Belki de değil tradutor Espanhol
2,270 parallel translation
Belki, Craig'imdir, belki de değil.
Puede que sea Craig, pero puedo que no lo sea
Ve sonra sürekli düşündüm belki belki de değil.
Y sigo pensando que quizás, sabes, quizás no haya...
Belki de değil.
Tal vez no.
- Belki de değil...
- Quizás no..
Belki de değil.
Quizá no.
Belki de değil.
Pero tal vez no.
Belki de değil.
O no.
Belki, sanırım belki, belki, beni de vampir yapabilirsin, değil mi?
Pienso que tal vez, me gusta, tal vez podrías convertirme en vampiro. ¿ Verdad?
Çok büyük bir miktar değil, belki birkaç yüzbin pound kadar...
Nada exagerado, un par de cientos de miles- -
Belki de tapunun iptalini sağlarız, değil mi Bayan Christie?
¿ Tal vez podríamos hacer que esta categorización se vaya, Srta. Christie?
Belki de içimde vardır. Belkide önce sabah ne yapacağını görmemiz gerekiyordur, değil mi?
- Quizás deberíamos ver como sigue mañana, ¿ de acuerdo?
Kadavralarda yapmıştım, belki yüz kez ilk denemem değil.
He practicado en cadaveres. Cientos de veces. No sería mi primer intento
Belki diğerlerini de bulacağım rahip belki, ama sadece bu kadar daha ötesi değil.
Tal vez deberías encontrar a los otros. Tal vez, pero eso es todo. Ryu.
Belki de ilk temizlenmesi gereken enerjimiz değil.
Quizás no sea tu energía lo que debe ser limpiada primero.
Belki de binlerce. Onları saklamak için bir yere ihtiyacı var, değil mi?
Debe tener algún sitio dónde meter todas sus cosas, no?
Canlılara değil, belki dur işaretine falan.
Nada vivo, tal vez sólo una o dos señales de stop
Tamam, iyi. Belki bu normal, Ama geri kalanı değil.
Ok, de acuerdo, quiza eso es normal, pero el resto no.
Bir de babası için, ki belki kocam, belki değil.
Y su padre, que puede o no ser mi marido.
Yani, sınıfa gideceğini söylüyorsun, Belki de gerçekten içine işler, değil mi?
Digamos que vas a clase, tal vez te guste bastante, ¿ bien?
Belki istediğimiz gibi değil, ancak, dünkü sağanakla karşılaştırsak çiseliyor sayılır. Bununla birlikte... Belgrad Hava Durumu Merkezinin verdiği bilgiye göre bugünkü hava sıcaklıkları 17 ile 23 derece arasında değişecek.
Es una mañana nublada comparada con la tormenta de ayer el comite del tiempo de Belgrado nos informa que... la temperatura de hoy sera de entre 16 y 20 grados con humedad del 75 %
Belki de iyi bir sebep için bile değil.
Y es posible que sin ninguna razón.
Tamam belki bu arkadaşça bir hareket değil Davis ama bu ilişkimizi değiştirmeyecek.
Ok, entonces quizás fue un 9.9 en la escala Richter de favores Davis, pero eso no cambia nuestra relación.
Belki de kavga etmek gereken yaratık orada değil, Jimmy.
Sabes, no estoy seguro de que la bestia con la que necesites pelear este haya fuera, Jimmy.
Belki de olan biten her şeyi unutmuştur değil mi?
Probablemente se ha olvidado de todo, verdad?
Belki teşekkür olarak polislere Kanadaya gittiğimi değil de Meksikaya gittiğimi söylersin.
Tal vez como un "gracias" puedas decirle a los policías que me voy a México, dado que voy a Canadá.
Belki de değil.
Tal vez no lo sea.
İstatistiksel olarak, belki ama bu, matematik dersi değil, Bones?
Estadísticamente, tal vez. Pero no es clase de matemáticas, ¿ sí, Bones?
Bulaşıcı Değil. Korkmuşsundur belki.
No contagioso En caso de que te preocuparas
Değil mi? Belki de.
- ¿ No?
Belki de o yüzden... Hayır, bence öyle değil.
Quizás sea por eso que...
- Belki de polistirler, değil mi? - Polis değiller.
Podrían ser policías ¿ no?
Belki alışılagelmiş yolla değil, ama onu da işinde başarılı kılan şey bu.
Quizás no lo haya hecho de la forma tradicional, pero eso es lo que lo hace bueno en su trabajo.
Biliyor musun, belki de ben... Bunun ne olduğunu bildiğimi sanıyordum... ama bu orjinali değil.
Sabes creo que, oh, creía saber que eran... son... pero no son los originales.
Belki de her şeyin bir sebebi vardır, değil mi?
Tal vez todo sucede por una razón, ¿ verdad?
Benden daha iyi olduğunu da düşünebilirsin, ki belki de öylesin ama kasabayı kurtarmak için seçilenler bizleriz, değil mi?
Puedes pensar que eres mejor que yo, y tal vez lo seas pero tú y yo somos quienes recibieron el llamado para salvar este pueblo.
Belki de problem bebeği istemem değil.
Tal vez el problema no sea que no quiero conservar el bebé.
Yani belki seni ilk gördüğümde hazırlıksız yakalandım, çünkü yetişkin gibi falan görünüyordun ama sen de beğendiğim bu değil Rachel.
Quiero decir, quizás cuando te vi por primera vez me atrapaste con la guardia baja, al verte tan adulta y demás. Pero eso no es lo bueno de ti, Rachel.
- hemen değil. - Belki öğle yemeğinden sonra.
- Quizás después de la comida.
- Daha değil. Belki de yolu şaşırdılar.
Quizás se dieron la vuelta.
Belki de... Belki de kimsenin suçu değil.
Tal vez tal vez no es culpa de nadie.
O değil de... Belki bir iş ayarlayabilirim sana.
Puedo... ser capaz de lo pagues con un trabajo.
Mükemmel bir teori değil belki. Madem buradayız o halde Sierra Goodwin'in geleceği ilaçlarla etkilemek isteyişinin sebeplerini biraz kurcalamanın zararı olmaz.
No es una teoría perfecta, pero estamos aquí no estaría de más que aprendiéramos un poco sobre Sierra Goodwin.
Tamam, bu dersi en başından almamalıydım belki de. Ama baktım ki aşırı dandik değil de, orta dandiklikte edebiyatmış. Ne kadar zor olabilirdi ki?
Bien, tal vez no debería haber tomado este curso desde un comienzo pero pensé que era literatura media y no avanzada. ¿ Qué tan difícil sería?
Belki de bu ara uygun bir zaman değil.
Quizá no debiera ocurrir justo ahora.
Belki tıp fakültesi değil ama "güvende" olmak için kaçtığım yer burası.
No es una escuela de medicina, pero tampoco es no jugar a lo seguro.
Belki de doğruyu söylüyor ve tazminat almayı hak ediyor. Ama, o bir "kurban" değil.
Ahora, puede que diga la verdad... y puede que se merezca ser compensada, pero no es una víctima.
Belki bir çakı. Kullanım miktarları farklı olsa da Ashley'nin katili iki silah kullanmış. Ve oldukça yorucu bir çalışma olmuş, değil mi?
tal vez una navaja de todas formas el asesino de ashley uso dos armas y trabajaron duro, o no?
Belki bazılarımızla evet, ama hiçbirimizle değil.
Bueno, tal vez de alguno de nosotros, pero no de todos nosotros.
Yalan bilgi değil de, belki bir kostüm ya da öyle bir şey?
No venderte, pero ¿ un disfraz o algo así?
Blair, biliyorum kabul etmek kolay değil ama belki de bugün senin yapacağın bir şey yoktur.
Blair, sé que esto es duro de oír, pero quizás hoy no se trate de ti.
Belki de öyleydim ama değil.
Bueno, quizás lo fui. Pero no lo soy.
belki de değildir 39
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de daha fazla 40
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de daha fazla 40
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
de değil 53
değil mi 44479
degil mi 350
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
de değil 53
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26