English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Başaramayacak

Başaramayacak tradutor Espanhol

356 parallel translation
Korkarım başaramayacak.
Creo que no pasará.
Ayaklarım başaramayacak kadar ağrılı...
Recuerdo el sitio.
Görevi başaramayacak olan ekip yahut uçak kaderine terk edilecek.
El soldado o el avión que fracase será eliminado.
Onu başaramayacak bir şansı var mı?
¿ Hay posibilidad de que no lo logren?
İpin ucu kaçtı. Asla başaramayacak.
Lo intenta, pero no podrá.
Ebediyete dek, insan mükemmelliğinin esrarını çözmeye çalışacak. Ama bunu başaramayacak.
La humanidad no dejará de intentar penetrar... el misterio de su perfección, pero no podrá.
Asla başaramayacak.
Nunca lo conseguirá.
Bugüne kadar hiç kimse beni yenmeyi başarmadı.Bundan sonrada başaramayacak.
Derroto a fieras de mi tamaño y bebo hasta que me harto.
Demiryolunu mahkum ettirmeye çalışıyor. Başaramayacak.
Voy a despachar a ese picapleitos del Ferrocarril.
Hiçbirimiz başaramayacak.
Ninguno de nosotros sobrevivirá.
Asla başaramayacak.
Nunca lo tendrá.
Şuna bak, asla başaramayacak!
Fíjate bien.
Gunthorpe'ın ayaklar sağlam, ama asla başaramayacak.
Gunfall no va a conseguirlo.
Gunthorpe ona yetişmek için didiniyor. Asla başaramayacak.
Gunfall intenta cogerle.
Arkadaşım ama başaramayacak.
Y aún más temo que no lo logre.
Profesör Marchand benim araştırmalarımın sonuçları olmadan başaramayacak.
Sin los resultados de mi investigación, El Profesor Marchand no puede lograrlo.
Başaramayacak.
No lo logrará.
Hiç kimse almayı başaramayacak.
Nadie sería capaz de robarlo.
General Bolt'a ulaşmaya çalıştığımı söyle. Ve ben başaramayacak olursam bir başkasını yollasın.
Dile que intentaré hacérselo saber al general Bolt y que envíe a algún otro por si yo no lo consigo.
Başaramayacak, iddiasına var mısın?
Un refresco a que no lo soporta.
Asla başaramayacak.
No lo conseguirá.
Asla başaramayacak.
De ésta no sale.
Nedir bu kâğıtlar? - Ya panikleyecek ya da görevi başaramayacak.
Es el pánico o aplasten.
Başaramayacak.
¡ Ahora se estropeará todo!
Ben de başaramayacak diyorum.
Y yo te digo que no lo logrará.
Bu bölük bunu başaramayacak olursa başaracak birini bulurum.
Anime a este batallón, o enviaré a alguien más.
Hiç biri bayrağa ulaşmayı başaramayacak nasılsa
Esos chavales no llegarán jamás.
Adamlar başaramayacak.
No están aguantando.
Umut yok, başaramayacak!
Esta perdido, no ganara.
Şehvet başaramayacak. Ve hepiniz lanetlenmiş... olarak öleceksiniz!
El deseo fracasará y nosotros todos moriremos malditos!
Asla başaramayacak.
¡ Nunca tendrá éxito!
Başaramayacak!
¡ No lo aguantará!
- Asla başaramayacak.
- Él nunca logrará pasar.
Beni kandırıp buraya gönderdi. Ama o da başaramayacak!
Me ha engañado para que fuera por aquí, pero a él no le irá mejor.
- Şimdi gösteri sırası sende. Başaramayacak gibi olursan, perdeyi indirin işareti ver, anladın mı?
Es tu espectáculo, si se te hace imposible bajas el telón.
- Başaramayacak.
Sí, sobreviviré.
- Başaramayacak.
No va a sobrevivir.
Sanırım seni unutmayı hiç başaramayacak.
Creo que él nunca va a olvidarte.
Başaramayacak.
No lo conseguirá.
- Başaramayacak.
- ¡ No va a aguantar!
Asla başaramayacak.
No saldrá vivo.
Asla başaramayacak.
¡ No! ¡ No lo logrará nunca! ¡ No lo logrará!
Profile başaramayacak.
Profile no va a llegar.
İki milyonuna bahse girerim başaramayacak.
Apuesto dos milones a que no lo logra.
- Başaramayacak.
- Nunca lo hará.
Başaramayacak, tasması patlayacak.
No va a lograrlo. Ese collar va a explotar.
Aslağa başaramayacak biliyorsun.
Sabes que no podrá hacerlo.
Başaramayacak. - Piliç.
El no lo logrará.
Başaramayacak!
No lo va a conseguir.
Nasıl olsa başaramayacak.
No llegará.
Eğitim raporlarını oku. Başaramayacak.
¡ Silencio!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]