Evet de tradutor Inglês
33,285 parallel translation
Evet de ilaçları kullanmayı bıraktım.
Yeah, but actually, I stopped taking those.
Anlıyorum. Evet dememi istiyorsun böylece benim dikkatim dağılacak ve sen de özel kalem müdürü olacaksın.
You want me to say yes so that I'll be distracted and you'll get Chief of Staff.
Evet, işte biz de bunun peşindeyiz, April biz o askerlerin içindeki korkunun peşindeyiz.
Well, yes, and that's what we're after, April. We're trying to get inside the fear that those soldiers...
Evet, ama sadece bir kere. Bunu yaparken kendilerini de yok ederler.
They burn themselves out while doing it.
Evet, sinirimizi attık, şimdi de konuşalım.
Yes, now that that is out of your system, let's talk.
Evet, birisi de buraya gelmişti.
Yes, I just had one in here.
Evet Lindsay, sen de gel!
Yes, Lindsay, do come!
Evet, belki de müstakbel kocan o kadar da bencil değildir.
Yeah, well... maybe your future husband isn't so selfish after all.
Evet şu an acınası bir durumda olduğumuzun farkındayım. Yine de bu, hayatımdaki en gurur verici anlardan biri olabilir.
Yeah, I know we're in a miserable bind here, but this might be the proudest day of my life.
Ben de "Evet Hank, bu bir kaplumbağa" dedim.
And I said, "Yes, Hank, that's a turtle."
Evet içki de içerim.
Now... I'm also a drinker.
- Evet, bürodaki herkese de söyledim.
Yeah, I told everyone at the office too.
- Evet. ... bir de tabii ki Zipadee-Zip.
- Yeah... and, of course, Zipadee-Zip.
- Evet, ben de öyle düşündüm.
Yeah, that's what I figured.
Evet, parayı seviyorlar, Ama bazen değil Acıyı da vermek gibi. Özellikle de gaijin üzerinde.
Yes, they love money, but sometimes not as much as inflicting pain, particularly on gaijin.
Evet ama jüriyi sen de gördün.
- Yeah, but you saw the jury as well as I did.
- Evet saat 3'de.
- 15 it is.
Bu yüzden de... Bu yüzden de sen... ona bir not yazacaksın. Evet, ona bir not yazıp sana ikinci bir şans vermesini isteyeceksin.
Uh, which is why... which is why you... you... you're gonna write her a note, and yup, yup, you are gonna write her a note and you are gonna beg her for a second chance.
Evet, iyi de hissetmiyorum.
Yeah, I don't feel so good.
Evet, birilerinin de Bayan Kaya'ya biraz Jimi Hendrix, Bob Dylan ve Hank Williams Jr.çalmasını söylemeli.
Yeah, and somebody needs to tell miss Kaya to play some Jimi Hendrix and Bob Dylan and Hank Williams Jr.
Ve, evet, bu dava için öldürecekler de.
And yes, kill for a cause.
Evet, ben de aynısını söyledim.
Yeah, that's exactly what I said.
Evet, ben de Harvey'e bunu söyledim.
Yeah, that's- - that's what I told Harvey.
Evet, belki de şirketinin elimde olmasını sağlar, sana işi hiç vermem böylece şirketin, yılın ilk çeyreğinin sonunda piyasa dışında kalır.
Yeah, maybe instead I'll make sure his company gets in my pocket, never hires you, and your firm is out of business by the end of the quarter.
Evet, mesele de bu zaten.
No, but that's the thing.
Evet ve belki de bunu karşı istihbarat teknolojisini kullanmak için bir fırsat olarak görebiliriz.
Yes and maybe we can use that as an opportunity to dig into everyone in Counterintelligence Tech.
Evet, bir de, düşündüm de günde bir kere birbirimize sürpriz yapmalıyız.
Yeah, also, I thought we should try and surprise each other once every day, just a, you know...
Evet, bu "Jaws" filmi resmen ve ben de Brody'im.
Yeah, this is "Jaws," and I'm Brody.
Evet, ben de.
Yeah, me, too.
Evet, birlik başkanı kişisel görüşme yapmıyor ve fikrini değiştirebileceğinden de şüpheliyim.
- Yeah, well, the head of the union doesn't have time for appeals and I doubt you could change his mind.
Evet, ben de öyle derdim.
Yeah, I'd say so.
- Evet, ben de seni seviyorum.
- Yeah, I love you, too.
Evet, ben de aynı şeyi düşünüyordum.
Yeah, I was just thinking the same thing.
Evet, elbette biliyorum ; çünkü ben de yardım ettim.
Yeah, of course I know that she's an android,'cause I helped out.
- Evet ama geçen sefer de ondaydı.
Yeah, but she had it back then, too.
Evet, bu yalanı daha önce de dinledim.
Yeah, well, I've heard that line before.
Evet, buna ben de inanmadım.
Yeah, I don't buy it, either.
Bu soru sana her sorulduğunda sadece "evet" de.
Just say "yes" whenever you're asked that.
Bu soru sorulduğunda sadece "evet" de.
Just say "yes" when you're asked that.
Evet. Her zamanki şeyler işte. Kasımdaki Paris İklim Zirvesi'nde dünya liderleri düzgün bir şekilde ortak paydada buluşursa, daha stabil bir gezegen için küçük de olsa hâlâ bir fırsatımız var.
But the Paris Climate Summit that we are soon approaching in December, if world leaders come together properly, the window is open, but barely open, to transition back into a stable planet.
- Evet, ben de deminden beri diyorum.
- Yeah, that's what I've been saying.
- Evet biz de biraz bulduk.
- Yeah we found some too.
Evet... Ama 1977'de değiliz.
Yeah, but it's not 1977.
- Evet bende de hiçbir şey yok!
- Yeah, I got nothing.
- Evet benimki de.
- Yeah, mine's out, too.
Evet, ikimizin de öyle.
Yeah, we both do.
Evet, artık bir düşmanımız var ve ikimiz de kuyumu kazdığını biliyoruz.
Well, now we've got one, and we both know you're not above undermining me.
Gerçekten de çok güzel bir manzara, evet.
It's a very beautiful view, yes.
Evet, sen de birşeysin.
Yes, you are a thing.
Evet, hem de nasıl.
Yeah, she is, man.
Evet, bence de.
Yeah, I doubt it, too.
evet dedi 25
evet dedim 36
evet de desen 16
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
evet dedim 36
evet de desen 16
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260