English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kötü bir şey

Kötü bir şey tradutor Inglês

9,514 parallel translation
Kötü bir şey mi?
Something bad?
Ama kötü bir şey sakladığımı düşünüyorsan yanılıyorsun.
But you're wrong if you think I'm hiding something sad.
Biz bu güzel porselen tabaklardan yemek yerken insanların salgından ölmesinin kötü bir şey olduğunu kabul edebiliriz sanırım.
I think we can all agree what a terrible thing it is that people are dying of plague while we feast off this fine China.
Bunun kötü bir şey olduğunu söylemiyorum ama öyleydi.
And I'm not saying that's a bad thing, but there it is.
Derin internet kötü bir şey değil Jimmy.
Jimmy, the Deep Web's not a bad place.
İçinde başka bir şey kalacak. Çok kötü bir şey.
And you'll be left with something else, something way worse inside you.
Eğer şehrimde kötü bir şey olmak üzereyse bana söylemek zorundasın.
If something bad's abo5t to happen to my city you need to tell me.
-... ya çok kötü bir şey bir şey bulursa?
Or worse, what if he finds out something awful?
En karanlık anlarımda acaba... -... acaba kötü bir şey yaptım mı diye merak ediyorum.
So in my darkest moments, I wonder if I... did something terrible.
Asla kötü bir şey yapmış olamazsın.
You would never do anything bad.
Çünkü çok kötü bir şey yapmanın nasıl bir his olduğunu bilirim.
Because I know how it feels to have done something so terrible.
Bazen kötü bir şey yapmanın zararı olmadığına kendilerini inandırırlar.
I think sometimes people convince themselves that doing something bad is okay.
Sana söylemem gereken kötü bir şey yaptım.
I did something bad I need to tell you about.
Çok kötü bir şey yaptım, Hercules.
I have done a terrible thing, Hercules.
Kötü bir şey değil.
Nothing bad.
Kötü bir şey olduğunu biliyorum yeni yıl kutlamalarını izlemek istedik. Konuşmaya başlayınca da bir türlü susmadık.
I know, I know that's bad, but we wanted to watch the ball drop, and then we started talking and we couldn't shut up.
Ağzımdan kötü bir şey çıkmamalı.
I can't say the wrong thing now.
Kötü bir şey oldu diye ayrıcalıklı muamele edemezsin.
You can't give her special treatment just'cause something bad's happened to her.
Başarılı olmak başarısızlıktan daha tehlikeli ve daha kötü bir şey.
Success is more dangerous and corrupting than misfortune.
Kötü bir şey mi yani?
Is that bad?
Tess Daly'e benzedin dedi, sanki bu kötü bir şey.
Said I looked like Tess Daly, as if that's a bad thing.
Onların başına kötü bir şey gelsin istemezsin, değil mi?
You don't want anything bad to happen to them.
Ona kötü bir şey mi oldu?
Did something bad happen to her?
Onun yerinde olsaydım, kötü bir şey olduğunu düşünürdüm.
Well, if i was her, i would think it was bad.
Kötü bir şey yapmışsın ama bu seni kötü birisi yapmaz.
You did a bad thing, but that doesn't make you a bad person... necessarily.
Bence sadece siyahiler ya da eşcinseller hakkında kötü bir şey söylediğinde yaygara koparma riskini alıyorsun.
I feel like you only really risk starting a brouhaha if you say something bad about black people or gay people.
Emma'nın başına kötü bir şey geldiğini biliyordum.
I knew something bad would happen to Emma.
- Çok kötü bir şey gibi.
Ugh. That sounds lame.
Ari'nin deli götünden bir şey öğrendiysem o da eğer onun kötü bir şey yapmasını istemiyorsan kötü şeyi önce sen yapsan iyi olur.
You know, if there is one thing I have learned about Ari's crazy ass, it's that if you don't want him to do something horrible, you damn well better do something horrible first.
Bunun yerine, çok daha kötü bir şey yapacağım.
Instead, I'm going to do something far worse.
Ne zamandır umut kötü bir şey?
Since when is hope a bad thing?
- Kötü bir şey mi var?
Something wrong? Huh?
Yaptığın şey çok kötü bir günah.
What you propose is a mortal sin.
Doğru bir şey değil ve zamanlamanız da kötü.
It's not right and it's a bad time.
Nova'nın yemeği kötü yapmasına izin vermek gibi bir şey.
We're talking letting Nova make dinner bad.
Hayır, kötü bir şey oldu.
No.
Sanırım asıl önemli olan şey gerçeği bulmuş olman baba ve iyi haber ise bu olay senin en kötü senaryolarındaki gibi bir şeye dönüşmemiş.
I guess what really matters is, you found out the truth, dad, and the good news is, it didn't turn out to be your worse-case scenario.
Evin içinde çişini yapmak, bu kötü köpeklerin yapacağı bir şey.
That-that... that'd be peeing in the house, and that's-that's... that's bad dog stuff.
Hikayedeki kötü karakter gibi bir şey o.
She's like a villain.
Bu kötü reytinglerle elden başka bir şey gelmezdi.
The ratings are low and we can't find an answer.
Kötü bir şey mi yaptı?
Did he do something wrong?
Kötü şöhretli imparator Nero da bayanın çaldığı enstrümana benzer bir şey çalıyordu.
The infamous emperor Nero played an instrument very similar to the one she's playing.
Şu an elimizdeki tek şey, bir cesede kötü şekilde davrandığı.
Right now, all we have this guy on is mishandling a body.
Bart'ın el yazısı yazdığını hiç görmemiştim bundan biraz gurur duydum ama bu bir ailenin başına gelebilecek en kötü şey.
Well, I've never seen Bart write in cursive, so I'm a little proud of that, but this is the worst thing that's ever happened to this family.
Gördüğüm en kötü şey, sıcak bir yaz gününde sırf büyük bir kalabalığı eğlendirmek için asılmasıydı.
The worst thing I ever saw was an elephant being hanged for no other reason than to amuse a large crowd on a hot summer afternoon.
Yaşananlar konusunda kendimi çok kötü hissediyorum. Ben de özür mahiyetinde bir şey alayım dedim.
I still feel very terrible about what's happened, and I wanted to get you a gift to say I'm sorry.
Doğru sebeplerle olsa bile yapmaman gereken bir şey yaptığında kötü şeyler vuku bulur, Emma.
Congratulations! When you do something that you're not supposed to do, even if you do it for the right reasons, bad things will happen, Emma.
Sana bir hobi. Yapacağın onca kötü şeyleri düşünmemene yardımcı olacak bir şey.
You need a hobby... something to take your mind off all the terrible things you're gonna do.
Kötü bir durum çünkü artık her şey belli gibi geliyor.
And it just sucks because it just feels like everything's laid out now.
Sen kötü bir şey yapacakken yakalandın.
- Isn't it nice?
Kötü bir şey yaparken suç üstü yakalandın.
Where are you, Geon Woo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]