English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir içki alın

Bir içki alın tradutor Espanhol

377 parallel translation
Bakın, siz bara gidin, kendinize müesseseden bir içki alın.
Vayan al bar, la casa les invita un trago.
Bart, sen ve Blackjack kendinize bir içki alın, ha?
Bart, tú y Blackjack sírvanse un trago.
Bir içki alın.
¿ Un trago?
Bir içki alın.
Tome una copa.
Bir içki alın Bayan Shmeeler.
Tome una copa, Señorita Shmeeler.
Bununla kendinize bir içki alın.
Tomad os invito a una copa.
Bir içki alın!
Tome un trago.
- Bir içki alın Yüzbaşı.
- ¡ Sírvase un trago, capitán!
- Bir içki alın. - Hayır teşekkürler.
Tome una copa.
Bir içki alın.
Podrá tomar una copa.
- Bir içki alır mısınız?
- Gracias.
Bir içki daha alır mısınız?
¿ Le apetece otro trago?
Bu saatte ve böyle mübarek bir günde içki sattığın için seni Liffey Nehri'ne atmak lâzım, yaşlı cadı.
Deberían tirarte al río, vieja arpía por servir licor a estas horas y en un día sagrado.
Yarın gidiyorum ama bu bir içki içmeme engel değil.
Me voy mañana, pero eso no me impide tomar una copa, al contrario.
- Bir içki alır mısınız?
- ¿ Quiere una copa?
- Bir içki alır mısınız?
- ¿ Quiere tomar algo?
Artık içki yasağı Amerikan yaşamının bir parçası ama bu yasanın çiğnenişi de öyle.
Ahora, al ley de Prohibición es parte de la vida americana pero también lo es su evasión.
- Evet, onu kovdum. Bir içki alır mısınız?
- Sí, me he librado de él. ¿ Una copa?
Benimle bir içki alır mısınız Bay Beaumont?
¿ Quiere tomar una copa conmigo, Sr. Beaumont?
- Bir içki alır mısın?
- ¿ Quiere un jerez?
- Bir içki daha alır mıydınız?
¿ Otra copa, señor?
Bir içki alır mısınız?
¿ Desean tomar algo?
Böylece elimde bir adresle buraya geliyorum. Kızıl saçlı bir kadın beni ortadan kalkması gereken salağı ziyarete götürüyor. Orada bir içki içiyorum ve parmak izlerimi etrafa bırakıyorum.
Vengo a la ciudad, una chica me lleva a ver al que matarán tomo un coctel y dejo mis huellas.
- Bir içki alır mıydınız?
ESTOY BIEN.
Bir içki alır mısın?
¿ Hace un trago?
Bir içki alır mısın?
- Quieres un trago, Bill?
Hadi, zorundaysan bir içki daha al ama kendini topla ve ağzını kapalı tut.
Tómate otra copa si quieres. Pero contrólate y mantén la boca cerrada.
Alan'ın içki almaya gitmediğini biliyor çünkü burada bir sürü vardı. Alan'ın silahının yerinden alındığını da biliyor.
Sabe que alan no fue a comprar licor, porque ya había.
Arkasından sinsice yanaşır ve elimi... boğazına sarılır ve etrafında döner... ve şöyle derdim "Yüzbaşı, bir içki alırmısın?"
Me escabulliría tras él, levantaría mi mano, lo sujetaría por la garganta y lo haría dar vuelta, y le diría : "Capitán, ¿ tiene algo para beber?"
Bir içki alır mısınız?
¿ Quiere un trago?
- Gitmeden bir içki alır mısınız?
- ¿ Tomarán un cóctel antes de irse?
Biraz düşünmem gerek. Bir içki daha alır mısın?
Hay tiempo. ¿ Quieres otro cóctel?
- Bana bir içki alır mısın?
- ¿ Puede invitarme a un trago?
- Bir içki alır mısın?
¿ Puedo ofrecerte un trago?
- Yumuşak bir içki alır mısın?
- ¿ Le apetece un refresco?
Bir yardım işine gidiyoruz ve Irene eve gelmekte geç kaldı. İçki alır mısınız?
Tenemos un evento de caridad y ella llegó tarde a casa. ¿ Un trago?
- Bir içki alır mıydın?
- ¿ Quiere beber algo?
Bir içki alır mısın?
- No, gracias.
Bir içki alır mısın?
¿ Te apetece una copa? ¿ Un cigarrillo?
Dostum bir içki alır mısın diye sordu.
- Te veo, Pat. - Claro.
Sana bir içki alır mısın diye sordu. Alacak mısın yoksa almayacak mısın?
Vamos, Joe, cálmate.
- Bir içki alın.
- ¿ Toma Ud. algo?
- Bir içki daha alır mısın?
¿ Te preparo otro trago? De acuerdo.
Onlara bir içki alırım, çocuklarının resimlerini görmek isterim.
Les compraré un trago, veré fotografías de sus hijos, ya sabe.
- Nasılsınız, Bayan Fremont? - Bir içki al.
- Tómese un trago.
Bir içki alır mısın?
Keiko, ¿ quieres tomar algo?
Bir içki alır mısın?
¿ Toma algo?
Bir içki alır mısın?
¿ Quieres tomar algo?
Bir içki alır mısın?
¿ Quieres beber algo?
- Bir içki daha alır mısınız hanımefendi?
- ¿ Otro trago, señora? - No, señor, no.
Bütün bunların hepsi bana bir içki getirmek içindi. "Krala hizmet ederken yaralanmak."
Todo esto sólo para traerme una bebida... herido al servicio del rey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]