Hiçbirşey tradutor Inglês
7,933 parallel translation
Bunları neden hala yaptığını anlamıyorum bu ailenin yararına dokunacak hiçbirşey yapmıyacağım.
It's astounding that you can do things like this and still not understand why I want nothing to do with this family.
Hiçbirşey genç, masum bir hayatı bundan daha fazla değiştiremez.
Nothing changes a young, innocent life more than that.
Bak, seninle annem ve babamın konuşması lazımdı, ama yapmıyorlar çünkü kötüler, ve ilişkiler hakkında hiçbirşey bilmiyorlar.
I mean, if they did, why would they be with each other? Axl, I'm sort of busy. Here's the deal.
ve ne kadar kibar olduğumu takdir etmen için, şu aptal başlığın hakkında hiçbirşey söylemedim.
And the things I have are good... And really funny, but I'm not saying'em, not even... "Cage match," which is my favorite one I came up with, so, yeah, you're welcome.
Hiçbirşey!
Nothing.
Hiçbirşey!
Nothing!
Hiçbirşey ulaşılmaz değildir.
Nothing is out of reach.
Dikkate alınsın, hiçbirşey beklemiyordum.
For the record, I wasn't, uh, expecting anything.
Muhtemelen hiçbirşey değil.
Probably nothing.
Hiçbirşey anne.
Nothing, mama.
Hiçbirşey polyester karışımı gibi görgüsüz diyemez.
Nothing says "outsider" like polyester blend.
Hiç kimsenin hiçbirşey çaldığı falan yok.
Nobody's stealing anything here.
Hiçbirşey.
Nothing.
Hiçbirşey
Nothing.
Hiçbirşey mi?
Nothing?
Utanılacak hiçbirşey yokmuş.
Absolutely nothing embarrassing whatsoever.
Hiçbirşey.
Uh-huh.
Nerdeyse, hiçbirşey.
Almost nothing!
- Burada hiçbirşey yok.
If I can trick you out of some of the money you make from the con, can I keep it? No, nothing there.
Demek istediğim, Jim kendini ortaya çıkarmasa onunla aramda hiçbirşey olmayacaktı.
I mean, nothing would've happened with me and Jim if he didn't put himself out there.
Hiçbirşey, bu...
Nothing, it's...
O zaman sadece işe geri dönelim, yani, bilirsin, hiçbirşey olmamış gibi, değil mi?
So we're just gonna go back to work, like, you know, nothing ever happened, right?
Ama bu gerçeğine göre hiçbirşey.
But it's nothing compared to the reality.
Hiçbirşey için af dilemeyeceğim!
I will pardon nothing!
Evet.Eğer uydu görevlendirmek için N.R.O.'yu bekleseydim hiçbirşey yapamazdık.
Yeah. If I waited for N.R.O. to task satellites, I'd never get anything done.
Hiçbirşey değişmedi.
Nothing's changed.
- Hiçbirşey.
- Nothing.
Eğer kendisine dikkat etmezse seneler boyunca burada hiçbirşey yapmadan oturur. 370 00 : 16 : 40,037 - - 00 : 16 : 43,106 Belki de Pete yeni Jim'dir.
If he doesn't watch himself, he's gonna be here for years doing nothing.
Yeryüzündeki hiçbirşey canlı kalamazdı.
Nothing could survive on land.
Bu askeri çocukları hiçbirşey yolarından alamaz, hayır, özelliklede bilim adamları.
Nothing gets in the way of our military boys, no, sir, especially not scientists.
Hiçbirşey, şuan söyleyebilceğim
Nothing, as far as I can tell.
Efendim, bu listenden biri 47 saniyelik sürede, tam olarak ne olduğunu gördü ama bu insanlarla karışmış, bu insanlar hiçbirşey görmedi..
Sir, somebody on this list saw exactly what happened within that 47-second window, but the problem is, is that they're mixed in
Bomba hakkında hiçbirşey bilmiyorum.
I know nothing about the bomb.
Um, hiçbirşey.
Um, nothing.
Tamam, ama ya hiçbirşey içmezse?
Well, what if he doesn't drink?
Oh, ben hiçbirşey demezdim.
Oh, I wouldn't say nothing.
2 yıldır bu vardiyada çalışıyorum ve hiçbirşey duymadım..
Two years, I've worked this shift, and I've never heard of anything...
Bir kadın vücudu hakkında hiçbirşey bilmiyorum, ve müthiş seksi bir kızla yarın yatacağım!
I got stresses too! I don't know nothing about a woman's body, and I got one sleeping over tomorrow, and she's sexual as hell!
Bana ne bir tatlı, ne bir çiçek, ne de kart getirdi. - - hiçbirşey.
He didn't bring me no cupcakes, no flowers, cards - - nothing.
Hiçbirşey görmüyorum.
Keep an eye out.
Hiçbirşey kötü olmayacak..
Nothing bad's gonna happen to you.
Hiçbirşey.
It's nothing.
Hiçbirşey, sadece...
Nothing, just...
Hiçbirşey hissetmiyor değilim.
It's not that I don't feel something.
Hiçbirşey.
It's just...
Tüm hafta hiçbirşey söylemedin.
How long have you known about this?
Kelebek'in ölümüne hiçbirşey demek istemiyorum.
I won't let Butterfly's death mean nothing.
Arabalar hakkında hiçbirşey bilmiyorum.
I don't know anything about cars.
Hiçbirşey.
Carol.
Ben hiçbirşey görmedim.
I haven't seen anything.
- Hicbirsey.
- Nothing.
hiçbirşey yok 33
hiçbirşey olmadı 16
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbirşey olmadı 16
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeye 82
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeye 82
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey olmadı 177