Onları bulduk tradutor Inglês
421 parallel translation
Onları bulduk.
We got them.
- Onları bulduk.
- They're here. We got them spotted.
Evet, onları bulduk!
Well, we found'em!
Onları bulduk biz.
We found them.
- Onları bulduk, Mike Çavuş.
- We found them, Sergeant Mike.
Onları bulduk!
We found them!
- Onları bulduk.
- We found them.
- En azından onları bulduk.
- At least we found them.
Sanırım onları bulduk.
I think we've got them.
Onları bulduk.
We found them.
Onları bulduk.
Hey, we got'em.
Onları bulduk, yakın takipteyiz anlaşıldı mı?
We've got him on the lower drive.
Onları bulduk lordum.
My lord, we have them.
Tek boynuzları bulmaya geldik ve muhtemelen sonunda onları bulduk.
We came here seeking unicorns and we have possibly found them, at last.
- Bu taraftan. - Onları bulduk.
This way!
Bölge'de ve sınıra ilerliyorlar. General, onları bulduk!
Subjects are in section five and headed toward the border.
Onları bulduk, Teğmenim.
We found them, Lieutenant.
Onları bulduk, Loomis.
We got'em, loomis.
Hey, onları bulduk!
Hey, I've got'em!
Onları bulduk.
We found'em.
- Bulduk onları.
- We got them, all right.
Onları evin yıkıntıları arasında bulduk.
Found'em hiding'in the smokehouse.
Bulduk onları.
Got him.
Onları mahzende saklanırken bulduk komutanım.
We found them hiding in a cellar, sir.
Onları da biz bulduk, delikanlı.
And we found them both.
- Onları biz bulduk.
- We have found them.
Onları kavrulmuş durumda bulduk.
We found them, seared to a crisp.
Onları McBain'in orada bulduk.
We found them out at McBain's place.
Onları bulduk tutuklayalım mı?
It's them.
Onları gömdük, sadece tek canlı bulduk.
We buried them, the ones we could find.
Geldiğimizde onları burada bulduk susuzluktan tükenmiş vaziyetteydiler.
And by the time we found these here... they was plumb run out.
İşte dediğim gibi, afrika heykelleri ve onları şans eseri şeyde bulduk- -
Are African heads and we buy them in- -
Onları McBain'in orda bulduk.
We found them out at McBain's place.
Onları bulduk.
We got'em.
- Bulduk onları.
- We found them.
Onlar derlenmiş, toparlanmış bir biçimde bulduk.
We found them piled up in a nice neat pile.
Bu yüzden kompartmanını iki kez aradık... ve sonunda onları bagaj odasındaki bavulunun içinde bulduk.
So we searched his compartment twice... and eventually we discovered them in his trunk in the baggage room.
Bulduk onları!
We found " em!
Hocam, yazıtları onların... odasında bulduk.
Master, we've found the scriptures. ... in their rooms.
Peace bulduk onları!
Peace, we found them!
Bulduk onları!
We found them!
Yani sonunda Dünya'dan geliyor olmaları mümkün olan insanlar bulduk ama onları bu tüplerde bırakmamız mı gerekiyor?
You mean we finally find humans who are possibly from Earth and we've got to leave them in these tubes?
Onları kaybettik! Onları bulduk! Bay Kovacs, ne kadar kaldı?
Mr. Kovacs, how much longer?
Açık Şehirde onları evlat edinecek aileler bulduk.
We found foster homes for them in the Open City.
Bulduk onları!
We got them!
Bulduk onları.
We found ´ em.
Onları Hubbard'ın ormanında düzüşürken bulduk, Matt.
We found them in Hubbard's woods screwing their heads off, Matt.
Sonra vücutları bulduk ve onları Churchill'e naklettik.
After we discovered the bodies, we transferred them to the Churchill.
Bulduk onları.
man : we've got him.
Onları bazen derileri olmadan, ve bazen çok, çok daha kötü durumda bulduk.
We found them sometimes without their skin, and sometimes much, much worse.
Bugece, Debbie ve ben Top of the World'daydık ve bir uzay gemisi bulduk ve biz onları gördük... palyaçoları ve o şeyleri taşıyorlardı....
Tonight, Debbie and I were up on The Top of the World and we found this spaceship and we saw these... clowns and they were carrying these...
bulduk 92
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlardan biri 72
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları gördüm 114
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları gördüm 114