Ikiniz de tradutor Inglês
9,825 parallel translation
Sadece sunu, evde iki tane ceset var ve ikiniz de birsey duymuyorsunuz...
Just that there were two murders that night and both of you heard nothing... Not a sound?
Ikiniz de suraya imza atin...
Both of you sign here...
Bir orta yolu olmak zorunda, yoksa ikiniz de hiçbir zaman huzur bulamayacaksınız.
There has to be some middle ground, otherwise, the both of you... you'll never find balance.
Tamam, otur otur, ikiniz de.
Okay, sit down, both of you.
Superman ve Hal, Ikiniz de radyasyona karşı bağışıksın.
Superman and Hal, you're both immune to radiation.
Kapayın çenenizi, ikiniz de.
Shut up, both of you.
Ve ikiniz de birbirinizle temas halinde olduğunu biliyoruz.
And we know the two of you have been in contact with each other.
İki türlü de, ikiniz de içeri girmiyorsunuz.
Either way, y'all ain't getting in.
Catherine ve seni hayal edebiliyorum ikiniz de aynı renk kamuflaj kargo pantolon giymişsiniz egzotik bir atış poligonundasınız sonra sen teklif pozisyonuna geliyorsun ve diyorsun ki...
I mean, I could see it now- - you and Catherine in matching camouflage cargo pants on some very exotic shooting range, and you get down on one knee, and you say, " Babe,
Çocuklar, çocuklar, ikiniz de gerçekten çok tatlısınız.
Children, children, you're both pretty. - Now shut up.
Tamam. Çocuklar amcanıza benzemenizi istemiyoruz. Hanginiz diziyi sildiyse artık ikiniz de cezalısınız.
- All right, kids, we are not letting you follow in the footsteps of your uncle, so, until one of you comes clean, you're both grounded.
Neler olduğunu söylerseniz ikiniz de günün elamanı olacaksınız.
Okay, you both get gold stars for the day if just one of you can tell me what's going on.
Dün gece ofis kapandıktan sonra ikiniz de mesaiye kalmışsınız.
So, the two of you were both at work last night after the office closed.
Sonra ikiniz de egitici programlar izlersiniz.
And then you both watch educational television.
Bana göre ikiniz de öyle gözüküyorsunuz.
Yeah, well, from my perspective, that's how you two appear to me.
Sevgili bebeğimiz hakkında tartışmamıza hiç gerek yok çünkü çok yakında ikiniz de öleceksiniz ve... O zaman kızımı ben alacağım.
There's no point in us fighting over our darling baby girl because, soon enough, you'll both be dead, and... then I can just take her.
Belki erkenci olabilirim ama bir saat içinde ikiniz de öleceksiniz sonra senin olan her şey, benim olacak.
Well, perhaps I'm slightly premature, but in an hour, you'll both be dead, then everything that's yours... will be mine.
- Bence ikiniz de istediğinizi elde edebilirsiniz.
- I think you can both get what you need. - Yeah, I don't know.
İkiniz de birbirinizden hoşlanmıyorsunuz aslında.
You two don't like each other, that's what it is.
İkiniz de yalancı ve katilsiniz.
You're both liars. You're both murderers.
İkinizin çatıda, ikinizin de ön kapıda mevzilenmenizi istiyorum. İkiniz de sürekli karımın yanında olacaksınız.
I want two of you stationed on the roof, two at the front door, and two with my wife at all times.
Siz ikiniz cumartesi yapılacak Diddy'nin Beyazlı Partisi'ne katıImak istiyorsunuz bunun için de yağ çekiyorsunuz.
You two want to be my plus one for Diddy's White Party this Saturday, so you're buttering me up.
İkiniz de benim hakkımda bir şarkı yazacaksınız.
Both of you have to write a song about me.
İkiniz de evli çocuklusunuz.
You two are married with children.
İkiniz de harika görünüyorsunuz.
You both look so great.
İkiniz de çok problemlisiniz.
You both are in so much trouble.
İkiniz de çıkınca ben odayı doldururum.
You both leave and I will flood the chamber.
İkiniz de aynı anda Abby ile evliydiniz.
You were both married to Abby at the same time.
İkiniz de orada Howard Cudlow öldüğü gece idi.
Both of you were there the night Howard Cudlow died.
- Evet, canım. - İkiniz de susun.
Both of you, shut up.
İkiniz de avukatlıkta berbatsınız.
Desperately. You two are terrible.
Amy gitti. İkiniz evlendiniz. Sizin de gitmeniz an meselesi artık.
Amy's gone, and you two are married now, so it's only a matter of time before you're gone, too.
İkiniz de işinize dönün.
Both of you get back to work.
- İkiniz de berbatsınız!
- You both suck!
İkiniz de bunu kesin artık.
You two have to quit this. Now!
İkiniz de konuşmayı kesip dinlenseniz olmaz mı?
Hey, you both need to stop talking and rest.
İkiniz de oğlunuzu dünyadaki her şeyden fazla sevdiniz.
You both loved your son more than anything in this world.
Karınızın durumuyla ilgili görüşmemiz gerek. İkiniz de benimle gelir misiniz lütfen?
I have some information about your wife's condition, if you'll both come with me, please.
İkiniz de çok güzelsiniz.
Both of you are.
İkiniz de susar mısınız?
- All right! Would you both just shut up?
İkiniz de o kadar güzelsiniz ki insanın gözü korkuyor biraz.
It's just that you two are so beautiful, it's a little intimidating.
İkiniz de onu görmediniz.
Look, you - - neither of you saw him.
İkiniz de ben olduğumu ve tanıkları öldürmeye geldiğimi sandınız.
And you and Graff thought it was me, that I came to tie up loose ends.
İkiniz de iğrençsiniz, artık aynı gözle bakamayacağım size.
Okay, you're both disgusting, and I'm never gonna be able to look at you the same way again.
İkiniz de.
Both of you.
İkiniz de müvekkillere çakmaktan çekinmiyorsunuz.
Of course you two agree. You both also think it's okay to bang clients.
İkiniz de beni rahatsız ediyorsunuz.
You're co-irritating me, both of you.
İkiniz için de canımı veririm ama bunu göremiyorsunuz ve beni üzüyorsunuz!
I would die for either one of you and you don't see that you're killing me right now!
İkiniz de olayı yanlış anlamışsınız!
You've both got it wrong.
İkiniz de, buraya gelin.
Come here, both of you.
İkiniz de iyi olacaksınız.
You're gonna be fine, both of you.