Kontrol ettik tradutor Inglês
1,090 parallel translation
kontrol ettik, hem de 2 kere hepsi ölü
We've checked, they're all dead. I double-checked.
Buradaki ve Garner'ın odasındaki telesekreterleri kontrol ettik.
Checked the tape machines at Dr. Garner's apartment and office... both here and the one on Van Ness.
Her şeyi kontrol ettik.
We checked everything.
Kontrol ettik...
We checked...
Kıyıyı kilometrelerce kontrol ettik.
We checked the shoreline for miles.
Seni kontrol ettik.
We've checked your background.
Ayrıca, Atom modülü odalarının birini kontrol ettik. Ramon diğerlerini kontrol edin diyor.
And besides, we checked the ones of the atom module chamber and Ramon says to check the others.
- Şapkadaki saçları kontrol ettik.
We tested inside of the cap for traces of human hair.
- Hepsini kontrol ettik.
- We ran it against everything.
İpucunu kontrol ettik.
The tip checked out.
- Her şeyi kontrol ettik.
- We have checked everything...
Doğu sırtlarını kontrol ettik.
We checked the east ridge.
Kaynağını, herşeyi kontrol ettik.
We've checked the provenance, everything.
Mavi 1'den Mavi 3'e kadar her yeri kontrol ettik.
We've finished sectors Blue 1 through Blue 3.
Dosyalarını kontrol ettik.
We checked his files. He's clean.
Kaç kez bu emrin doğruluğunu kontrol ettik?
Know how many checks we do to make sure a launch order is authentic?
Kayıtları kontrol ettik Çevresinde çalışan polisler var fakat Gavel ile direk bir bağlantısını bulamadık.
We've checked the records the local cops have on him but we can't find any connection with Gavel.
Belgesini kontrol ettik ve onu aradık.
We checked his passport and searched him.
Biz tüm bölgeyi kontrol ettik.
We combed the entire hilly terrain...
Düşünsenize, geminin her yerini kontrol ettik ve ne gerçek Büyükelçi Krajensky'nin izini ne de ondan geriye kalan bir şeyi göremedik.
Think about it. We've been all over this ship and we have not seen a trace of the real Ambassador Krajensky nor his remains.
Evet kontrol ettik.
Yeah. We checked it out, man.
Sana saldıran Narn'ın kimliğini kontrol ettik.
We checked the ID on the Narn who attacked you.
Dünya'ya kayıtlı olan tüm gemileri kontrol ettik. Şanslıydık.
We ran a check on Earth-registered ships, came up lucky.
Sonra ısrar ettin Biz bu anormallikleri biyotaramada kontrol ettik.
After you insisted we check on those anomalous bio-scans.
Biz Onlar'ın geçmişini kontrol ettik ve bizce Onlar ortak olan bir tek şey dışında rastgele bir insan grubu olarak görünmekteler :
We've done some checking in their backgrounds and in our opinion they all appear to be a random group of people who shared only one thing in common :
Sanırım bütün temel sistemleri kontrol ettik.
I think we've got all the basics.
- Üzgünüm. Tapınağın her köşesini kontrol ettik.
I'm sorry, we've checked every corner of the temple.
Kontrol ettik!
We checked!
Pasaport üzerindeki sosyal güvenlik numarasını kontrol ettik, ve ne bulduk bilin.
We checked the social-security number on his passport, and guess what.
Burada feribot servisleri var, ama çoğunu kontrol ettik, elimizden geldiğince.
There are a few ferry services, but we checked those, as well.
Ben ve arkadaşım sadece birkaç uçuşu kontrol ettik,..... biraz da hostes avladık ve geziniyoruz.
Me and Guy just down here checking out some fly rides... and macking some hos and chillin'.
Başrahibe Mary, yatakhaneyi iki kez kontrol ettik... etrafa baktık ama onu bulamıyoruz.
Mother Mary, we've done two bed checks searched the grounds and we can't find him.
Konsolosun personel kayıtlarını kontrol ettik mi?
Have you checked the consul personnel records yet?
Kilit ayarını da kontrol ettik mi hazır olması lâzım.
Yeah? Why don't you check the head space and she should run.
- Dr. Bryson'ın mekanını kontrol ettik.
- We've checked Dr. Bryson's quarters.
Verdiğin adresi kontrol ettik.
We checked the address you gave us.
Kontrol ettik.
We ran a check on her.
Evi kontrol ettik, Pat Boone yılbaşı CD'im Haricinde hiç bir şey kayıp değil.
We checked the house, and nothing is missing except my Pat Boone Christmas CD.
Okulda. Okulu kontrol ettik. Bir haftadır gitmemiş.
We have reason to believe her life may be in danger.
Burada Minimis ve 203leri kendimiz kontrol ettik.
"Here we check" - "zeroed" the Minimis and 203s.
- Bilmen için söylüyorum,... 300 mil yarıçapı içindeki tüm meyve bahçelerini kontrol ettik.
- Look, just so you know... we checked every orchard within a radius of 300 miles.
- Zaten tekneyi defalarca kontrol ettik.
We've been over these boats a dozen times.
Burayı baştan sona kadar kontrol ettik. İnsanların çoğu işte.
We covered this place, but most of the people are at work.
Evet. Ehliyetini kontrol ettik.
We check the prints against the license.
Evet efendim, kontrol ettik.
Yes sir, they said they saw it.
Bu yıl dört test sahası kontrol ettik.
This year we decommissioned four test sites.
LW'nin şirketini kontrol ettik.
We checked LW's company
Şöyle bir kontrol ettik.
Relax, Marty.
... ikizi yokmuş, kontrol ettik. - Sakin olmaya çalıştım.
- I tried to keep calm.
Kontrol ettik.
We checked.
- Evet, ben daha uysal ve kolay kontrol edilebilir olması için dişiyi tercih ettik.
We decided to make it female so it would be more docile and controllable.