Dışarı çıkacağım tradutor Espanhol
564 parallel translation
Bu kılıkta dışarı çıkacağımı sanıyorsan, delisin sen!
Si crees que saldré así, ¡ estás loco!
Dışarı çıkacağım.
Saldré en un momento.
Sanırım dostumuz Tonetti bizi fark etmeden nasıI dışarı çıkacağımızı biliyorum.
Creo que sé cómo podemos salir sin que Tonetti nos vea.
Temyize gidip dışarı çıkacağım.
Saldré en la apelación.
Bu akşam dışarı çıkacağım.
Tengo que salir esta noche.
Dışarı çıkacağımı söyledim.
¡ He dicho que salgo!
Dışarı çıkacağım.
Saldré.
Son bir yıl, dışarı çıkacağım ve seni bulacağım günün hayaliyle yaşadım.
El año pasado sólo soñaba con salir y hallarte.
Marcel sen işe git. Bu gece dışarı çıkacağım zaten.
No podía saberlo, Marcel.
Başka nasıl geceleri dışarı çıkacağım ki?
Me deja salir por las noches.
Dışarı çıkacağım ve hep dışarıda kalacağım.
Voy a salir y me voy a quedar fuera.
Ve bir gün, ben dışarı çıkacağım, dışarıda kalacağım görürsünüz.
Y uno de estos días, voy a salir y me quedaré fuera, ya lo veréis.
Tamam, çavuş. Biraz dışarı çıkacağım.
OK, Sargento, salgo un momento.
Elim boş gidiyor olabilirim ama başka yerlerim doldu. Ben biraz dışarı çıkacağım baba.
Me voy con las manos vacías, pero el resto está lleno.
Bu akşam dışarı çıkacağımızı söylemedim mi?
¿ No te dije que íbamos a salir esta noche?
İsteğiniz üzere dışarı çıkacağım.
Iré al exterior como desean.
Dışarı çıkacağımı söylemeye her geldiğimde neden beni içeri davet ediyorsunuz?
¿ Por qué siempre que voy a salir me dice que entre?
Akşam dışarı çıkacağımı söylerdim.
que quiero salir a gozar de la noche.
- Şu kafesten dışarı çıkacağım.
- Voy a atravesar esa verja.
Dışarı çıkacağım birazdan.
Voy a salir enseguida.
Beş dakika dışarı çıkacağım.
¡ Me voy 5 minutos y cuando vuelva...!
Paramı istiyorum, imzaladığım kağıtları istiyorum, sonra dışarı çıkacağım ve siz iki palyaço küçük bir kahkaha atabilirsiniz.
Quiero los papeles que firmé, luego me marcho de aquí para que estos dos payasos se rían un rato.
Sonuçta müşteri memnun göründüğü sürece, dışarı çıkacağım ve kendime bir taksi bulacağım.
Bueno, ya que el cliente parece contento, yo me voy a encontrar un taxi.
Dışarı çıkacağım zaman, Maruso ve Donton içerim.
Cuando salgo, tomo Maruso y Donton.
Dışarı çıkacağımızı unuttun mu?
Anda, ve a cambiarte. ¿ No te acuerdas que esta noche tenemos que salir?
- Dışarı çıkacağım senin için... getireceğim.
Sí, saldré de aquí. Para ti... traeré...
Hayır. Dışarı çıkacağım.
No, voy a salir.
-... ve dışarı çıkacağım.
- voy a salir...
Sekize doğru karıma ve diğer akrabalara dışarı çıkacağımı söyledim. Kapıdan çıktım. Orada 3 katlı güzel evler vardı.
Hacia las 8 menos diez, le dije a mi mujer y a mis suegros bueno, me voy a dar una vuelta y nada más cruzar la puerta, tenían una preciosa casa de tres pisos, y caminar por una calle cercana,
Dışarı çıkacağım.
Voy a salir.
Ve bu evin içinde kusmayacağım, kusmak için dışarı çıkacağım çünkü evinize saygı duyuyorum.
Y no voy a vomitar en esta casa. Voy a salir a vomitar porque respeto tu casa.
Dışarı çıkacağımızı düşündünüz.
Creía que íbamos a salir.
Sadece burada birkaç saat oturacağım ve sonra dışarı çıkacağım.
Esperaré unas horas, e iré para allá.
Ben biraz dışarı çıkacağım, temiz havaya ihtiyacım var.
Creo que voy a dar un paseo, necesito tomar aire fresco.
Dışarı çıkacağım.
Pagaré por todo.
Şey. Biliyor musun? Doğayı takdir etmek için dışarı çıkacağım.
Bueno, mientras piensas en ello, saldré a apreciar la naturaleza.
Emniyetlerini sağladıklarında... ve takip edilmediklerinden emin oldukları zaman... beni arayacaklar. - Ve ben de ellerim havada dışarı çıkacağım. - Hey, Coalhouse!
Cuando estén a salvo y seguros de que no les han seguido me llamarán aquí y saldré con las manos en alto.
Tiny'e dışarı çıkacağımızı söyle.
Dile a Pequeño que saldremos enseguida.
- * Dışarı çıkacağım!
¡ Tengo que escapar!
Elbiselerimi çıkarmak için dışarı çıkacağım.
Que me tengo que sacar los pantalones.
Biraz dışarı çıkacağım.
Salgo un momento.
Sayım bitene kadar dışarı çıkacağını aklından bile geçirme.
No sabes que estás fuera hasta que dejan de contar.
Ben biraz dışarıya çıkacağım, anne.
Voy a dar una vuelta, madre.
Oradan dışarı nasıl çıkacağınızı ayarladınız mı?
¿ Cómo vamos a salir de allí?
Dışarıya gezintiye çıkacağım biraz, gelmek ister misin?
¿ Quieres venir?
Dışarı çıktı, Yemekten sonra dışarı çıkacağım.
Yo también salgo.
Dışarı nasıl çıkacağımı hesaplamadan buraya gireceğimi mi sanıyorsunuz?
¿ Cree que vine aquí sin saber que podría irme?
Gece dışarı mı çıkacağım?
¿ Quieres que pase la noche fuera?
Sürekli dışarıdan eleman alırlarsa ben posta odasından nasıl çıkacağım?
¿ Cómo voy a salir de Correos si contratan gente de fuera?
Gerçekten dışarıya çıkacağını mı düşünüyorsun?
¿ En serio crees que estará fuera?
Benim de dışarıya çıkacağımı biliyordun, birlikte gidebilirdik.
Sabías que yo iba, podríamos haber viajado juntos.
çıkacağım 19
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarı mı 28
dışarıda bekleyin 38
dışarıda mı 50
dışarıdalar 31
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarı mı 28
dışarıda bekleyin 38
dışarıda mı 50
dışarıdalar 31
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32