English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Ş ] / Şunu söylemeliyim

Şunu söylemeliyim tradutor Inglês

1,166 parallel translation
George, önce sana şunu söylemeliyim bağlanmaya senin kadar bağlı birini görmedim.
George, first let me just say that I've never been with a guy who was so committed to commit.
Dışarıda soğukta kalmanı istemem yasa olarak şunu söylemeliyim ki, bir daha asla ördekle konuşma, asla.
Being young, it's hard to discriminate, so I'll make it easy for you. I forbid you to talk to or consort with... that duck... ever.
Şunu söylemeliyim. Bu dil en anlaşılamayan dillerden biri.
- It's a most disagreeable language.
- Şunu söylemeliyim ki... bazı hatalar yaptım ve biraz para harcadım.
Where's the box? - I gotta tell you... I made some mistakes, and I spent some money.
Önce şunu söylemeliyim :
First, I must tell thee this :
Şunu söylemeliyim ki o çocuk normal değil.
I'm telling you, that thing ain't normal.
Şunu söylemeliyim ki siz üçünüze çok kızgınım.
I have to tell you, I'm very upset with you three.
Ancak size şunu söylemeliyim ki, Bay Collins kendisi büyük olasılıkla çok yakında nişanlanacak.
But I think I should tell you, I think it very likely she will be very soon engaged.
Şunu söylemeliyim ki bunun tam sana lâyık olduğunu düşündüm.
I was hoping I wouldn't have to say it was just for being you.
Şunu söylemeliyim ki ; uzun zaman önce kaçmalıydım.
I was gonna say I should have run away long ago.
Şu anki durum tipik gerkinlik karakteristiği, ama şunu söylemeliyim ki bu aralar birlik beraberlik olma zamanı dır.
The situation may be characterized as tense, but one could hardly say that they are about to become violent.
Şunu söylemeliyim ki, Zane, bu geceki sohbetimiz çok hoşuma gitti.
I must say, Zane, I really enjoyed our talk tonight.
Kısaca Bayan Woodhouse, size şunu söylemeliyim ki...
In short, Miss Woodhouse, I cannot help but say to you...
Ama şunu söylemeliyim ki Frank'in eksik yönlerini hemen fark ettim. Bunlardan biri de dürüstlüktü. Her türlü arkadaşlıkta buna çok önem veririm.
But I must tell you that I quickly saw that Frank lacked qualities... honesty being one of them, which are essential to me in any kind of friend.
Amca, şunu söylemeliyim ki Lord Vorborton bana... evlenme teklif etti.
Uncle, I... I ought to let you know that... Lord Warburton has asked me to marry him.
Şunu söylemeliyim ki, savcılığa karşı Johnson davasında da... savcılığa karşı Fisher davasında da... ikisi de 1985'te olmuştu... " Yer değişikliği talebinin reddi...
It would be remiss not to tell you that in State vs. Johnson and State vs. Fisher both in 1985 " Failure to consider a change of venue...
Jim, şunu söylemeliyim ki... oraya çıkıp, 67 yapmayı hiç beklemiyordum.
Well, Jim, I must tell you I didn't expect to go out there right out and shoot a 67.
Şunu söylemeliyim Yesterday, en iyisini yapıyorsun.
I must say, Yesterday, you're doing very well.
Şunu söylemeliyim ki, bu muhteşem bir fikir, Feldman.
Well, I gotta say, I think that that is a fantastic idea, Feldman.
Bu an için ne kadar fazla çalıştığını da ama şunu söylemeliyim ki, ben Jerry'ye hiç "ciddi-ve-ateşli" demedim.
I know how hard you've worked for this but I just had too tell you that I never told Jerry "hot-and-heavy."
Bayan, şunu söylemeliyim. Cadılar hakkında çok yanlış bilgiler edinmişim.
I have been grossly misinformed about witches.
Ama şunu söylemeliyim baylar, bunlar beni etkilemiyor.
But I got to tell you, gentlemen, none of this impresses me.
Ama şunu söylemeliyim ki eğer sadece biz varsak korkunç bir yer israfı demektir.
But I guess I'd say if it is just us it seems like an awful waste of space.
Sana şunu söylemeliyim ki,
I've got to tell you,
Jürinin bay ve bayan üyeleri... Şunu söylemeliyim ki, Coalmont'taki son hoşçakaldan önceki yaptığım her şey için pişmanlık duyuyorum.
Ladies and gentlemen of the jury,..... l have to say that I regret all I did before that last goodbye in Coalmont.
Şunu söylemeliyim ki- -
I gotta tell you when you- -
- Şunu söylemeliyim... bu gece hayatımın en güzel gecesi olacağa benziyor.
- I have to say... this is turning out to be one of the very best nights of my entire life.
Bak, sana şunu söylemeliyim ki...
Look, I have to tell you...
Fakat, şunu söylemeliyim ki, bir haham olmanın en nefret ettiğim yönü, insanların etrafımda parmak uçlarında yürümesidir.
But I have to say what I hate about being a rabbi is how everyone tiptoes around me. Old friends became embarrassed to say a dirty word in front of me.
Şunu söylemeliyim ki, Debra, bu hiçte minnettar bir davranış değil.
I have to say, Debra, this doesn't sound exactly grateful.
Şunu söylemeliyim ki, zamanlaman berbat.
I've got to tell you, your timing sucks.
Şunu söylemeliyim ki, bu organizasyonun tam olarak ihtiyacı olan şey bu.
And I have to tell you it's exactly what this organization needed.
Şunu söylemeliyim ki, bu döneklik ve zalimliktir.
Well, I have to say, this seems capricious and arbitrary.
Babama vakıf hesabından çekilen bu 1 milyon doları sordum ve bana bu kaçırılma olayından bahsetti. Ama şunu söylemeliyim ki, bu gerçekten akıl dışı.
I asked my father about his withdrawal of $ 1 million from the foundation account, and he told me about this abduction, but I tell you it is preposterous.
- Eee, sana anlatayım, Joey. Ufak hayvan annelerini düşünmeleri normal, ama atlar, şunu söylemeliyim ki, atlar uçamazlar.
Well, I'll tell ya, Joey, it might be all right for geese to grow up thinkin'they're aeroplanes... but horses, as far as I can tell, can't fly.
Yaptığım muayene sonucuna göre, şunu söylemeliyim ki...
Uh, Mrs Dillon... From my examination of Kevin, I think I can say...
Şunu söylemeliyim ki, kemik gelişimi durmuş, ama iç organları doğal gelişimlerini gösteriyor.
I think I can say that his, uh... his bone growth has ceased while his internal organs are continuing their natural growth.
Şunu söylemeliyim ki, Lucy, eski çalışmanı seviyorum.
I have to say, Lucy, I love your older work.
Ama şunu söylemeliyim.
But... Let me tell you...
Şunu söylemeliyim çalışanlara izin verdiğimiz davranışların çok uzağındasın.
I gotta tell you you're way outside the kind of behavior that we allow in the employee handbook.
Şunu söylemeliyim Bay Giles : Aferin.
Well, I must say, Mr Giles, good show.
- Ama sana şunu söylemeliyim Dawson, arkadaşlığımız bu kadar karmaşık oldukça, ama bu bizim bağlılığımızın karmaşıklığıyla karşılaştırılamaz bile.
- But I have to tell you Dawson, as complicated our friendship was, it doesn't even compare to how complicated whatever you and I have here is bound to be.
Şu an sporu birçok sebepten ötürü seviyorum fakat şunu söylemeliyim ki, beni küçük bir çocuk olarak maçlara çeken şey... o'eve dönüş'tü. "
I Iove sports for many reasons now... but I have to say that what drew me to the games as a young boy... "was the ride home."
Bay Varnsen, eğer daireyi beğendiydeniz, size şunu söylemeliyim ki ayrıca varlıklı bir fabrikatör de burayı istiyor.
Mr. Varnsen, if you like the apartment, I should tell you I've also had some interest from a wealthy industrialist.
Şunu da söylemeliyim ki olan bitenin hepsi benim suçumdu.
And I have to say it was pretty much all my fault.
Ve sana şunu da söylemeliyim ki, çok mekanikti.
And I gotta tell you, it was very mechanical.
Ama şunu da söylemeliyim ki...
But I tell you what, he's a...
Şunu söylemeliyim ki...
L...
Evet. Sana şunu açıkça söylemeliyim.
Well, I'm gonna give this to you real straight.
Biraz bilgisi olan biri olarak şunu söylemeliyim ki biz burada dağılırken krallık da parçalanıyor.
As one who's been to? , Sire... As one who knows a few things...
Şunu da söylemeliyim ki 24 yıldır evli olmamıza rağmen beni hâlâ ilk günkü gibi sever.
And let me tell you, He still loves me as much after 24 years of marriage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]