En iyisi tradutor Inglês
18,140 parallel translation
En iyisi o.
Bechstein's the best.
En iyisi avukatınla konuş sen.
Just talk to your lawyer, okay?
En iyisi onu uzak durmak.
Best keep her away.
Belki de en iyisi bu olurdu.
That might be for the best.
Bunun en iyisi olduğunu düşünüyorum, tamam mı?
I just think this is for the best, you know?
Yani görebildiklerime göre, bence en iyisi Emily ile bir süre görüşmemelisiniz.
So, based on what I can see, i think it's best that you and Emily stop seeing each other for a while.
Kumar ve fuhuş yüzünden telafisi daha da külfetli günahlara iyice batmadan şunları yatıştırayım en iyisi.
Better cool them off before they move from gambling and whoring to sins that are more costly to repair.
En iyisi harekete geçelim beyler.
We better get a move on, gentlemen.
Sinirli veya savunmaya geçmişken karşısına çıkmaman en iyisi olur.
Best to not show him you're nervous or defensive.
Adamları sağ götürmek her zaman en iyisi olmuştur.
Always best to bring them in alive.
Onlar en iyisi.Cinsi ne?
Geldings are the best. What breed?
Belki de en iyisi budur.
And maybe it's better that way.
Yapabileceğimin hemen hemen en iyisi bu.
That's about the best I can do.
Zordu, bazı insanlar benden şüphe duyuyordu, "Yapamayacaksın" ya da "Gatlin daha iyi koşuyor, şu anda en iyisi Gatlin" diyorlardı.
It's been tough, a few people doubting me, saying, "You're not gonna do it," or "Gatlin's running better, Gatlin is the best right now."
Bolt çıkış takozlarına dünyanın en iyisi olarak egemenliğini tekrar yazmaya geldi.
The big man Bolt has a platform now to restate his dominance as the world's best.
Yohan Blake, üç günde ikinci kez dünyanın en iyisi Usain Bolt'u deviriyor.
And Yohan Blake, for the second time in three days, delivers a beating on the world's best, Usain Bolt.
Her zaman en iyisi, en hızlısı olma baskısıyla nasıl baş ediyorsun?
How do you deal with this pressure to always be the best, to always be the fastest?
Karen senin en iyisi olduğunu söylemişti.
Karen said you were the best.
Senin yapabileceğin, elinden gelenin en iyisi.
All you can do is try to do better.
En iyisi, bize tutma merkezlerinin nerede olduğunu söyleyin de biz de gidip kendimiz görelim.
Better still, tell us where these containment centers are So we can see them for ourselves.
En iyisi sen kendin yap.
It's best you go on your own from here.
Bence tekrar atölyeye tayin istemem en iyisi olacak.
Maybe it's best that I transfer back To the workshop.
En iyisi sensin!
You're the best!
Bunun en iyisi olduğuna karar vermeden önce kaç tane fikrin üzerinden geçtin?
How many ideas did you go through before deciding that this was the best one?
- O en iyisi. - O...
- She's the best.
En iyisi onu çıkartmak için ailesinden birilerini gönder. Çünkü onu çıkartmana izin vermezler.
You best send some of her people up here to get her, because they won't let her out to you.
Bölgenin en iyisi olduğunu söylüyorlar.
They say he's the best in the county.
Ben kalkayım en iyisi.
Well, um, I'd better get going.
Bize en iyi olmayı öğretir, ve biz en iyisi oluruz.
Um... You know, he teaches us to be the best, and we are the best.
Şayet Bölge Başsavcısı gerçekten peşindeyse daha büyük bir hedef haline gelmemen en iyisi olabilir.
Look, if the U.S. attorney is really coming, maybe it's better if we don't make you more of a target.
Yeteneklerin içinde en iyisi bu.
And among your many gifts, that is a great one.
En iyisi gidelim.
Best get going.
Bunun en iyisi olduğunu mu düşünüyorsun?
Do you think that's the best he can do?
Elinden gelenin en iyisi buysa Bu işe yaramayacak.
¶ If that's your best ¶ ¶ Well, your best won't do ¶
En iyisi biraz dinlen.
You should get some rest.
En iyisi siz biraz dinlenin Bayan Shaw.
You should rest, Ms. Shaw.
Bomba kullanmak için bomba yapan birine ihtiyacın var. Ve Raul da işinde en iyisi.
To use bombs, you need a bomb maker, and Raul here is the best of the best.
- En iyisi gösterinin tadını çıkar.
May as well enjoy the show.
Bu en iyisi olmuş, usta.
This is the best one yet, Chief.
En iyisi bir iki hafta sonra tekrar deneyelim.
It's just best if we try again in a week or so.
Ben gideyim en iyisi böylece siz de aletlerinizi masaya koyabilirsiniz kürdanların yanına.
Maybe I should leave, so you two can put your dicks on the table, next to them toothpicks. -
En iyilerin en iyisi.
The best of the best.
Evet ama en iyisi bunları unut.
Yes, but you should just forget it.
Beş saatlik bir gezintiyi hesaba katarsak gün ağarmadan önce yola çıkman en iyisi olur.
It's best to leave a little before daybreak. Count on a five hour ride.
- En iyisi bu.
- Mmm, the best.
Bence biz elimizden geleni yapmış ve bu yapabileceğimizin en iyisi olan iki iyi insanız.
Well, I just think we're two nice people who gave it our best shot and that's the best we can do.
Herkes için en iyisi benim gitmem.
" The best thing for everyone is for me to leave.
En iyisi.
The best.
daha önce en iyisi olduğumu söylemiştin.
You know, you once said I was the best.
Dünyanın en iyisi.
These are the best.
Yatalım en iyisi.
Let's call it a night.