Belki bu tradutor Espanhol
20,973 parallel translation
Ve sen söyleyene kadar bir şekilde bağlantıyı kurmamıştım. Ama... Belki bu güçler, bunlar yeteneklerin, Daisy'nin yetenekleri, belki rastgele değildir.
Y de alguna forma, no hice la conexión hasta que lo dijiste... pero... quizá estos poderes, estos... dones que tienes, que Daisy tiene, quizá no son aleatorios.
Belki bu sadece senin gizil homoseksüel konuşmandı, hmm?
Tal vez sólo habla tu homosexualidad latente, hmm?
Belki bu sefer Octavia anlar.
Quizás esta vez, Octavia lo entienda.
Belki bu çok ağır gelir diye düşündüm.
Pensé que sería demasiado.
Belki bu fikrini değiştirebilir.
Quizá esto te haga cambiar de opinión.
Belki bu da yarar.
Tal vez esto, también.
- Saniyesine casus olarak görülürsün. - Belki bu konuda yardımcı olabilirim.
Ella te verá como espía en un segundo.
Belki bu Gargoyle da böyle gelmiştir.
Y quizás la gárgola vino con ella.
Belki bu isi bitirir sonra sen de Jordan'a her seyi anlatabilirsin.
Quizá él pueda acabar con todo esto y después podrás contarle todo a Jordan.
Kızlar, belki bu onun odası değildir.
Chicas, puede que esta no fuera su habitación.
Aynen. Belki bu da kana susamışlığa karşı koymasının yan etkisidir.
Tal vez este sea algún tipo de efecto colateral por estar conteniéndose.
Belki bu sunumu başkası yapsa daha iyi olabilir.
Lo que quiero decir es que tal vez sea mejor dejar que alguien más haga esta presentación.
Belki bu demek oluyordur ki, zihnimin derinlerinde en çok korktuğum şey seni hayal kırıklığına uğratma kaygımdır.
Quizá esto significa que en el fondo lo que más temo es decepcionarte. ¿ A mí?
Belki fark etmemişsinizdir ama bu adam Caesar Braga.
Por si no lo notaron, es Caesar Braga.
Hayatını bu esere ve onun en asil erdemlerine adayan bir adam için, belki de insanlığın en büyük eseri.
Quizás la más hermosa expresión de la humanidad. Para un hombre, dedicar su vida en su búsqueda suena a cierta nobleza.
Eğer hafta sonları boktan biri olursanız, Belki de bütün bu şeyleri kapatmalıyız Ve Coachella'ya git.
Si quieren arruinar todo, es mejor olvidarnos de esto e irnos a Coachella.
- Ve biz bu değiliz. - Belki öyle olmalıyız.
Quizá es lo que necesitamos ser.
Belki. Ama bana ihtiyacın olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu.
Tal vez, pero eso no cambia el hecho de que me necesitas.
Biliyor musun belki de bu hapishanede benden daha küçük olan dört kişiden birisi falan olabilirsin.
Tú eres una de las cuatro de la prisión que quizá sea más pequeña que yo.
Bu isimlerden birini duyduysan belki de bazı suçların kayıdıdır.
Mira a ver si alguno te suena... de algún registro criminal policial.
Bu aramızda tam olarak çözüme kavuşmadığı için belki de direkt olarak onlarla temasa geçmeliyim.
Dado que no nos entendemos, quizá debería tratar directamente con ellos.
Belki de bu bir uyarı ateşiydi.
O fue un tiro de advertencia.
Bu adamları öldürmemeye çalışarak bir yerden başlayabilirim belki de.
Bueno, tal vez puedo comenzar por encargarme de no matar a estos tíos.
Bu değişim sürecini uzatabileceğimi düşünüyorum. Hatta belki de kalıcı bir hâle getirebilirim.
Creo que puedo incrementar la duración del cambio, puede que incluso convertirlo en permanente.
Babam sandığımız gibi biri değildi belki ama ailemiz bu inancı yüzyıllar boyunca sürdürdü.
Quizá papá no era quien pensábamos que era... pero nuestra familia ha mantenido esta fe durante siglos.
Belki de bu da işin bir yanıdır.
Bueno, tal vez es parte de eso.
Belki de bu hayvanı avlamaya çalışmak beyhude bir çabadır.
Tal vez es una búsqueda inútil, para un animal, por lo menos.
Bu belki şey bile olabilir... Güçlü.
Creo que hasta podría ser... poderoso.
Belki rüyaların şekli bu yüzden değişmiyordur.
Quizá por eso el tema central de los sueños es tan constante.
Belki her şey bu geceye bağlıdır.
Quizá todo cambie esta noche.
Sonra eski durumlarına dönüyorlar. Bu değişim sürecini uzatabileceğimi düşünüyorum. Hatta belki de kalıcı bir hâle getirebilirim.
Creo que puedo incrementar la duración del cambio, puede que incluso convertirlo en permanente.
Kahretsin, belki de hepimizin sonu bu olacak.
Murió sola.
- Belki bu bize bir avantaj sağlar.
Tal vez eso nos da una ventaja.
Bu küçük tatsız durumu çözmeye çalışırız ve belki sana "kızım" demeye başlayabilirim.
Podemos tratar de solucionar nuestro pequeño dilema y a lo mejor comience a llamarte "hija".
Belki de bu lanet olasıca şeyi...
Quizás debería apagar la maldita cosa...
Ama, belki de onun için uygun olduğumu düşündüğünü umuyorum,... bu yüzden onu anlayabilmem için bana yardımcı olmak isteyebileceğini düşündüm.
Pero esperaba que tal vez pensaras que soy buena para él, y quisieras ayudarme a entenderlo.
Bu gece bir akşam yemeğine ve biraz içkiye ne dersin,... ve belki de biraz... öpüşmeye?
¿ Qué me dices si mañana por la noche cenamos y bebemos algo y tal vez un poco de... besos?
Konuşurken çok uzmanmış gibi laflar ediyorsun ama bu dünyada yaşayacak donanıma sahip değilsin. Belki de haklısın.
Ahora, sé que nuestras pequeñas charlas pueden hacerte sentir como que eres toda una experta, pero no estás preparada para vivir en este mundo.
Belki de bu çok kötü bir fikirdi.
Sabes que eso fue una mala idea.
Belki de Sara bu yüzden etraflardadir.
A lo mejor por eso Sara sigue por aquí.
Belki Caleb'ın niyeti iyiydi ama hareketleri bu aile ile aynı değerlere sahip olmadığını kanıtladı.
Y quizá Caleb tenía buenas intenciones pero sus acciones demuestran que no comparte -... los mismos valores que esta familia.
Belki de bu kasabaya ikinci bir şans veriyorum.
Quizá le quiera dar una segunda oportunidad a este sitio.
Thea, Donna'nın yemesi için kafeteryadan bir şey almaya çalışıyordum ama belki senin şansın yaver gider bu konuda.
Thea, he estado intentando llevar a Donna a comer algo a la cafeteria, pero tal vez tú tengas más suerte.
"Ya bu" ya da "Belki onu yapsaydım" tarz şeyleri düşünerek kafayı yersin.
Te comerá por dentro el "y si hubiera" o el "si tal vez".
Belki de çok önemli şeyler için yaşamıyorum bu hayatta ama bunun için yaşamadığım da kesin.
Tal vez yo estoy destinado a grandes cosas, tal vez no lo estoy, pero sea lo que sea, no es esto.
- Belki öyle ama bu yanıldığım anlamına gelmez. Adamlarını yolla hemen.
- Tal vez lo esté pero no significa que esté equivocado. ¡ Mándalo!
Belki de senin tek elli arkadaşın beni bu şekilde bulabildi.
Quizá así fue como tu amigo de una mano me encontró.
Dediğin gibi, karanlığa yenik düşmeden kahraman olamıyorsundur belki de. Ama Darhk'ı bu şehre umut vererek yendin.
Como dijiste, tal vez no puedes ser un héroe sin sucumbir a la oscuridad aunque sea solo un poco, pero pudiste derrotar a Darhk al devolverle a la ciudad la esperanza.
- Bu şekilde yardım isteyebiliriz belki.
¿ Qué es eso? Tal vez sea la manera de llamar por ayuda.
Belki de bu fiyaskoda bir hayır vardır.
Quizá este fiasco tenga un lado positivo.
Belki de bu iş için artık yaşlanıyorumdur.
Quizá ya soy muy viejo para esto.