English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ E ] / Endişelenmene gerek yok

Endişelenmene gerek yok tradutor Espanhol

1,523 parallel translation
Bu konuda endişelenmene gerek yok, tamam mı?
No te preocupes por eso, ¿ de acuerdo?
Sen bu şeylerden uzak olacaksın bu yüzden endişelenmene gerek yok, tamam mı? Tamam.
No estarás allí para verlo, así que no tienes que preocuparte, ¿ sí?
Les, endişelenmene gerek yok.
Les, no quiero que te preocupes.
Endişelenmene gerek yok. - İşte, Profesör.
No necesitas preocuparte.
Bu konuda endişelenmene gerek yok.
Bueno, no vale la pena preocuparnos con esto.
- Lütfen, güzelsin. Bence endişelenmene gerek yok.
por favor, eres hermosa no creo que te debas preocupar por eso
Zavallı! Endişelenmene gerek yok. Sorun değil, gerçekten değil.
Pobre de ti, no tienes que preocuparte por eso está bien.
"Artık daha fazla endişelenmene gerek yok, çünkü az önce El Kaide ve Bağdat arasında bağlantı olduğunu doğruladık" dedi.
"Oiga, ya no deben preocuparse de sus dudas, porque... acabamos de confirmar que hubo contactos entre Al Qaeda y Bagdad".
Endişelenmene gerek yok.
No debes preocuparte.
Endişelenmene gerek yok, ben buradayım artık.
No te preocupes. Estoy aquí ahora.
Basın için endişelenmene gerek yok.
No tienes que preocuparte por la prensa.
Yani endişelenmene gerek yok, dostum. Seni... Seni tam şuraya, en ön sıraya koyacağız.
No te preocupes, amigo mío, te pondremos- - sabes, tu estas conmigo, así que te pondrás justo aquí en el frente, ¿ ok?
Ayakkabılarını bollaştıracak diye endişelenmene gerek yok artık.
Ya no debes preocuparte de que agrande tus zapatos.
Artık bunun için endişelenmene gerek yok çünkü bir daha sana asla öyle bakmayacağım.
ya no te preocupes por eso, porque nunca te volveré a mirar de esa manera. ¿ Y sabes qué?
Eğer masumsan, endişelenmene gerek yok.
Si eres inocente, no tienes nada que preocuparte.
Bilesin diye söylüyorum. Endişelenmene gerek yok. Seni 24 yaşında biri için asla terk etmem.
Y para que sepas, no tienes de que preocuparte, nunca te dejaría por una veinteañera.
Benim için endişelenmene gerek yok. Ben...
No tienes que preocuparte por mí.
Artık onun için endişelenmene gerek yok.
Ya no debes preocuparte por él.
Esas nokta, seks yapmak için yeterince zeki olup olmadığın konusunda, endişelenmene gerek yok, tamam mı?
Verás, que no te preocupe ser listo para tener sexo.
Yarın okulda olacaklar için endişelenmene gerek yok.
No tienes nada de qué preocuparte mañana en la escuela.
Murphy, sana tek söyleyebileceğim sözüme güvenmen. Bu konu hakkında endişelenmene gerek yok.
Todo lo que puedo darte es mi palabra de que no van a molestarte de nuevo.
- Endişelenmene gerek yok.
Mira, no te preocupes.
Anlıyorum Geri geldiğine sevindim baba ama, artık bizim için endişelenmene gerek yok
Lo entiendo, y me alegra que hayas vuelto, papá, pero... ya no tienes que preocuparte por nosotros.
Endişelenmene gerek yok.
No tienes nada por lo que preocuparte.
Limonata standın için endişelenmene gerek yok. Neden?
El festival es mañana y tengo que empezar a exprimir los limones y no tengo mi equipo o mi puesto.
Limonlarımı sıkmaya başlamalıyım ve ne aletlerim var ne de standım. - Endişelenmene gerek yok Çingene. Çünkü limon sıkmana gerek yok.
Porque no necesitas exprimir limones, porque no necesitas limonada porque no va a ser un puesto de limonada este año.
İnsanlar tuzlu fındık yerse ve limonataya erişimleri olmazsa, ağızları yapışır. Bunun için endişelenmene gerek yok Babette. Çünkü tuzlu fındık standı olmayacak çünkü tuzlu fındık standının bütçesi,..
No debes preocuparte por eso, Babette, porque no habrá un puesto de nueces saladas, porque el presupuesto de eso ha sido recolocado al laberinto de heno.
- Benim için endişelenmene gerek yok.
No tienes que preocuparte por mí. No.
Gittikleri yer hakkında endişelenmene gerek yok.
No se preocupe por saber adónde van.
Onun için endişelenmene gerek yok.
No te preocupes por él.
O konuda endişelenmene gerek yok.
No tienes que preocuparte por eso.
Paraya gelince, zaten bankada ve güvenli. Endişelenmene gerek yok!
Pero... uno de ellos es demonio, ¿ no?
Sam için endişelenmene gerek yok artık.
No tienes que preocuparte más por Sam.
Endişelenmene gerek yok.
Sé que se está preparando. No te preocupes.
Lana, Lex ile ilgili endişelenmene gerek yok.
Lana, no tienes que preocuparte por Lex.
Ama senin, bu konuda endişelenmene gerek yok çünkü sen de bu şeyleri yapmayı biliyorsun.
Tú no tienes de qué preocuparte, porque también sabes hacer esas cosas.
Endişelenmene gerek yok. Halledilir.
No tienes por qué preocuparte de nada.
Endişelenmene gerek yok.
No te preocupes por nada.
Güzel Bunu hakkında endişelenmene gerek yok.
Bien no necesitas preocuparte por esto
O kadar endişelenmene gerek yok.
No te preocupes tanto.
Endişelenmene gerek yok yani.
Así que tienes que estar tranquilo.
Biliyorsun endişelenmene gerek yok. Sana dokunmak gibi bir niyetim yok.
No te preocupes, no voy a tocarte ni nada por el estilo.
Endişelenmene gerek yok.
No tienes que preocuparte.
Endişelenmene gerek yok.
Oh, no hay que preocuparse.
Endişelenmene gerek yok, onunla ne yapacağın zerre umurumda değil.
No tienes que preocuparte por eso, y no me puede importar menos lo que hagas.
Bunun için endişelenmene gerek yok.
No necesitas preocuparte por eso.
Endişelenmene gerek yok, ben de annemi çağıracağım,
Voy a llamar también a mi madre.
Herşeyi hallet ve yoluna koy. Endişelenmene gerek yok.
Y acerca de eso Termina con esto y te lo reconoceré bien, no te preocupes.
endiselenmene gerek yok.
No hay de que preocuparse.
Endişelenmene gerek yok.
No te preocupes.
Endişelenmene hiç gerek yok.
Verá, no tiene de qué preocuparse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]