Sayın bayan tradutor Inglês
842 parallel translation
Hı. Hayır, sayın bayan. Benim adım lmmanuel Rath.
But allow me, my name is Immanuel Rath... professor of the local school!
Baylar, hepiniz sayın Bayan Marden'le tanışma şerefine nail olmuştunuz, sanırım.
Gentlemen, you all have the privilege of Miss Marsden's acquaintance, I think.
Sayın bayan, bu tehlikeli silahı size, sonsuz şükran ve hayranlık duygularımla sunuyorum.
I present you with this dangerous weapon, mademoiselle... with my undying gratitude and admiration.
Sayın bayan, hayat yolculuğunda sizinle birlikte yürümekten daha güzel bir şey düşünemiyorum.
I can't imagine, ma'am, if I may say so, any pleasanter journey than walking through life with you beside me, ma'am.
Sayın bayan, kucağınızda yatabilir miyim?
Lady, shall I lie in your lap?
- Evet sayın bayan, öldürüp dedim.
Ay, lady. 'Twas my word.
Sayın Bay von Wenk, Sahte tavırlarla, hapisteki Bayan Carozza'nın fikirlerini öğrenmeye razı olmuştum.
Dear Mr. von Wenk, I agreed under false pretenses to sound out Miss Carozza in prison.
İlk olarak bayanın da orada olduğunu söyleyebilirim.
And the first thing I shall say is, that she was there too.
Bayanın anlatmasına izin verelim.
Let's hear what she's got to say.
Güzel bir bayanın sevgi dolu kollarının beklentisini birkaç velet için mi terk ettiğinizi söylüyorsunuz?
You mean to say that you left the prospect of a beautiful woman's loving arms for some nameless brats?
Bayanı gördüğün zaman ona gitmeli ve, "Şans aptalların kadere verdiği isimdir." demelisin.
When you see the lady, you must go to her and say, "Chance is the fool's name for fate."
Niye şaşırdığınızı anlamıyorum Bayan Judson.
I don't see why you should say surprising, Mrs Judson.
Yaşlı kadın Bayan Martin'di.
Say, Old Lady Martin.
Evet, bayana "Nasılsınız Bayan Rottenmeier?" ve Klara'ya " Nasılsınız Bayan Klara?
I'm to say to the lady... "How do you do, Fraulein Rottenmeier?" And to Klara, " How do you do, Fraulein Klara?
Bay Preston, Bayan Julie affınıza sığınarak aşağıya gelemeyeceğini bildiriyor.
Mr. Preston, Miss Julie say, will you most politely excuse her?
Bu bayan Froy la ilk ne zaman karşılaşmıştınız?
When did you say you first met this Miss Froy?
- Sayın rahip ve Bayan BirchWood.
- The Reverend and Mrs. Birchwood.
Bir şey söylesem kusuruma bakar mısınız, Bayan Judith?
You mind if I say something to you, Miss Judith?
O da Bayan Scarlett'ın Bonnie'yi hiçbir zaman umursamadığını söyledi.
And then he say Miss Scarlett ain't never cared nothing about Miss Bonnie.
Sayın Yargıç İddia makamının bu bayanı hangi oğlunun yaşayacağına ve hangisinin öleceğine karar vermeye zorlamasına itiraz ediyorum.
Your Honor, I protest against the prosecution's attempt... to force this woman to decide which one of her two sons shall live... and which shall die.
Bayan Crosbie, muhteşem davrandığınızı düşündüğümü söyleyebilir miyim?
Mrs. Crosbie, may I say that I think you behaved magnificently?
Affınıza sığınarak, yüzbaşının bayanı etkilemek için uygun kişi olmadığını düşünüyorum.
But if I may say so, I hardly think the captain... is a suitable person to influence the lady.
Anlıyorum sevgili Bayan Elizabeth, hayır derken aslında evet'i kastetmek... düşünceli ve güzel bayanların adetidir zaten.
I understand, my dear Miss Elizabeth, that it is the delicate and charming custom of young ladies to say no when they mean yes, even three or four refusals.
Bayan Matuschek'in büyüleyici olmadığını söylemedim.
I didn't say Mrs. Matuschek is not charming.
Bayan Regina bu aralar erzakın çok hızlı tükendiğini söylüyor. Üstelik cimri biri de değildir.
Miss Regina say supplies going mighty fast around here... and she ain't the stingy kind.
Ayrı bir masada oturacağıma ve " günaydın, Bayan Vale...
If I promise to sit at a different table and say :
Dün gece sizin evde kalmanızı sağlayamadığımız için özür dilerim,... Ama Bayan Sutton'ın sınırlı sayıda misafir odası var. Sanıyorum ki odalardan biri de dün gece de Bay Kane'e tahsisi edildi.
I'm sorry we couldn't keep you at the house, but Mrs Sutton has a limited number of guest rooms, and I suppose Mr Kane was first in line.
Bayan Jessica, bir hanımefendinin yatakta kahvaltı yapabilmesinin ancak başını dantelli bir yastığa yaslamasıyla mümkün olduğunu söylerdi.
Miss Jessica used to say this is the only way... for a lady to break her fast... in bed, with a lacy cushion to bank her head on.
Bununla birlikte, yerde meşin topuk izleri ve bence çok yakın zamanda oluşmuş bir bayan topuğu izi bulunuyor.
Nevertheless, there have been leather heels on this floor and a woman's heels, very recently I should say.
İkinci alıcının bir bayan olduğunu söylediniz, onu bana tarif edebilir misiniz?
You say the second purchaser, there was a woman, can you give me a description of her?
Söylediğine göre, ilk kutu Bay Julian Emery'ye gitti, ikinci kutuyu Bay Kilgour, 143B Hampton Way, satın aldı, ve üçüncüsü de bilinmeyen bir genç bayan tarafından satın alındı. Muhtemelen bu bayanın bir dükkanı var ve Golders Green yakınlarında oturuyor.
You say the first box went to Mr. Julian Emery, the second, Mr. Kilgour, 143B Hampton Way, and the third to the unidentified young lady who presumably has a shop and lives near Golders Green?
Sayın Yargıç, geçen hafta salı akşamı 8 : 13'te Bay Stone'un Bayan Manion'dan Plaza Sineması'na bilet satın aldığını ben ve iki güvenilir tanık gördük.
Your Honor, at 8 : 13 on Tuesday night of last week... observed by two reliable witnesses and myself... Mr. Stone bought a ticket to the Plaza Theater from Miss Manion.
Kusura bakmayın Bayan Muir, ama bu saçmalık.
If I may so say, Mrs. Muir, fiddlesticks.
Hikâyenize 200 dolar ödedik diyelim ve az önce kazandığınız 300 dolar da bayan Kingsby'i bulmak için yapacağınız yardımın ön ödemesi olsun.
Let us say we paid $ 200 for your story... and the $ 300 you just made... is a down payment on your helping me find Mrs. Kingsby.
Onu yalnızca bir kez gördüğünüzü söylemiştiniz, Bayan Dexter'ın apartmanında.
You say you met him only once, in Miss Dexter's apartment.
- Söylediğimi yapın, bayan.
- Do as I say, miss.
Peki Bayan Melay. Sana, sahip olduğum... her şeyin yarısını bir oğul için vereceğimi söylesem ne yaparsın?
Well, Miss Millay, what would you say if - if I offered you half of everything I own for a son?
Şunu demek istiyorum Dr. Gifford. Bayan Cunningham'ın şu an aldığı tedavi bilinçaltından gelen reddedişinin sebeplerini ortaya çıkarıp çözüyor. İyileşme ihtimali olmadan onu Illinois'ye veya başka bir eyalete gönderemeyiz.
What I'm trying to say, Dr. Gifford, is that until the treatment Mrs. Cunningham... is now getting brings out the causes of her unconscious rejection and resolves them... we can't send her to Illinois or any state without the least chance of her getting well.
Bayan, ona morfin yapamaz mısınız?
Say, miss, how about giving him a shot?
Bayan Humphries, bana anlattıklarınızdan kocanızın davranışlarında anormal bir şey olduğunu söyleyemem.
Well Mrs Humphries, from what you've told me I shouldn't say there's anything abnormal about your husband's behaviour.
Sayın Bay ve Bayan Smith : "
Dear Mr. And Mrs. Smith : "
Bayan Imai bana derdi ki neden diğer erkekler gibi davranmadığınızı hiç anlayamamış.
Ms. Imai used to say to me... she didn't understand why you didn't act like other men.
Sayın Hâkim, izniniz olursa merhumun eşi ve varislerden biri olan Bayan Garrison mahkemede konuşmak istiyor.
Your honor, Mrs. Garrison, wife of the deceased and one of the heirs,
Sayın Hâkim, Bayan Garrison razı...
Your honor, Mrs. Garrison has agreed...
Sayın Hakim, Bayan Garrison'ın satın alma önceliği var.
But, your honor, Mrs. Garrison has priority of purchase.
Sevgili Bay Worthing, Bayan Cardew'in 35 yaşına kadar bekleyemeyeceğini net bir şekilde belirtmesi üzerine, ki bunun kendisinin sabırsız yapısını gösterdiğini söylemek zorundayım, size kararınızı yeniden düşünmeniz için yalvarıyorum.
My dear Mr. Worthing... as Miss Cardew states quite positively... that she cannot wait until she is thirty-five... a remark which I am bound to say... seems to me to show a somewhat impatient nature... I would beg you to reconsider your decision.
Sanırım Sayın Hakim, Bayan Lee'den tacı istemişti.
I believe His Honor asked Miss Lee for the tiara.
Sayın Hakim, raporu ve içinde bulunduğumuz koşullaru davalını bugünki konumunu da göz önüne alarak Bayan McCormick mahkemeyi zamandan ve daha uzun bir tartışmadan hemen alınacak bir kararla kurtarabilir.
Your Honor, in view of this report and in view of the circumstances of which the defendant appears here today Mrs. McCormick would save court's time by dispensing with further argument moving for an immediate decision.
Sayın hakim, Bayan Singleton'a bir soru sormak istiyorum.
Your Honor, I should like to ask Miss Singleton one question.
Bayan Dubreuil'le selamlaşmadın mı?
You didn't say hello to Mrs. Dubreuil.
Diğer kız, bayan Christina'nın oda arkadaşı, bana söylemememi tembihledi.
The other girl, the roommate of Miss Christina, she tells me not to say.
bayan 4473
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan bennet 77
bayan lee 52
bayan doyle 71
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan bennet 77
bayan lee 52
bayan doyle 71
bayan scott 58
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan moore 56
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan moore 56