Hayatımı kurtardın tradutor Inglês

Ve ayrıca sen benim hayatımı kurtardın.

And you also saved my life.

Hayatımı kurtardın.

You're a lifesaver.

Hayatımı kurtardın.

You saved my life.

Sanırım hayatımı kurtardın.

I think he just saved my life.

Kaç kere hayatımı kurtardın, biliyor musun?

You know how many times you saved my life?

Bu gece hayatımı kurtardın.

You saved me tonight. I guess I owe you one.

- Sen... sen benim hayatımı kurtardın.

You- - You saved my life.

Hayatımı kurtardın!

You saved my life!

Üzerime doğru koşup beni öldürecekti. Hayatımı kurtardın.

I could tell when he came at me, he was going to kill me.

Bak, Belinda, ya da adın her neyse hayatımı kurtardın.

Look, Belinda, or whatever your name is... you just saved my life. How can I ever possibly- - Ugh.

Son aylarda sen de milyon sefer hayatımı kurtardın.

You've done that for me like a million times in the last few months.

Sanırım hayatımı kurtardığın için sana teşekkür etmeliyim.

So I guess I have you to thank for my life?

City Hall'ın önünde heykeli olan adamın onu inşa ettiğini söylüyorlar. Deniz feneri sayısız hayat kurtardı.

I lost everything once, and I'm just not gonna let that happen again.

Kızın hayatını kurtardım.

I saved her life.

Yemin ederim hayatını kurtardım.

I swear, I saved her.

Annemin üzerine yemin ederim kızın hayatını kurtardım.

On my mama, I saved her life.

Hayatımızı kurtardınız.

You saved us.

Az önce sizin hayatınızı kurtardım.

I just saved your lives.

Hayatımı kurtardığın için sağol.

Thank you for saving my life.

Ama dönüp hayatını kurtardığım kısma odaklanabilir miyiz lütfen?

But can we focus on the part where I came back and saved your life?

Hayatımı kurtardığın gerçeğini kabul etmeliyim.

I should acknowledge the fact that you saved my life.

- Bugün hayatını kurtardım, hâlâ bana güvenmiyor musun?

Why is that? I saved your life today... and you still don't trust me?

Onun hayatını kurtardım.

I saved his life.

- Unutma, onun hayatını kurtardım.

Remember, I saved his life.

Onun hayatını ben kurtardım.

Remember, I saved his life.

Kadın benim hayatımı kurtardı.

She saved my life.

Hayatını kurtardım.

I just saved your ass.

Bilgin olsun hayatımı kurtardığını unutmadım.

For the record, I haven't forgotten about how you saved my life.

- Kızın hayatını kurtardım.

I saved her life.

Hayatımızı kurtardın!

You saved our lives!

Hayatını kurtardım Ray Ray.

Saved your life, Ray-Ray.

Binlerce insanın hayatını kurtardım.

Thousands of people are alive because of me.

Hayatımı kurtardığın için sana hiç teşekkür etmemiştim.

I never thanked you for saving my life.

- Hayatını kurtardım!

- I just saved your life!

Hayatını kurtardığım için teşekkür edeceksen, ödeştik.

If you wanna thank me for saving your life, now we're even.

Hayatını kurtardım.

I just saved your life.

Gerçek şu ki, hayatını kurtardım.

The truth is, I saved your life.

1940'lı yıllarda onun hayatını bizzat kurtardım. Virginia'da hastane köşelerinde savaş yarasıyla sürünürken buldum onu.

I saved his life back in the forties, found him dying of a war wound outside a VA hospital.

Onun hayatını kurtardım.

I saved his life, and in doing so,

- Hayatımızı kurtardın, teşekkür ederiz.

You're a lifesaver. Thank you.

Çatının tepesinde hayatımı kurtardı.

He saved my life out there on the roof.

Hayatınızı kurtaracağım, tıpkı sizin benim hayatımı kurtardığınız gibi.

I'm gonna save your life, just like you saved mine.

Yaptığınız sınıflandırmayla bir sürü insanın hayatını kurtardınız. - Doktor falan mısınız?

You saved a lot of people triaging like you did.

Korkarım, onun hayatını kurtardın. Ama bu esnada, erkekliğini öldürdün.

I'm afraid you saved his life, but in the process, you may have killed his manhood.

Sen hayatımı kurtardın Duke.

You saved my life, Duke.

Ben sadece, orada hayatımı kurtardığın için teşekkür etmek... ve şey... Bir de önceki davranışlarım için özür dilemek istedim.

I just wanted to thank you for saving me back there and well, you know, apologise for treating you the way I did.

Aşırı duygusal falan olmayayım ama bugün hayatımı kurtardığın için teşekkürler.

Not to get all schmaltzy or anything, but... thanks for saving my life today too.

Adamın hayatını kurtardım.

I saved his life.

Ameliyat edilemezi ameliyat ettim, bir adamı mutlak ölümden kurtardım ve hayatını mahvettim.

Operated on the inoperable, saved a man from certain death, and then ruined his life.

- Hayatını kurtardığımı bilerek.

By saving your life.

Ve saygısızlık etmek istemem ama hayatınızı kurtardım.

And with all due respect, I saved your life.