Açıklamak zorunda değilsin tradutor Espanhol
182 parallel translation
Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que explicar nada.
Bana açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que dar explicaciones.
- Açıklamak zorunda değilsin Bill. Sağ olun.
- No tienes nada que explicar, Bill.
Bana açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que justificarte.
Bunu bana açıklamak zorunda değilsin.
No tiene que darme explicaciones.
- Açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que dar explicaciones.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- ¿ Sí? Tenías razón.
Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que explicarle nada.
Tatlım ona bir şey açıklamak zorunda değilsin...
Nena, no tienes por qué darle explicaciones a éste.
- Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin.
No tienes nada que explicarles.
İstemiyorsan açıklamak zorunda değilsin. - Minnettar kalırım.
Bueno, no tienes que explicarme nada si no quieres.
- Ona hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin.
- No tienes nada que explicarle.
Hiç kimseye bir şey açıklamak zorunda değilsin.
Abraham, no tienes que explicarle nada a nadie. ¿ Por qué no pasas a mi despacho?
Açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que dar explicaciones.
Açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que explicármelo.
Açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que darme explicaciones.
Hiçbir şeyle savaşmak zorunda değilsin, hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin ya da hiçbir şeyden kaçınmak zorunda değilsin.
No tienes que luchar por nada ni explicar nada ni evadirte de nada.
Açıklamak zorunda değilsin.
No necesitas explicar.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- No, no. No tienes nada que explicar.
Kimseye bişey açıklamak zorunda değilsin.
Tú no tienes que explicarle a nadie.
Bana açıklamak zorunda değilsin.
No tienes por qué darme explicaciones.
Julia, ona hiç birşey açıklamak zorunda değilsin.
Julia, no tienes que explicarle nada.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- No tienes que explicarme nada.
Tatlım, açıklamak zorunda değilsin.
Cielito, no me lo expliques.
Bana kendini açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que dar explicaciones.
Bilirsin, bana ne çektiğini açıklamak zorunda değilsin.
Sabes, no tienes que explicarme lo que te está pasando.
Bana açıklamak zorunda değilsin.
A mí no tiene que explicarme nada.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- No fue personal. Mi padre también estuvo en la Marina. - Lo sé.
Açıklamak zorunda değilsin.
No me des explicaciones.
Açıklamak zorunda değilsin, Richard.
No tienes que darme explicaciones, Richard.
Gerçekten açıklamak zorunda değilsin.
En serio, no hace falta que se explique.
Açıklamak zorunda değilsin.
Quedan deudas de la casa todavía. No le des explicaciones.
- Açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que explicarte.
Tamam, açıklamak zorunda değilsin.
No lo expliques.
Bana bir şey açıklamak zorunda değilsin.
- Hey, no necesito explicaciones.
Açıklamak zorunda değilsin.
No tienes por qué explicar nada.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- No me tienes que dar explicaciones.
Açıklamak zorunda değilsin.
Oh, no lo tienes que explicar.
- Açıklamak zorunda değilsin
-... sobre el tema de Nicole... - No hace falta que lo expliques.
açıklamak zorunda değilsin.
- Creo que es una chica maravillosa. - Frasier, no tienes que explicar nada.
- Açıklamak zorunda değilsin.
- No tienes que justificarte.
Bunu açıklamak zorunda değilsin. Ne yazık ki...
No me digas nada, porque...
Tatlım, bana sebebini açıklamak zorunda değilsin.
A mí no tienes que darme ningún tipo de explicación.
Açıklamak zorunda değilsin.
No hay necesidad.
Sonra da bir şeyler yedim bir arkadaşlaydım peki açıklamak zorunda değilsin.
Es que lo que pasa es que después fuimos a comer algo. Fui con un amigo. Esta bien, no tienes que darme explicaciones.
- Açıklamak zorunda değilsin - Beğenmiyorsun, bu yüzden...
- No te gusta, así que...
Açıklamak zorunda değilsin.
Holling, no tienes que explicarlo.
- Ben, açıklamak zorunda degilsin.
No me debes una explicación.
Açıklamak zorunda değilsin.
Haces las maletas.
Açıklamak zorunda değilsin.
No tienes que hacerlo.
Bunu açıklamak ya da gerekçeler ortaya koymak zorunda değilsin.
No tienes que justificarlo o explicarlo