Belki de bu tradutor Espanhol
13,222 parallel translation
Belki de bu kadardır.
Quizás es esto.
Belki de bu Tardis'i kullanarak kendi Tardis'imi bulmalıyım.
Y quizás deberíamos usar esta TARDIS para encontrar la mía.
Bunu yaptığımda belki de burada olmamın tek sebebinin bu olduğunu düşünmüştüm.
Y cuando lo hice... pensé que era todo para lo que estaba aquí.
Belki de bu günlerde paraya para demeyen Eli Lilly gibi yasal uyuşturucu satıcılarının etkisindeyimdir.
Tal vez porque soy impulsado por cualquiera que resulte ser traficantes de droga legales como Eli Lilly gana dinero hoy en día.
Kim bilir belki de bu herif BeyazGül'dür.
Hasta donde sabemos... Este tipo es RosaBlanca.
Hiçbir şey saklı kalmaz ama sanat çalışmasının ayağında dolanan neden belki de bu ustalıktır.
Nada está oculto... o tal vez, debido a que la artesanía está en el camino... del propio arte.
Belki de bu... otoyoldan çıkışındır.
Tal vez esta es... tu salida.
Belki de bu konuşmayı Camelot'ta sürdürmeliyiz.
Pero quizá esa es una discusión que es mejor tener en Camelot.
Aslında dişi çok sallanıyor, belki de bu konuşma ona fazla gelmiştir.
En realidad, está a punto de perder un diente. Quizá la reunión fue demasiado para él.
Hiccup, bu şeyi ben de en az senin kadar istiyorum fakat belki de buradan gitmeliyiz.
Hipo, sabes que quiero esto tanto como tú pero quizá debamos irnos.
Tamam bakın, belki de bu iş ikiniz için biraz fazla zordu.
Miren, quizás este trabajo era demasiado para ustedes solos.
Belki de bu karar vermene yardımcı olur, Kenneth.
Tal vez esto te ayude a decidirte, Kenneht.
Belki de bu ara kimseyle çıkmadığımdandır.
Quizás porque no estoy saliendo con nadie.
Belki de bu durum unutuluncaya kadar sınırın güney tarafına bakmalıyız..
Podemos ir al sur de la frontera por cierto tiempo hasta que esto se calme.
Belki de bu adam delidir, ya da seninle dalga geçiyordur.
Tal vez este tipo está loco o tal vez quiere pasar un buen rato contigo.
Belki de bu sabah buzdolabında neler olduğuna bakarken tuhaf beyefendilerin telefon açması tuhafıma gitmiştir.
Tal vez fui arrojado fuera por la falta de extraña las personas que llaman caballero de leer los contenidos de mi refrigerador esta mañana.
Belki de bu kadar sık bir araya gelmesek daha iyi olur.
Tal vez sea mejor que no nos juntemos tan seguido.
Bu adam L.A.'de * yaşayacak, Belki de son yılını burada geçirecek.
Este tío va a vivir en L.A., puede que haga el último curso aquí.
Bu sabah kalktığında, belki de annem olduğuna inandın sandım.
Pensé que tal vez, esta mañana despertaste y creíste que eras ella.
Bu hevesli köpeği öldürdüğünüz için kaçmak zorunda kalmanıza üzüldüm ama belki de kutsal topraklara getirmek için Tanrı müdahale etmiştir.
Lamento que la muerte de este... puto perro ahora os obligue a huir, pero... quizá Dios esté tomando las riendas, guiándoos a suelo santo.
Belki tüm bu trajik saldırılar yüzünden burada olduğunuzu sanıyorsunuz.
La Maratón de Boston.
Belki de bakış açını kaybediyorsundur. Bu eve tıkılıp kaldığını biliyorsun....
Quizá estés perdiendo un poco la perspectiva.
Bu sir... Belki de tek olay onu sonsuza dek degistirdi.
ya sabes, el secreto... quizá esa acción le cambió para siempre.
Evet, belki de Nimah'a anlatmışlardır ve bu yüzden ortadan kaybolmuştur.
Sí, o quizá se lo contaron a Nimah y entonces fue cuando desapareció.
Belki Tanrı bu karanlığı aydınlatmak için ışık tutmaktadır efendim.
Tal vez Dios haga brillar un rayo de sol en esta oscuridad, mi señora.
Belki de söylenecek en aptal şey bu. Üzgünüm.
O tal vez eso fue algo realmente estúpido de decir, lo siento.
Kulağa delice geliyor biliyorum ama... Belki de kuşların yaptığı bu olabilir.
Sé que parece una locura, pero tal vez eso es lo que los pájaros estaban haciendo.
Belki de yavrunun geni düşündüğümüz gibi mutasyona uğramadı. Ama Reiden'a kadar ulaşmış olmasına imkan yok. O yüzden bu da kesinlikle değil.
Tal vez el gen de cachorro no mutó de forma natural como pensamos que lo había hecho, pero no hay manera de que viajara lo suficientemente lejos como para exponerse a Reiden, así que es un gran no.
"Belki de sıçtığım yere geri dönmeliyim." Bu saçma sapan bir şey.
"¿ Quizá debería volver a lo peor?" Eso es estúpido.
Belki de onunla iletişimde kalmalısınız, bu da ondan bir hediye.
Que se mantengan en contacto con él. Y estas pesas son un regalo de él.
Belki YTÖE tesisinde göreceğim şeyden hoşlanmayacağım. Bu yüzden seni sevmemi sağlıyorsun.
Quizás no me gustará lo que veré en las instalaciones de la UCAA, así que estás intentando hacer que me agrades.
Belki sayıca güçlü olabilirsiniz fakat benim gücüm de bu.
Puede que me superen en número, pero yo los supero en esto.
Belki bu tanıdığımız biridir belki de değildir.
Puede ser un conocido, pero también alguien muy lejano.
Bilirsin işte, düşündüm ki tüm bu tehlikede belki de barış yapma şansımız olabilirdi ama şimdi bile beni hâlâ dışlamak istiyor.
Yo pensaba que... con todo lo que está en riesgo... podríamos finalmente hacer las paces. Pero, incluso ahora, me quiere excluir.
Bir Tesla'ya ait bu anahtarları buldum, belki burada da bir yeri vardır.
Tenía estas llaves de un Tesla, tal vez tenga otra casa por aquí.
- Pekala, belki ben Anna'yı yakınlarını aramadan önce birkaç saat beklemeye ikna edebilirim. Bu arada biz de bu işi çözmeye fırsat buluruz.
Tal vez pueda convencerla de esperar un poco antes de llamar a su familia... mientras tenemos una oportunidad de resolver esto.
Belki bu hafta da Chip'ten kurtulmanın bir yolunu bulmuştur.
Tal vez esta semana buscó cómo deshacerse de Chip.
- Belki de bütün bu kutunun içindekileri benimle satmak istiyorsun?
¿ Y quizás quieres vender conmigo esa cosa en la caja?
Belki sonraki kızlarına bacaklarını açmamasını öğretirler. - Bu, eğlence gemisinin cehennemi.
Quizás así le enseñarán a su próxima hija a no abrirse de piernas.
Belki bütün bu Halifelik işleri bittikten sonra, altı ay sonra falan seni görmeye gelirim.
Quizá después de que pase todo esto... todo el asunto del Califato... En unos seis meses, subiré a verte.
Belki isteyerek değil ama bu insanlar sihir kullanıyorlar.
No les contaré nada a esa gente. No por tu propia voluntad, pero tienen magia de su lado.
- Evet. Eğer bu şeyi kurcalamakla meşgul olmasaydım ne bileyim, belki de onu meşgul edebilirdim.
Si hubiera dejado quieta esta cosa, lo habría mantenido ocupado.
Düşündüm ki belki bu hafta sonu beni bir yerlere götürmek istersin.
Y pensé que... a lo mejor me querías salir conmigo este fin de semana.
Onun için en iyisi bu belki de.
Esto podría ser lo mejor para su vida.
Yada bu bağlamda üçüncü kalite kehanetlere de ya da belki ölümsüzlük seni huysuzlaştırdı.
O profecías de tres al cuarto, que para el caso, o quizá tu inmortalidad finalmente te ha agriado.
Belki de çözümü bu olabilir..
Esta puede ser una solución.
Bu boğan eşarp ve takmamın tek nedeni Josephine'in takmış olması ve belki de biraz daha onun gibi olursam o zaman belki bana saygı duyacaklarını düşünmem.
Este pañuelo, y solo lo llevo porque Josephine lo hizo y pensé que quizá si yo fuera más como ella, entonces... entonces a lo mejor me respetarían.
Belki de taraflı yaklaşıyorum ama eğer bu hikaye olmamış olsaydı hala bu ailenin uşağı olmazdım.
Quizá peque de parcial, pero si eso no ocurrió, no seguiría siendo el mayordomo de la familia.
- Çıkıntılık yapmak istemiyorum ama aynı anda program yapmasalar bu kadar anlaşmazlık olmazdı belki de.
No quiero ser yo la típica, pero quizás habría menos problemas si no grabaran sus programas a la vez.
Belki de Summer, bu programları yaratanlar senin narin hassasiyetinle ilgilenmiyorlar.
Bueno, Summer, a lo mejor la gente que crea cosas no se han enterado de tus delicadas sensibilidades, ¿ sabes?
Bora Bora söz konusu olduğunda bu ünlü belki de daha daha çalışmalıdır.
Cuando se trata de Bora Bora, esta celebridad debería haber estudiado "más-a más-a".
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95