Endişelenmenize gerek yok tradutor Inglês
455 parallel translation
Beyefendi, benim için endişelenmenize gerek yok.
Young man, you needn't concern yourself about me.
Endişelenmenize gerek yok.
You needn't worry.
- Onun için endişelenmenize gerek yok.
- You don't have to worry about him.
Endişelenmenize gerek yok.
I don't think you need worry.
Bundan bir fıçı içsen bile başın ağrımaz. Endişelenmenize gerek yok.
There isn't a headache in a barrel of it.
Bundan sonra endişelenmenize gerek yok.
He'll be all right.
Tamamen iyileşmesi zaman alacaktır ama endişelenmenize gerek yok.
Recovery will be slow, but you shouldn't worry.
Bu yüzden benim için daha fazla endişelenmenize gerek yok.
And you no longer need to worry about me.
Gerçi hiçbirimizi... laf olsun diye hapse atmadılar ama, endişelenmenize gerek yok.
There's no need to worry, madam... although, of course, none of us went to jail for biting our nails.
Endişelenmenize gerek yok, sheriff.
You don't have to look so worried.
Bu konuda endişelenmenize gerek yok.
There is no such danger.
Endişelenmenize gerek yok.
You shouldn't worry.
Hayır, bizim için endişelenmenize gerek yok.
No, you really shouldn't worry about either of us.
Her neyse, endişelenmenize gerek yok.
Anyway, you don't have to worry.
Ne demek, "endişelenmenize gerek yok?" Oraya tek başına gitmeyi düşünmüyorsun herhalde?
What do you mean, don't worry? You don't think you're going out there on your own?
- Benim için endişelenmenize gerek yok doktor.
On my part, doctor, you need have no concern for me.
Bu durum için endişelenmenize gerek yok.
You needn't worry on that score.
Zannetmiyorum, Madam, endişelenmenize gerek yok.
I don't hope to, Madame, but you have no need to worry.
Endişelenmenize gerek yok.
Nothing for you to worry about.
... Grant of Richmond'ın koruması altında artık endişelenmenize gerek yok. Sizi koruyan şirket.
... these worries need not be yours with the protection of Grant of Richmond, the company that cares about you.
Endişelenmenize gerek yok, ön koltuğa oturacağım.
You needn't worry, I shall be in the front seat.
Bu yüzden endişelenmenize gerek yok söylemek istiyorum.
I wanna tell you so you don't have to worry.
Pistte doktor ve hemşire bulunduracağız. Yani endişelenmenize gerek yok.
We'll have the doctor and the nurses on the floor, so no one has to worry.
İstihbarat raporlarına göre uçaksavar ateşi için endişelenmenize gerek yok.
Intelligence reports indicate that you shouldn't have to worry about flak.
Elbette, endişelenmenize gerek yok!
Definitely, you need not worry about it
Endişelenmenize gerek yok.
- Yes. Bye bye.
Ama endişelenmenize gerek yok Bay Aschenbach.
But no need to be concerned, Mr. Aschenbach.
Endişelenmenize gerek yok.
No need for concern.
... İşte biizde trenin bu yavaşlığından yararlanıp eyleme geçeceğiz işimiz bittikten sonrada geldiğimiz gibi ortadan kaybolacağız ortada hiç bir delil kalmayacak, dolayısıyla kimse bizden şüphelenmeyecek bu yüzden endişelenmenize gerek yok beyler.
Count 3 miles lost after the bend and another 3 lost before Morcenx to be on the safe side. Then we'll dispose of 20 minutes. And when the goods are ours the very men we robbed will buy them back.
Endişelenmenize gerek yok.
No need to worry about that.
Endişelenmenize gerek yok.
No need to worry.
Mr. Prince, endişelenmenize gerek yok.
Mr. Prince, you don't have to worry.
Benim hakkımda endişelenmenize gerek yok.
You needn't worry about me, you know.
Endişelenmenize gerek yok, General.
I don't think you have to worry about that, General.
Endişelenmenize gerek yok.
You have nothing to worry, teacher Žare.
Motorunuz için endişelenmenize gerek yok.
There's no need to worry about the bike.
Endişelenmenize gerek yok.
But do not fear.
Ancak onları istemezseniz, endişelenmenize gerek yok.
But if you don't want them, there is no need to worry.
İşte, kapmışsınız! Endişelenmenize gerek yok ama.
You've got it!
Arka tarafta bir tulumba var. Yani su için endişelenmenize gerek yok.
There's a pump in the back, so you don't have to worry about water.
Benim için endişelenmenize gerek yok.
Don't you worry about me. I knew that.
Endişelenmenize gerek yok.
There's no need for you to worry.
Seninle Çalışabilmemiz İçin Biraz Kesenin Ağzını Açmamız Gerekiyor Değil mi? ... Endişelenmenize Gerek Yok, Biraz Denetim ve Hapis Hakkında Konuşmamızı
That's so you can take deductions... without having to worry about going to jail over an audit.
Eğer güzel olduğunuz kadar yetenekliyseniz, endişelenmenize hiç gerek yok.
If you're as talented as you're beautiful, you have nothing to worry about.
Endişelenmenize hiç gerek yok.
You have nothing to worry about.
Endişelenmenize hiç gerek yok.
You don't need to worry.
Endişelenmenize hiç gerek yok.
Just that you are not to worry.
- Endişelenmenize hiç gerek yok.
- You don't have to worry.
Endişelenmenize gerek yok.
You don't have to worry.
{ \ fnCooper Black \ fs36 } Bu konuda endişelenmenize gerek yok.
You needn't worry.
Endişelenmenize gerek yok.
Well, you don't have to worry.
gerek yok 917
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16