English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ C ] / Coçuk

Coçuk tradutor Espanhol

98,873 parallel translation
Birkaç ay önce bir çocuk bulduk, psişik.
Hace unos meses, había una chica, una psíquica.
Şu birlikte olduğun çocuk mu?
¿ Y ese tipo al que te tirabas?
Mahvet onları sert çocuk!
"¡ Tú puedes, campeón!"
Kelly o çocuk... Bunu yapamazsın, o Lucifer'in.
Mira, Kelly, ese niño, es... o sea, no puede... bueno, es de Lucifer.
O çocuk için hiçbir anlam ifade etmiyorsun.
No significarás absolutamente nada para ese niño.
O çocuk hepimizi öldürecek.
Ese niño nos matará a todos.
Çocuk sarhoştu, kafası iyiydi ya da her ikisi.
El chico estaba borracho, colgado, o las dos.
- Çocuk insan olarak kalır.
- El bebe es solo un bebe.
Gerçekten çocuk şiddeti.
En realidad, maltrato infantil.
Çocuk güçlü.
El chico es un matón.
Çocuk büyütme ile ilgili 74 kitap okudum ve herkesin katıldığı tek bir nokta var, hepsi kaka yapar.
He leído 74 libros sobre la crianza de los críos y hay una cosa en la que todos están de acuerdo... todos cagan.
Gördüğüm bu dünyayı o çocuk senin çocuğun yaratıyordu.
Vi el mundo que este crío, que tu crío... creará.
Onu çocuk yaptı.
Eso fue el crío.
Çocuk doğarken onun gücü sanırım evrenimizde delikler açıyor.
Bueno, el crío que va a nacer, su poder, parece que está rasgando la tela de nuestro universo.
Çocuk bu kapıyı o açtı. O kapatacaktır.
El crío abrió esta puerta y la cerrará.
Mesela çocuk kulağından yapılma kolye takmıyordu.
Por una parte, no llevaba un collar hecho de orejas de bebé.
Sana bir çocuk borçluyum.
Te lo debo, chica.
Kaç yaşındasın sen çocuk?
¿ Cuántos años tiene, hijo?
Şu çocuk optimistik mizacını epey etkilemiş Miller.
El chico ha afectado a tu natural disposición optimista, Miller.
Birkaç yıl önce öldürülen çocuk senin oğlunmuş.
Ese chico que murió, hace unos años, ese era tu hijo.
- Tamam, senin sicimli çocuk.
- Vale, tu amigo, el del hilo azul.
Hadi ama, artık çocuk değilsin.
Vamos, ya no eres una chiquilla.
Daha küçük bir çocuk.
Solo es un niño.
Dükkanında arama yaparken suç aletini yani çocuk kriket sopasını bulduk.
Hemos encontrado el arma usada para atacar a la víctima, un bate de cricket para niños, durante una búsqueda en su despacho de Redes Humphries.
- Çocuk kıyafeti giyiyorsun.
- Usas ropa de niña.
- Toraman çocuk.
- Niñas grandes.
Zengin olmak kötü kapakçıklı bir çocuk veya altın kalpli bir yosmadan daha önemli olduğum anlamına gelmez.
Porque ser rico no me hace más importante que un niño con válvulas fallidas. O una prostituta con corazón de oro.
Üç çocuk kaybeder ailesini Alır onları korkunç biri
Adopta a tres niños Alguien muy desagradable
Bilinmez bu üç çocuk Nasıl katlanacak bu acı hayata
Nadie se explica Cómo los tres niños resistieron
Bence senin yaşındaki bir çocuk "mal varlığı" gibi şeyler söylememeli.
Un niño de tu edad no debería usar la palabra "titular".
Böldüğüm için üzgünüm arkadaşlar ancak şu çirkin gözlüklü cesur ve zeki çocuk, alçakça planımızı açığa çıkardı.
Perdón por la interrupción, pero ese niño valiente e inteligente de lentes horribles ha descubierto nuestro vil plan.
Kayıp bir çocuk insana kendini garip hissettiriyor, hem çok da küçük ve yardıma muhtaç.
Es muy raro que desaparezca una niña, más una tan pequeña e indefensa.
Bazıları diyor ki, dünyanın en zor işi, çocuk yetiştirmekmiş.
Algunos dicen que el trabajo más difícil del mundo es criar a un niño.
Violet yalnızca bir çocuk.
Violet es una niña.
Bu serveti elde etmek çocuk oyuncağıydı.
Ganar esta fortuna fue un juego de niños.
Bambino. İtalyanca "çocuk" demek.
Bambini. "Niños" en italiano.
Dünyada yapayalnız üç çaresiz çocuk.
Tres niños indefensos, solos en el mundo.
Çocuk dedektif muhabbeti iyi güzel de bu teoriyi zaten elemiştik.
Es lindo que jueguen a ser detectives, pero ya desestimamos esa teoría.
Bu bir çocuk filmi ya da dizisi olsaydı sırada olacak şeyi tahmin edebilirdiniz.
Si esto fuera para niños pequeños, sabrían qué ocurriría a continuación.
Düşman, müttefik, kadın, çocuk demeden.
Enemigos, amigos, mujeres, niños.
Küçük çocuk vardı.
Ese niñito.
Joe çok kötü bir çocuk.
Joe es un chico muy malo.
Nunçakulu çocuk mu?
¿ El de los nunchakus?
Şurada genç bir çocuk 82 model Datsun'unda kız arkadaşıyla yiyişiyordu.
Había un chico estacionado abusando de su novia en el asiento trasero de su Datsun.
Bette çocuk harika bir sanatçı.
Bette, es un artista brillante.
Neyi, "iblis" mi? Aslına bakarsan tam olarak buydu... - iblis, haylaz çocuk, pis hayalet.
Eso es lo que precisamente era, un demonio, hellion, un espectro.
Yani senin yeni dünyanı göreceğim yardım edemediğim bir çocuk yetiştiriyorum.
Entonces verás tu nuevo mundo y levantar a una niña que no puedes ayudar.
Her Pazar kiliseye giderdi. Ama çocuk korosu şarkı söylemeye başladığında, dayanamayıp giderdi.
Iba a la iglesia todos los domingos, pero cuando cantaban los chicos del coro, tenía que irse inmediatamente.
Şimdi, benimkilerden biri yeni çocuk bir devriyeden tırsıp kaçmış.
Uno de mis chicos, un chico nuevo, se asustó con una patrulla y salió corriendo.
Dediğim gibi, çocuk...
- Como decía, el tipo...
Hangi konuda? Yeni çocuk parkına yardım konusunda.
- Para ayudar con el nuevo patio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]