English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Adamım benim

Adamım benim tradutor Espanhol

2,871 parallel translation
Adamım benim.
Buen chico. Está bien.
- Adamım benim.
Es un buen hombre.
Adamım benim.
Cielos.
Lloyd adamım benim, Ben Shawn Spancer.
Lloyd, buen hombre, soy Shawn Spencer.
Adamım benim de.
Mi muchacho, también.
Benim adamım nerede?
¿ Dónde demonios está mi chico?
O öncedendi. Artık benim adamım oldu.
Era... ahora es mi ayudante.
Oh, bu benim ilk oy kullanışım. Beni koca bir adam kılanın ne olduğunu biliyorum.
Cada palabra que Christopher Tietjens y yo nos hemos dicho el uno al otro ha sido una declaración de amor.
Bu adamın daha önce yazdığı ve benim yatırımcılara bir türlü satamadığım sanatsal eğilimli saçmalıklarla geçmişte iyi geçinmiş olma ihtimalinin olduğunu biliyor musun?
- Gracias por el entusiasmo. - Antes eras imposible de tratar... Y escribías toda esa mierda artsy-fartsy que... hacía imposible conseguir un inversionista.
Bir saat içinde benim için ikizleri kreşten alman lazım. Ne yapıyorsun burada, küçük adam?
Voy a necesitar que recojas a los gemelos en una hora. ¿ Qué tienes ahí, pequeño hombrecito?
Evet, aynı zamanda benim hayatımı kurtarmak için kendi hayatını riske attı.
Sí, pero también arriesgó su vida para salvar la mía. Y la de Adam.
İşte benim adamım.
Ese es mi chico.
Benim adım Peter Parker ve ben Örümcek Adam'ım.
Me llamo Peter Parker y soy Spiderman.
Erkek gibi karşıladım çünkü sen benim adamımsın, Moody.
Lo acepté como un hombre, porque eres mi muchacho, Moody.
Ama benim tanıdığım en zeki adam.
Pero es el hombre más inteligente que conozco.
Hangisi benim adamım?
¿ Cuál es mi chico?
Benim adım Peter Parker. Ben Örümcek Adamım.
Mi nombre es Peter Parker y soy Spider Man.
Ve o adam benim yazar olmadığımı bildiği için gelmiş.
Y ese tipo seguro que sabía que yo no soy escritor.
Adam ilerleme sağlıyor ve bu işte benim için değerli tamam mı?
Es un agente de progreso, un activo para mí en esta empresa.
- Bu benim için de zor oldu adamım.
- También ellos han sido duros conmigo.
Millet, eğer bu adamı tanımıyorsanız bu III'üncü Charles Swan, benim albüm kapağımı yapacak olan adamdı.
Amigos, si no conocen a este hombre es Charles Swan III, el que iba a hacer la portada de mi álbum.
Bu adam benim hayatımı kurtardı.
Este hombre me salvó la vida.
O adam benim erkek arkadaşım.
El tipo es mi novio.
Pekâlâ, işte benim adamım. Şakalar yapıyor.
Vale, ese es mi chico, haciendo bromas.
Gözcülere göre küçük kardeşimin 100 bin adamı var. Benim hakkım olan bir ittifak.
Mi hermanito tiene 100.000 hombres, según los exploradores, hombres cuya lealtad me pertenece.
Sizin adamlarınız, benim adamım değil lordum.
Tus hombres no son mis hombres, Mi Lord.
O pek bir işe yaramaz, ama yine de benim adamım.
El es un bueno para nada, pero sigue siendo mi hombre.
Benim adam, iş mektup yazmaya gelince yontulmamış odunun tekidir ben de buraya gelip ona sürpriz yapayım diye düşündüm.
Mi novio, es un poco calzonazos a la hora de escribir cartas así que pensé en venir y darle una sorpresa.
Benim nasıl tırmandığımı görmedin küçük adam.
Nunca me viste a mi trepar un árbol, pequeño hombre.
Benim gibi şanslı bir adam olarak en güzel doğum günü hediyesinin O kızın yüzündeki gülümseme olduğunu anladım.
El hombre que al final descubrió que el regalo de cumpleaños más afortunado que se puede recibir... es ver la sonrisa de esa pequeña niña.
İşte benim adamım.
Aquí está mi hombre.
Bir gün aynı benim yaşlı adam gibi muhteşem bir polis olacağımı hayal ederek.
Soñando que algún día sería un gran policía. justo como mi viejo.
Benim de intikamını alacağım adam Stu'ydu.
Al tipo al que yo trato de vengar se llamaba Stu.
Lloyd işte benim adamım.
Lloyd, mi buen amigo.
Benim de bir kızım var, daha bebek ama adamı değiştiriyor.
Yo tengo una hija, aún un bebé, pero te cambia.
Benimle alay ettin. Benim hayatım senin geleceğin. Yanlız yürüyüş mezara kadar Terkedilmiş bir adam.
Estás siguiendo mis pasos, mi vida es tu futuro, amigo... un camino solitario hacia la tumba, un hombre ignorado.
Bu benim tarzım adamım.
Así lo hago yo, tío.
Ama kıçımı kurtaracak biri gerekirse... Benim adamım sensin.
Pero el asunto es que, si quiero alguien que me apoye tú eres el indicado.
Sen benim adamımı pert ettin, ben de seninkini.
yo golpeé a uno de los suyos.
Ayrıca, başımda zaten benim canımı sıkan bir adam var.
Además, ya estoy cargada de hombres molestos.
Adamım, bu benim kardeşim, dikkat et kimse ona bulaşmasın!
Hermano, esta es mi hermana,... que nadie se meta con ella. - Perdona, tengo que irme.
İşte benim adamım, Wink! - Bu fırtınanın canına okuyacak mıyız?
¡ Mi amigo, Wink!
Bu benim adamım.
¡ Qué tipo!
Ben onun yerinde olsaydım, sen benim için çok özel olurdun. Kağıt para tutmana bile izin vermezdim. Çünkü onların üstünde adam resmi var.
Si fuera yo, sería tan exclusivo contigo que no te dejaría coger los billetes con la mano, porque salen imágenes de hombres en ellos.
- İşte benim adamım.
- Muy bien, tira eso al agua. - Ese es mi chico.
Benim adım Mark Corrigan ve ben... onurlu bir adamım.
Mi nombre es Mark Corrigan, y soy... un hombre de honor.
- İşte benim adamım.
- Di que sí.
Tony, tanıştığımız ilk günden beri benim için kesin olan bir şey varsa o da senin acıların adamı olduğundur.
Tony, para mí fue muy claro desde el primer día que te conocí, que eras un hombre dolorido.
Ama bugünkü Boyd, benim inandığım adam değil, alakası yok.
Pero el Boyd de hoy no es el hombre en quien creí ni remotamente.
Benim adamım kabul edilebilir bir kayıp değil.
Mi hombre no es una baja admisible.
Bu benim yardımcılarımdan birine verilmişti. Birkaç hafta önce olmalı. Lilly'i bulmak için size yardım eden bir adam vermiş.
Se la dieron a uno de mis ayudantes hace un par de semanas un hombre que dijo que estaba ayudandote a buscar a Lilly.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]