Ne yazıyor tradutor Inglês
2,312 parallel translation
Ama bu e-postada ne yazıyor?
But what's it say, this e-mail?
- İçinde ne yazıyor?
Aw, what's the inscription say?
Senin notunda ne yazıyor?
Hmm... What does your note say?
Üstünde ne yazıyor?
What's that enscribbled on it?
Parantezde ne yazıyor?
Uh, that's good. And what does it say in the parenthesis here?
Kağıtta ne yazıyor?
What does that paper say?
Ne yazıyor?
What does it say?
Bak en altında ne yazıyor.
Look at what it says at the very bottom.
Anahtarlıkta ne yazıyor?
Just his keys. Anything printed on the keychain?
Ne yazıyor baksana.
What does it say? Um
Mektupta ne yazıyor?
What does this letter say?
- Tamam, ne yazıyor?
All right, what does it say?
Ne yazıyor, Levy-chan?
Levy-chan?
Emily, mektupta ne yazıyor?
- Emily, what is in that letter?
Ne yazıyor?
What's it say?
Sana gelen çiçeklerde ne yazıyor?
What does it say on your flowers?
Ne yazıyor ki? Andaval Koyu
What?
Ne yazıyor.
What does it say?
Tamam, raporda ne yazıyor?
All right, so what do those reports say?
Duvarda ne yazıyor, Poca Luz?
What does that say, Poca Luz?
Ne yazıyor söylesene.
Tell me what it says.
Onu bırak sen, ne yazıyor onu söyle!
So tell me what it says!
Ne yazıyor öyleyse?
What does it say then?
Kasper, ansiklopedide ne yazıyor?
Let's hear the facts, Kasper.
- Ne yazıyor olabilir?
- What can it say?
O kitap neden bu kadar önemli? Ne yazıyor?
Why is that book so important?
Ne yazıyor, Kasper?
What does it say?
Ne yazık ki bir polisle define avına gittiğinde senin hazineyi sahibine iade etmeni sağlıyor.
Unfortunately, when you go treasure hunting with a cop, she makes you return the treasure to its rightful owner.
- Sayıların ne olduğu mu yazıyor?
And this will tell us what the numbers mean?
Ne işe yaradığı yazıyor mu?
Does it say what it does?
Orada ne kadar süre kurt kalacağın da yazıyor mu?
Does it say how long you'll actually... Be a wolf?
Sizin aile günlüğünde Emily'e ne olduğu da yazıyor mu?
Did your family journals tell you what happened to emily?
Ne gördüysen o yazıyor.
That's what it says.
Hakkınızda ne tarz şeyler yazıyor?
What kind of things does she write about you?
Elindeki vasiyette olağandışı durumlarda ne yapılması gerektiği yazıyor?
The will that you have there in your hand... what does it say about extraordinary measures?
Burada, ne kimliği ne de cüzdanı olmadığı yazıyor.
Um, it says here, "no I.D. No wallet."
Bu kitap, sadece... Kendi kendine yazılmaz, ne demek istediğimi anlıyor musun?
This book, it's just not- - it's not gonna write itself, you know what I mean?
Ne yazık ki, ayrılmadan önce bana yapılacak tek şey kalıyor.
So, unfortunately, that just leaves one thing to do before I leave.
Ne yazık ki, olağandışı bir şey yapmıyor.
Unfortunately, nothing out of the ordinary.
Ne yazık ki, benim değil ve şu an çalışmıyor.
Sadly not mine, and at the moment not running.
Yok be abi? Ne kadar masum bakıyor, yazık ya.
She looks real innocent to me, poor girl.
Ama ne yazık ki Lord'um, şu anda kutlama yapmıyor.
- But alas, my Lord, he is not.
Bana sorarsan, ne yazık ki ne yapayın "y" sini, ne de zekanın "Z" sini üzerinde barındırıyor.
Unfortunately, he's a little too much "a" And not enough "I," if you ask me.
Ama ne yazık ki şu aralar tam bir puşt gibi davranıyor.
Unfortunately, he's an asshole right now.
Dosyasında İngiliz Kilisesi'ne mensup olduğu yazıyor.
His file says he's anglican.
Hey arkadaşlar, bazen şöyle oturup da şarkı yazıyor olsaydınız ne yazardınız diye düşünür pek yol alamayınca ardından da şarkı yazmadığınız için hemen bir "Death Cab for Cutie" patlatır mıydınız?
Hey, do you guys sometimes sit around And think about what you would write if you wrote songs, But then you don't get too far,
Ne yazık ki Daphne bu tuzakları kurmanın zevkini kaçırıyor.
Too bad Daphne had to miss all the fun setting up these traps.
Ne yazık ki, Normandiya'ya direk uçak kalkmıyor ama Londra üzerinden aktarmalı olarak 1-2 saate orada oluruz.
Now, unfortunately, we can't fly straight to normandy, but the layover in London's only a couple of hours. What are you talking about?
Ne yazık ki, bazılarının üzerinde ismim yazıyor.
Unfortunately, some of it has my name on it.
Oldukça geleneksel, ama ne yazık ki, hükümet bir bakıma yasaklamaya çalışıyor. Ne demek istiyorsun?
What do you mean?
- ama, ne yazık ki, bu pek çok belaya yol açmıyor değil.
But, unfortunately, it doesn't take a lot to cause trouble.
ne yazıyorsun 50
ne yazıyordu 26
yazıyor 360
yazıyorum 44
yazıyordu 71
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yazıyordu 26
yazıyor 360
yazıyorum 44
yazıyordu 71
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155