Kontrol edeyim tradutor Inglês
1,388 parallel translation
Sen burada dur, ben kontrol edeyim.
- You stay here. I'll check it out.
Spa çizergemde biraz boşluk vardı ve ben de gelip kontrol edeyim dedim çünkü belki biraz da sizi özledim.
You know, I just had some time in my spa schedule and I thought I'd kind of come by and check on things because I missed you guys a little bit, maybe.
Sessizce kontrol edeyim, tamam mı?
Let us do some quiet checking, okay?
Islanmadan donutu kontrol edeyim.
Check that doughnut hasn't gone soggy.
Uğrayıp bir kardeşimi kontrol edeyim dedim.
I thought I'd stop by, check up on my brother.
Gidip izcilik de yapıyor mu diye kontrol edeyim.
I'll check to see if he was a boy scout, too.
Dosyalarımı bir kontrol edeyim.
Let me check my files.
Gidip otel odamı kontrol edeyim.
Let me go check my motel room.
Ben de otoparkı kontrol edeyim.
I'll go check out the parking lot.
Bırak onu kontrol edeyim.
Just let me check him.
İşimizi bir kontrol edeyim diye uğramak istedim.
Thought I'd come inspect our business.
Sakıncası yoksa kontrol edeyim.
I'd like to double-check those numbers if you don't mind.
Bekle, kameraları kontrol edeyim.
Let me check. Hang on.
Ben bunu kontrol edeyim.
I'll take this one.
Arama bültenini kontrol edeyim.
I'll check the bolo.
Aslında dur bir hemen kontrol edeyim.
Oh, you know what? I can check for you. No problem.
Bir ahırı kontrol edeyim.
Let me check the barn.
Postamı kontrol edeyim.
Let me check my mail.
Gidip bir tekrar kontrol edeyim.
I'll go check again.
Bina planlarında bir şey yoktu. Yerel haritaları kontrol edeyim.
Let me check the local maps.
- Ben de Londra metrosunu kontrol edeyim.
I'll check with London Underground.
Kayıtları kontrol edeyim.
William Walker. Oh, uh, let me check the records.
Ben de Noel Baba'yı bir kontrol edeyim dedim...
I was worried about him. What happened to Michelle?
- Bir kontrol edeyim.
- I just need to check.
Gidip bosaltilip bosaltilmadigini kontrol edeyim.
I'm gonna make sure it's cleared out.
Yalnızca sizi kontrol edeyim dedim.
Just... checking on you.
Pekala, gidip Ritchie'yi bir kontrol edeyim.
All right, I'm going to go check on what's-his-face.
Dale'in programını kontrol edeyim.
Let me check Dale's schedule.
Bekle de kontrol edeyim.
Hold on, let me just check.
Bana birkaç saat verin, eski telefon kayıtlarını kontrol edeyim, ve bu numaraların sahiplerinin isimlerini vereyim.
Give me a few hours I can get the back-dated reverse directory... and give you names to go with those numbers.
Sen Josie'yi gözetlerken ben de Bunsen hiç suç işlemiş mi kontrol edeyim.
Keep an eye out for Josie. I wanna see if Bunsen committed any crimes.
J.J.'in ayak bileğinin iyileşip iyileşmediğini kontrol edeyim demiştim.
I'm just checking on J.J., wondering if that ankle's healing up.
Kontrol edeyim.
Let me check.
Ben kulübeyi kontrol edeyim.
I'll check out the cabin.
Şimdi geldim, kontrol edeyim.
I just got back. Let me check.
Lenf nodlarını kontrol edeyim bir.
Let me check your lymph nodes.
Ajandayı kontrol edeyim.
Let me check the file.
Bir dakika. Kontrol edeyim.
One moment, let me check it quickly.
Ben de odaları kontrol edeyim.
I'll search rooms.
Gidip kontrol edeyim.
I'll go check.
Bay Wang'ın programını kontrol edeyim.
Let me check Mr. Wang's schedule?
Sizin için kontrol edeyim.
Let me check that for you.
Önden gidip kontrol edeyim.
I will make sure the way is clear.
- Ben Gus'ı kontrol edeyim.
- I'll check on Gus.
"Çünkü az önce seni tokatladım da bir kontrol edeyim istedim."
"'Cause I just ripped you off, and I'm just checking. " Yeah!
Kontrol edeyim.
I'll check.
Tahmin edeyim - - pisti kontrol eden kameranın kaydı.
Let me guess - - the one covering the ice.
Ben gidip, kontrol edeyim.
I'll go check it out.
- Saatimi kontrol mü edeyim? Bu kuvars saat.
This is a quartz Timex.
Ofisi arayıp, OTB için mahkeme emri konusunu kontrol edeyim. İyi şanslar.
Good luck.
Şunu kontrol edeyim- -
I'll check this...