Aslında var tradutor Espanhol
6,043 parallel translation
Aslında var.
De hecho, sí lo tengo.
Aslında var efendim. Morg olayında aranan şüphelimizi yakalamışlar.
Un sospechoso por el tiroteo en la morgue.
Aslında var ya?
¿ Sabes qué?
- Aslında var ya?
¿ Sabes qué?
Aslında senin için son dakika haberlerim var.
Bueno, te tengo información de última hora.
Çok güzel bir tekilam var aslında.
¿ Sabes que? Tengo un muy buen Tequila.
Var aslında.
En realidad, no existe.
Aslında, sana ciddi bir sorum var.
En realidad, tengo una pregunta seria.
Aslında Dan McLane'in karnında iki küçük bıçaklama yarası var.
De hecho, hay dos pequeñas puñaladas en el abdomen de Dan McLane.
Aslında gerek var.
En realidad sí.
Aslında, sana bu konuda söylemem gereken bir şey var ve aslında bunu sana daha önce söylemem gerekirdi fakat... sen buralarda değilken ben onu öptüm sayılır.
De hecho, quería comentarte algo sobre este tema, y creo que tendría que haberlo hecho antes, pero... el caso es que, mientras no estabas, se puede decir que...
Aslında bu kel adam babanı götürmek istiyor ama çok önemli bir nedeni var.
Lo cierto es que el señor calvo se lo quiere llevar pero es por una causa importante.
Ah, aslında Beyaz Saray'da başka bir görüşmem var.
Tengo otra entrevista con la Casa Blanca.
Hayır, aslında bu dünyaya, neşe yağdıracak savaşçılardan oluşan kutsal bir ordum var.
No. De hecho, tengo un ejército santo de guerreros que están a punto de hacer llover el infierno en este mundo.
Ama çeşitli türlerde müzik dinleyen bir ben varım aslında.
- Pero yo soy el único que se oye un amplia variedad de música.
Aslında sabaha yetiştirmem gereken evrak işlerim var.
De hecho, tengo papeleo que hacer por la mañana.
Aslında benim de bir grubum var, adı Fare Sıçan. Sizin şarkılarınızdan dördünü yorumlamıştık. Seyirci çılgına dönüyordu.
En realidad, estoy en un grupo, Mouse Rat, y tocamos unas cinco canciones vuestras, y se vuelven locos.
- Aslında Tallmadge'in babası var.
Bueno, está el padre de Tallmadge.
Aslında bir şey var.
De hecho, hay una cosa.
- Aslında başka masalarım da var.
- atractiva, solo no quiero... - De hecho tengo otras mesas.
Aslında benim de söylemem gereken bir şey var.
En realidad, tengo que decirte algo.
- Tamam, bir bakayım. - Aslında acelem var.
Vale, bien, echemos un vistazo.
Bütün geçiremediğim bir kaşıntım var aslında.
Tengo una piquiña que no se me ha quitado en todo el día.
Ne varsa Kibbutz'ta var derler aslında.
Yogev... Interesante.
Aslında mutfakta filtreli su var.
En realidad, tengo agua filtrada en la cocina.
Aslında saygın ve zengin Tüm bekârların listesi var elimde.
De hecho, tengo una completa lista de solteros elegibles y ricos.
Aslında, bazı yeni haberlerim var.
En realidad tengo algunas noticias.
Yani aslında... İsim konusuyla ilgili bir geleneğimiz var.
Bueno... el caso es que... tenemos una especie de... tradición.
Hey, Fiona. Aslında biraz tavsiyeye ihtiyacım var.
Fiona, en realidad necesito consejo.
Aslında bugünkü konuşmamın konusunun yasalarda saygın bir yeri var.
El objeto de mi charla de hoy, está dedicada a la ley.
Aslında dikkatini vermen gereken başka bir durum var.
En realidad, hay algo que requiere tu atención en este momento.
Aslında konuşacak çok şeyimiz var.
En verdad tenemos mucho de qué hablar.
Pekala, git ve Leonard Mills'e de ki, aslında Joliet'te ki tüm soyadı Mills olanlara de ki cehenneme kadar yolları var.
Vale, ve y dile a Leonard Mills... de hecho, dile a cualquiera de Joilet que se apellide Mills... que se pueden ir al infierno.
Aslında, benim söyleyeceklerim var.
En realidad, yo sí.
Aslında bilmen gereken bir şey var.
En realidad, hay algo que deberíais saber.
Aslında 700'den fazla tam ve yarı zamanlı üyemiz var.
En realidad, tenemos más de 700 - a tiempo completo y a media jornada.
Aslında salı günü yedek oyuncunun gösterisi var.
De hecho, tu suplente tiene un espectáculo el martes.
Ve evet aslında daha iyi bir fikrim var.
Y sí, si tengo una idea mejor.
Şey aslında konuşmamız gereken bir şey daha var.
Bueno, hay... otra cosa de la que tenemos que hablar.
Ve bence aslında ben olabilirim Senin için başka bir şey daha var.
Y CREO QUE ES POSIBLE QUE TENGA ALGO MÁS PARA TI.
Aslında zehirler hakkında fazla bilgim yok ama bu elmada badem gibi yabancı bir koku var.
Bueno, no sé mucho sobre ello, pero hay un hay un extraño aroma en esta manzana, como a almendra.
Aslında sana birazcık ihtiyacım var.
Maldita sea. Tal vez necesito algo.
Dinle, aslında başka bir yolu var.
Escucha, hay otra manera.
Benim de eğlenceli bir öyküm var aslında.
Yo también tengo una anécdota que contar.
-'Birkaç planımız var aslında.'-'Öyle mi?
Y sí que tenemos planes. ¿ Sí?
Benim de suçum var aslında.
También es un poco mi culpa.
Aslında seninle konuşmak istediğim bir şey var.
De hecho, quiero hablar contigo de algo.
Aslında ben avantajlı kırmızı shelltoelara bakıyorum, var mı?
Realmente, ando buscando, Adidas de rayas rojas.
Bir grubum var aslında.
Estoy en una banda.
Aslında benim size bir haberim var.
De hecho, tengo algo para ti.
- Aslında Tim'in yardımına ihtiyacımız var.
- En realidad, necesitamos a Tim.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
aslında 4149
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28
aslında 4149
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28