Dışarı mı tradutor Espanhol
20,275 parallel translation
Sikini dışarı mı çıkarıyorsun?
¿ Vas a sacar tu polla?
Dışarı mı?
¿ Afuera?
Tekrar dışarı çıkacağım.
Voy a salir.
Ben küçükken hatırlar mısın her açık evde evde limonata ve kurabiyeleri dışarıya koyardınız.
- ¿ Recuerdas cuando era niño? Siempre ponías galletas y limonada - en todas las jornadas de puertas abiertas.
Ara sıra onu almak için dışarı çıktım.
Apenas he podido dejar el trabajo para ir a recogerlo.
- Dışarı çıkmak mı?
- ¿ Llamar a quién?
Çatıdan dışarıya çıkan sütunlar mı?
¿ Los pilares "salían"?
Arkadaşım dışarıda bekliyor.
Mi amiga está fuera.
Bu gece evde olmayı düşünüyordum ama arkadaşlarım dışarı çıkıp yetişkin gibi eğlenmemi söyledi.
Pensaba quedarme en casa esta noche pero ellas insistieron en que saliera a divertirme como una adulta.
Sonunda Cosmo'ya kakasını dışarıya yaptırdım.
La buena es que logré que Cosmo hiciera caca afuera.
Yukarı çıkıp sıcak bir banyo yapacağım. Geri döndüğümde Kimmy'nin ineğini dışarıda görmek istiyorum.
Voy arriba a darme un buen baño caliente y cuando vuelva, no quiero que la vaca de Kimmy esté en mi cocina.
Bugün dışarı çıktın mı?
¿ Has salido hoy?
Benim eşyalarım değil ve dışarı atılmışlardı.
Para empezar no son míos, y los iban a tirar.
Bir dakika dışarı çıkacağım, tamam mı?
¿ Voy a salir un minuto, ¿ vale?
Seni bilerek dışarıda bıraktım.
Te dejé por fuera a propósito.
Profesör Whistler'ın kampüs kütüphanesinden birkaç kitaba bakması gerekti. Ben de hazır dışarı çıkmışken güvenli evin güvenliğiyle ilgili birkaç güncelleme yapayım dedim.
El profesor Whistler necesita revisar unos libros que no están en la librería del campus, así que mientras está afuera pensé que aprovecharía la oportunidad para actualizar la seguridad en la casa segura.
O kötü amaçlı yazılımı birlikte kopyalamıştık. Şimdi ciddi ciddi beni dışarıda mı bırakacaksın?
Copiamos ese malware juntos, y ahora me dejas fuera, ¿ en serio?
Ajan pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım.
Sal, sal de dondequiera que estés.
Shaw, tehdit var mı diye dışarıya bakacağım.
Shaw, voy fuera a detectar peligros.
Dışarıya çıkan bir NIPRNet hattına ihtiyacımız var.
Necesitaremos una línea NIPRNet para el exterior.
Dışarıda sana uyguladığım şiddet için özür dilerim.
Lamento la violencia de afuera.
Bir evde miydin? Dışarıda mıydın?
¿ Estabas en una casa?
Ben de dışarı uzandım ve bu tabancayla, bir atışla lastiği parçaladım.
Me asomé afuera con esta pistola, un tiro, y destrocé el neumático.
Kendimi dışarı atarım!
¡ Yo saldré solo!
Biraz asker alacağım, ve yarın hepsini dışarıda sileceğim.
Llevaré conmigo algunos soldados y los aniquilaré a todos mañana.
Seni evden dışarı atmıştım.
Te cerró la puerta de la casa
Dışarıdaydım, pek hoş şeyler yapmıyordum.
Porque salí. A hacer algo que no me enorgullece.
- Dışarıdaydım, pek hoş şeyler yapmıyordum.
Salí. A hacer algo que no me enorgullece.
Haftanın altı gecesi dışarıdayım.
Yo nunca duermo ahí.
Sadece yığınların arasına girip insanları dışarı çıkardım.
Solo por meterme en ese banco y sacar a esa gente.
Dışarıda gezip hayatta kalanların kamplarına saldırdığımızı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cuando salíamos asaltábamos los campos de supervivencia?
Bazılarımız rahatlığı dışarıda aradı.
Algunos de nosotros buscamos comodidades externas.
Dışarı çıktın mı bugün?
¿ Saliste hoy?
O kapıdan içeriye girdiğimde, özel hayatımı dışarıda bırakırım.
Véase, cuando camino a través de esas puertas, Les dejo mi vida personal fuera.
iyi de hatırlayamadığım bir şeyi hatırlayamam neden biraz dışarı çık mıyorsun?
Mamá, no puedo recordar lo que no puedo recordar. ¿ Por qué no sales un momento afuera?
Ona yardım etmek istiyorsan bununla dışarıda yardım et.
Si quieres ayudarle, hazlo desde fuera con esto.
Bütün geceyi dışarıda mı geçirdin?
¿ Pasaste la noche afuera?
Dışarı da mı?
¿ Salió ahora mismo?
Simon, dışarıda iblisler var. Tamam mı?
Simon, hay demonios fuera, ¿ vale?
İkimiz bir ara dışarı çıkalım.
TU y yo deberíamos salir alguna vez.
Dışarıda hâlâ insanlar varsa ve insanlıklarını kaybetmemişlerse onları yanımızda götürmeliyiz.
Si aún hay gente afuera que sigue siendo gente, deberíamos incorporarla.
Dışarıda nöbetçiler var mı?
¿ Hay guardias afuera?
Dışarı çık bakalım.
¿ Qué tal si te bajas?
Dışarıdan tek kuruş almadan yatırım yapabileceğin milyarların var. Kimseye hesap vermen de gerekmez.
Tienes billones en activos para invertir sin un centavo de capital externo y sin responder a nadie.
Senin için bir sigara yakacağım şimdi. Daha doğrusu dışarı çıkınca.
Me fumaré un cigarro por ti en este momento... apenas salga.
Dışarıdan teknik eleman kullanmıyorlar ve işi alırsan senden komisyon almayacağım.
Y ellos no utilizan los cazadores de cabezas fuera, y yo no voy a cargo directamente si se obtiene el concierto.
Bu akşam dışarı çıkalım.
Ven conmigo esta noche.
Bu teklif, üstün astını tebrik etmek için dışarı çıkarması mı?
¿ Esto es un superior llevando a cenar a un subordinado por un trabajo bien hecho?
Hadi dışarı çıkalım.
Vayamos allá atrás.
- Dışarıda hep yaptığımız bir şey.
- Algo que siempre hacemos afuera.
Dışarıdaki protestocuların seni hırpalamalarına izin vermene şaşırdım, Sean.
[Puerta se cierra] Me sorprende que dejar que esas manifestantes por ahí Se puede vencer a ella, Sean.