 26
babamla 21
babam dedi ki 23
babalık 276
babamız 55
baba bak 37
baban ne iş yapıyor 27
babanız 58
babamı istiyorum 35
babam da 18
baban nasıl 84
babası kim 32
babam nasıl 37
babana gel 41
babanı 20
baban ne iş yapıyor 27
babanız 58
babamı istiyorum 35
babam da 18
baban nasıl 84
babası kim 32
babam nasıl 37
babana gel 41
babanı 20