Hayat dolu tradutor Inglês
1,879 parallel translation
Hayat dolu.
Alive.
O tanıdığım en hayat dolu insandı.
He was the most alive person I ever met.
David'i hayat dolu olarak tarif etmiştin.
And you described David very vividly.
Bu odada çok enerjik, hayat dolu olman, ve evde yaşlı bir adama dönmen beni delirtiyor.
It pisses me off that you are energetic and alive in this room and you're an old man at home.
Piyanonun sesi ne kadar hayat dolu, değil mi?
Doesn't the piano sound so fresh?
Evet, sanırım bu kadar hayat dolu olmam hoş bir şey
Yeah, I Guess It Is Pretty Amazing How Full Of Life I Am.
Bir zamanlar hayat dolu ve gelişen şehirlermiş.
In their day they were vibrant, thriving places.
Hayat dolu görünüyor.
He looks so alive.
Kendimi çok hayat dolu hissettim.
It made me feel... so alive.
Koşarken çok heyecanlıydı hayat dolu.
She was... she was running off excited, So full of life.
Saftorik kızlar beni hayat dolu hissettiriyor.
Bimbos make me feel alive.
Katherine, sen hayat dolu, çekici bir kadınsın.
Katherine, you are a vibrant, attractive woman.
Sen hayat dolu, çekici bir kadınsın, sen..
You are a vibrant, attractive woman...
Seninle tanıştığımda, hayat dolu, bambaşka bir kadın oldum.
When I met you, I became another woman, filled full of new life.
İlaçsız daha hayat dolu olmanız güzel ama kadın çalışanları rahatsız edemezsiniz. Müşteriyle sekiz kez konuşulmaz ve kadın üyelerimizi de bezdirmeyelim.
I'm glad you're more lively without medication, but you can't bother the women workers, don't speak to a client eight at a time and don't stress our women members.
Oh, canım, çok hayat dolu.
Oh, dear, very lively.
Oh, canım, her zamankinden daha hayat dolu.
Oh, dear, livelier than ever.
Aynı zamanda hayat dolu hissetmemi de sağlıyor.
Also because you make me feel lively.
Sen hayat dolu ve güzelsin.
You're... Beautiful, beauty.
Carlita'nın uzun ve dolu dolu bir hayatı oldu.
Carlita lived a long and fulfilling life.
Korku dolu bir hayat mı olacak? " Hayır, hayır.
Will it be a life of fear, of " Oh, no, no, no.
Kızı ya da oğlu uzaklara taşınmış ve kötü bir hayat sürdürmeyi seçmiş sevgi dolu bir baba düşünün.
Imagine a loving father whose son or daughter moves away and chooses to lead a bad life.
Hayat zor ve acılarla dolu ve neden olmasın ki, ama onu aldık çünkü orda harika şeyler de var!
Life is hard and it's full of pain and what not, but we take it'cause there's great stuff, too!
Sahip olduğum tek şey, hayatımda yapmadığım şeylerle dolu sahte bir özgeçmiş.
all I have is a fake résumé filled with things i've never even done.
Sessiz ve barış dolu bir hayatı var.
She leads a quiet, peaceful life.
Hayatını dolu dolu yaşayan bir çocuk olmaması için bir neden yok.
There's no reason why she can't be a perfectly happy kid with a full life.
Dolu dolu bir hayatı olmuş.
She had a full life filled with happiness.
Hayat sürprizlerle dolu.
Life's full of surprises.
O benimle beraber olduğundan beri hayat tatlı süprizlerle dolu bir oyun gibi.
Since it came to me, life's a game to me with the sweetest surprise.
Benim çok dolu bir hayatım var.
I have a very full life.
Hayatı dolu dolu yaşayarak.
Living a full life
Ama hayat ironi dolu, şimdi de sen bir mühendise dönüştün.
But life is full of irony because you've sunk to becoming an engineer.
Kendi ulusunu mu yoksa ihanet dolu bir hayatı mı seçiyorsun?
What it's going to be? Your nation, or life of treachury?
Kurbanınız ani ve acı dolu bir atropin zehirlenmesinden ötürü hayatını kaybetmiş.
Your victim succumbed rather quickly and painfully to atropine poisoning. Atropine.
Macera dolu bir hayat istiyorsun.
You want a life of adventure.
Sana sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir hayat diliyorum.
Good health, happiness, and success in your personal life.
Ama bence bu, ona hayatın ne kadar değerli olduğunu öğretti, ve en son gününe kadar da her gününü dolu dolu yaşadı.
But I think that it taught him how precious life is, and so he lived his life to the fullest each day as if it was his last day.
Hiç değilse hayatını dolu dolu yaşamış derdim. Ama artık yaşlandığım için aynı teselliyi bulamıyorum.
I thought, well, at least he's had a full life, but now that I am older, I don't get the same solace.
Ropörtaj kitabımla ilgiliydi, işkence dolu evlilik hayatımla ilgili değildi.
The show was about my cookbook, Not about my tortured marital history.
Manhattan'da yaşayan seçkin insanların skandallarla dolu hayatını gözler önüne seren, biricik haber kaynağınız Dedikoducu Kız karşınızda.
Gossip Girl here, your one and only source into the scandalous lives of Manhattan's elite.
Diğer taraftan babam, hayatı tecrübelerle dolu doğru şeylere değinen biri.
My father, on the other hand, has a lifetime of experience. The man makes some good points.
Ve eğilip dolu memesinin altına girdim ve hayatımın en güzel sütünü içtim.
And I lowered myself beneath her swollen udder and sucked the sweetest milk I had ever tasted.
Hayatın en güzel şeylerinden biri sürekli sürprizlerle dolu olmasıdır.
One of the best things about life is it's always surprising us.
Hayat sadece kelime oyunlarıyla dolu uzun bir hikaye.
Life's just one big shaggy dog story.
Çalıntı eşyalarla dolu o çantayı bulmam neredeyse hayatıma mâl oluyordu.
That bag of stolen stuff I found was gonna be my ticket.
Boşa kölelikten daha fazlasıyla dolu bir hayat istedim.
I wanted a life with more than empty servitude
Bu akşam hayatımın son gün batımında senin sevgi dolu yüzünü ve kendi çaresizliğimi gördüm.
This evening in the last sunset of my life I saw the more lovely side of you I also saw how pathetic and helpless I was
Bu benim için yeterli hayatımı dolu dolu yaşadım.
That's enough in my life. So I'm satisfied.
Onunla ilgisi yok. Benim gibi maceralarla dolu bir hayatın geçtikten sonra, bırakıp gitmek çok zordur.
When you've had a lifetime of adventures like me, it's hard to retire.
Belki hayatın acı dolu olduğunu anlıyorlar ve bir şey çekip hap falan alırlarsa acıdan kurtulacaklarını sanıyorlar.
Maybe they just understand that life is pain, and if you smoke something or take a pill, it'll go away for a while.
Kendimi sık sık yalnız hissediyorum. Hayatım o kadar yeniyken aileme özlem dolu.
Often I feel alone, split in two, yearning for my family when my life is so new. " Danny Stein.
dolu 82
dolunay 27
dolunay var 16
dolu mu 28
doluyuz 22
dolu değil 28
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
dolunay 27
dolunay var 16
dolu mu 28
doluyuz 22
dolu değil 28
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29